MHP lideri Bahçeli, ABD Başkanı Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un 'Kürtleri korumaya yönelik anlaşma sağlanmadan ABD askerleri çekilmeyecek' ifadesine 'Bolton musun Dalton musun bilmem. Türkiye neyi nasıl yapacağını sana ve patronlarına mı soracaktı?' diyerek tepki gösterdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis'teki grup toplantısında konuştu. Bahçeli, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un "ABD askerleri, Suriye'nin kuzeyindeki Kürtleri korumaya yönelik bir anlaşma olmadan çekilmeyecek" sözlerine, "Bolton musun Dalton musun bilmem. Türkiye neyi nasıl yapacağını sana ve patronlarına mı soracaktı? Bu nasıl bir küstahlıktır, bu nasıl bir terbiyesizliktir?" diyerek tepki gösterdi.

Bahçeli, vatandaşların maddyatın yanı sıra ruhsal olarak zorluk çektiğini ifade ederek, "Ruh sağlığı yasasına ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz. Bu alanda boşluk hakimdir" dedi ve devamında "Ruh sağlığı yasasının bu yıl içinde TBMM'den çıkarılmasını temenni ediyorum. Konuyla ilgili kanun teklifi hazırlayan Deniz Depboylu hanımefendiyi tebrik ediyorum" diye konuştu.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

Suçun özgürlüğü olmaz, cinayetin özgürlüğü olmaz, darbeye teşebbüsün özgürlüğü hiç olmaz. Milli iradenin demokratik kararı ve seçimi ile hilesiz hurdasız inşa edilen bir hükümet sistemine geçişin otoriterlik olarak tasviri cehalet değilse kesinlikle akli ve fikri caniliktir. Sövene dilsiz, vurana elsiz kalmayacağız. Özgürlük demek hıyanete cevaz vermek anlamına gelmeyecektir.

RUH SAĞLIĞI YASASI

Ruh sağlığı yasasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Sosyal ve toplumsal pek çok yararı olacağına inandığım yasanın bu yıl içinde TBMM'den çıkarılacağına içten inanıyorum. Yaşanan ağır sorunlar ruh sağlığına olumsuz yönde tesir etmektedir. Ruhsal sorunları olanların yalnızca yüzde 14'ünün uzmana müracaat ettiği tespit edilmiştir. Geçtiğimiz hafta iki akraba aile arasında çatışma çıkmış 18 kişi yaralanmıştır. İçimin titrediği bir kadın cinayeti geçen hafta üniversitede gerçekleşmiştir.

‘GİZLİ VE GİZEMLİ ELLER DEVREDE’

Son dönemlerde artan sosyal şiddet, toplumsal gerginlik bizi fazlasıyla kaygılandırmaktadır. 31 Mart seçimlerine yaklaştıkça ihtilaf ve anlaşmazlıklar alarm verici boyutlara çıkmıştır. Gizli ve gizemli eller devrededir. 2018'de suç ve şiddetin envai türüne şahitlik edilmişti. Sosyal dokumuzu bozmak, siyasi dengemizi baltalamak için tezgah ve tertipler imal edilmektedir. 31 Aralık gecesi yılbaşı kutlamalarında Suriyeli sığınmacı olan iddia edilenlerin Suriye bayrağı açması infiale yol açmıştır. Bunun kimler tarafından tedavüle sokulduğu araştırılmalıdır. Konu önemlidir. Benzeri tahrik ve tacizler zaman zaman vuku bulmaktadır. Milletimizin siniruçlarıyla oynanmaktadır. 31 Mart öncesi ülkemizin huzurunu kaçırmak istiyorlar. 1 Nisan sabahı için hazırlık yapıyorlar. En küçük bir kıvılcımın nasıl bir yıkım ve enkaza yol açacağını öngörüp buna göre tedbir geliştirmek zarurettir.

‘HERKES AYAĞINI DENK ALSIN’

Bu düşmanlıkların hepsi üst akıl tarafından planlanmaktadır. 31 Mart'a kadar daha fazla olaya şahit olma ihtimali fazladır. Sosyal ve ekonomik memnuniyetsizliklerin isyana dönüşmesi için çaba harcanmaktadır. Zilletin öne çıkması amacıyla hummalı bir gayret sarf edilmektedir. 24 Haziran 2018'de milli uyanışı kundaklayan iç ve dış odaklar 31 Mart 2019'da aynısına mahkûm olacaklar. CHP'sinden İP'ine, HDP'sinden PKK ve FETÖ'süne kadar kim Türkiye'nin tarihsel yürüyüşüne engel olmak istiyorsa onunla hesabımız bu dünyada görülecektir. Hiç kimse şansını fazla zorlamasın. Herkes ayağını denk alsın.

