İsim vermeden CHP Grup Başkanvekili ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na göndermeler yapan Bahçeli, “Bugünlerde demokrasi dışı arayışlarını gizlemeyen, sandıkta bulamadıklarını sokaklardan devşirmeye çalışan sefil siyasetçilerin, sefih destekçilerinin ağızlarından düşürmedikleri demokrasi elbette sahte ve sanaldır. Bunların söz ve açıklamaları yalnızca demagojiden ibarettir” ifadesini kullandı.
Canan Kaftancıoğlu’nun “İktidar bir şekilde gidecek” sözleri AKP ve MHP cephesinde “darbe” mesajı olarak nitelendirilmişti. Grup Başkanı Özgür Özel’in “Saray rejiminin sonu geliyor. Bütün devlet memurları korkmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelir, saat gibi işlemeye başlar. O saatin en kıymetli çarkları da siz olursunuz” sözleri de “darbe tehdidi” olarak yorumlandı.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Millete tepeden bakan anti demokratik emeller, milli iradeyi yok sayan işbirlikçi çevreler, ‘bir şekilde’ sözüyle ateşle oynamaktadır. Bu şuursuzların dünü karışık, bugünü zifiri karanlıktır. Türk milleti bu zalim ve demokrasi muhaliflerine asla müsaade etmeyecek, zamanında yapılacak seçimlerde bu çürükleri sandığın dibine gönderecektir. Türk milliyetçiliği geçmişte nasıl haksızlığa ve hıyanete direnmişse günümüz de aynısını şevkle, heyecanla, imanla ifa etmektedir.”
3 MAYIS 1944
Bahçeli, 3 Mayıs 1944’ün simalarının bu gerçekleri özümsemiş, sivil, demokratik ve meşru bir direniş ruhuyla dönemin devlet ve siyaset zihniyetine haklı itirazlarını seslendirdiğini vurgulayarak, “Bunu yaparken korkuya teslim olmamışlardır. İnanç ve iddialarından taviz vermemişlerdir. Akıbet mahkumiyet de olsa duruşlarından, gelecek hayal ve hedeflerinden geri düşmemişlerdir.” ifadelerini kullandı.
Devlet Bahçeli, Türk milliyetçiliğinin toplumsallaşması ve kitleselleşip siyasi bir harekete dönüşerek kabuk değiştirmesinin 76 yıl önceki olayların müessir neticelerinden birisi olarak değerlendirildiğini kaydetti.
Milliyetçiliği “Milletin özlemlerini esas alan, tarih ve kültür potasından tecelli edip, bu suretle kaynaşma ve kucaklaşma hususiyetlerini sistematik ve disiplinli bir düşünce kalıbına döken bir dünya görüşü, huzur, refah ve birlikte yaşama ruhudur.” şeklinde özetleyen Bahçeli mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Türk milleti aleyhine projelendirilip seri ve sistemli şekilde telkin edilen kara propagandalara Türk milliyetçiliği bedeli ne olursa olsun inançla set ve sur çekmiştir. 3 Mayıs 1944 olaylarının özünde yatan faik hakikat de budur. Akıl ve duygunun milli mensubiyet ve millet sevgisiyle eklemlenmesi devrin elitlerine, görevdeki iktidar erkine ifade ve inanç hürriyetinin dinamik niteliğiyle tepkiye bürünmüştür.”
Bahçeli, 1940’lı yılların milliyetçi kahramanlarının servet ve şöhret peşinde koşmak yerine vatan ve millet sevdasıyla bayraklaşmayı tercih ettiklerine dikkati çekti.
BATI TEZLERİ
Türk milliyetçiliğinin varlığı ve vakarının Türk milletinin ortaya çıkışıyla tarih sahnesindeki yerini aldığını belirten Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu kapsamda diyebiliriz ki milliyetçiliğin 19’uncu yüzyılın ürünü olduğunu iddia ve ifade eden uyduruk Batı tezlerinin bizim nazarımızda itibar ve inandırıcılığı katiyen yoktur. Pek çok ülkenin vahim bir salgınla pençeleştiği bir zaman aralığında milliyetçilik, tarif ve takdimi yapılan yeni bir dünyanın anahtarı; barış, huzur, güvenlik ve ekonomik gelişmişliğin asıl ve emin teminatıdır. Türk milliyetçiliği geleceğin büyük Türkiye’sinin, yüksek Türk ülküsünün mimarı ve müellifidir.”
‘MİLLİYETÇİLİK VARSA İŞGALE HEVES EDENLER TARİH SAHNESİNDEN SİLİNİR’
Mesajında “Milliyetçilik varsa işgale heves edenler, ihanete taşeronluk yapanlar, PKK’ya ve FETÖ’ye refakatçilikle övünenler günü geldiğinde tarih sahnesinden silinip gideceklerdir.” ifadesini kullanan Bahçeli, Türklüğün varoluşuyla birlikte nice kahramanın yaktığı istiklal meşalesinin, 3 Mayıs 1944’ün sisli ortamında daha da güçlendiğini, Milliyetçi Hareket Partisi’nin doğum ve doğruluş müjdesi olduğunu kaydetti.
Bahçeli, 3 Mayıs 1944 olayları nedeniyle tutuklanan 24 dava insanının sırf düşüncelerinden, sadece Türklük ve Türkçülük ülkülerinden dolayı nice iftira ve isnatlara maruz kaldığını ancak hepsinin şimdi minnetle, hürmetle, hayranlıkla anıldığını ifade etti. Bahçeli, mesajını şöyle sürdürdü:
“Onlara her türlü zulmü reva görenler ise maşeri vicdanda çoktan yargılanıp suçlu bulunmuşlardır. Milliyetçiliğin demokrasiyle özdeşliğinin derin izlerini, tam bağımsızlık ve hürriyetle birlikteliğinin kanıt ve kararlarını hiç kuşku yok ki 1940’lı yılların hüzün dolu sayfalarında görmek mümkündür.”