FIRAT’IN DOĞUSUNA OPERASYON

Türkiye bekasını temin etmek için Fırat'ın doğusu veya batısı demeden ileri atılmakta kararlığını göstermektedir. Türkiye'ye rağmen kımıldayan yaprağın akıbeti bilinsin ki çürümedir. Güney sınırlarımız boyunca hıyanet üretimi yapanlar, pusu kuranlar karşılarında çelik gibi bir iman ve irade bulacaklardır. Türkiye'nin çevresinde hiçbir terör çevresi yaşamamalıdır. Türk milletinin yemidir. Fırat Kalkanı harekatı ve Zeytin Dalı harekatıyla emperyalizmin uykularını kaçıran Türkiye bugün de Fırat'ın doğusu ve Menbüç'i kurtarmakta kararlıdır. Duruşumuz meşrudur. Davamız var olma, milli güvenliğimizi müdafaa davasıdır. Dev doğruldu, Türk milleti bekasını müdafaa etmek için cephe açtı, tavır aldı. Türkiye diplomasi ve askeri vasfıyla masadadır, meydandadır. Ülkemiz bölgesel gelişmelerin dışında değil, tam ortasında etkin ve sözü dinlenir şekilde yer almıştır.

Fırat Kalkanı bölgesi huzura kavuşmuştur. Afrin güvendedir. Terör koridoru baltalanmıştır. Zahmetlere katlana katlana huzur ve zafer şafağına inanıyorum.

ABD'NİN SURİYE’DEN ÇEKİLME KARARI

ABD Başkanı Trump, 2018'de IŞİD'i yendiklerini iddia ederek Suriye'den çekileceklerini duyurmuştu. Trump Suriye'deki ABD varlığını sorgulamış, geri döneceklerini ifade etmiştir. Beyaz Saray sözcüleri tarafından takvim duyurulmuştu. Biz Suriye'den çekilme iradesine ihtiyatla yaklaştık. Gerçekten de Trump bir süre sonra Suriye'den çekilme konusunda zaman vermediğini ifade etmiştir. ABD Başkanı daha ileri giderek Suriye'den çekilsek bile Kürtleri korumak istiyoruz demiştir.

‘BOLTON MUSUN DALTON MUSUN BİLMEM’

Bolton musun Dalton musun bilmem, Türkiye ne yapacağını sana ve patronlarına mı soracak? Bu nasıl bir küstahlıktır, nasıl bir terbiyesizliktir. Müttefikleri Kürt savaşçılarıymışmış. Müttefik olduğunuz insan kasaplarının Kürt kardeşlerimizle en ufak alakaları yoktur. Bunların görüldüğü yerde imhaları vaciptir. PKK'yı ve YPG'yi Kürt kökenli vatandaşlarımızla birleştirmek sapkınlıktır, sapmadı, alçaklıktır. Bundan sonra birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız. NATO'nun devamını nasıl sağlayacağız? Kürt kökenli kardeşlerimize Trump'ın muhabbeti yalandır, sahtedir. Türkiye'yi Kürtlerle mücadele halinde göstermek ne adamlıktır, ne dostluktur. Teröristlerin Kürt olarak gösterilmesi güftandır. Terörist teröristtir, insan yerine bile konulamayacaktır.

Esad yönetimiyle YPG arasında yeşeren temasların, bu temaslar içindeki ABD'nin rolünün ne olduğu gizemini muhafaza etmektedir. ABD Türkiye ile Suriye'nin çatışmaya girmesi için YPG ile bir kumpas mı hazırlamaktadır? Türkiye için de karanlık ve kahredici senaryolar mı hazırlamaktadır. Esad, PKK, YPG, ABD arasında bilmediğimiz hangi uzlaşma söz konusudur? Öngörü hataları, aşırı iyimserlik beka düzeyinde kayıplara yol açabilecektir. ABD'nin IŞİD'i yendik demesi, Trump'ın mücadele edeceğiz beyanı oldukça sorunludur.

"ABD ile IŞİD'in ABD ile YPG'nin bağını görmezden gelmek için ya kör, ya sağır olmak gerekmektedir. Irak'tan çekiliyorlardı, Afganistan'dan dönüyorlardı. ABD'nin bir yere gittiği falan yoktur. Türkiye'nin kararlı tutumu, askeri gücü ve siyasi başarısı ABD'nin hesaplarını yeniden gözden geçirmesine yol açacaktır.

‘ALTIN FIRSAT ÖNÜMÜZDE’

2016'da başlayıp 11 defa toplanan Astana zirveleri, 8 defa olan Cenevre görüşmeleri yol haritasını şekillendirmiştir. Ülkemizdeki süreçte Soçi formatında bir liderler zirvesi yapılacağı anlaşılmaktadır. ABD ne derse desin, Türkiye Fırat'ın doğusuna hak için, adalet için girmeli gereğini yapmalıdır. Başkalarının ne diyeceğiyle ilgilenemeyiz. Altın fırsat önümüzdedir. Zaman, mekan, kuvvet eşgüdüm halinde yorumlanarak Türkiye'nin gücü dosta da düşmana da en kati şekilde gösterilmelidir. MHP terörle mücadelede hükümetin arkasındadır. Menbiç zulümden kurtarılmalıdır. Fırat'ın doğusu kandan, cinayetten arındırılmalıdır.

CHP'YE TEPKİ

"CHP, HDP'ye yakışan bir utanmazdır. CHP yönetimi hâlâ Fırat'ın soğusuna girmesine karşıyla ona tavsiyem koşa koşa teröristlerleetten duvar örsünler.