Avrupa’da kara kış yaklaştıkça, Ukrayna’da savaşı körükleyen hükümetlerin suyu  ısınıyor. Son 70 yılın en yüksek enflasyonunu gören Avrupa ülkeleri, artan grev ve protesto dalgasıyla karşı karşıya. İngiltere'de demir yolu, liman ve posta çalışanlarının grevi, hayatı felç etti.

IŞIKGÜN AKFIRAT

Avrupa’da kara kış yaklaştıkça, Ukrayna’da savaşı körükleyen hükümetlerin suyu daha da ısınıyor. Son 70 yılın en yüksek enflasyon oranlarını gören Avrupa ülkeleri, giderek artan bir grev ve protesto dalgasıyla karşı karşıya. Vatandaşlar evlerini ısıtmak için gerekli enerji faturasını ödeyemezken Ukrayna’ya milyarlarca dolarlık silah gönderilmesine isyan ediyor. Hükümetlerin enflasyon baskısı altında ezilen reel ücretlere zam yapmaması yüzünden ulaşım sektörü başta olmak üzere yapılan genel grevler hayatı felç ediyor.

Yüzde 10,1 enflasyonla son 40 yılın zirvesini gören İngiltere, grev dalgasının da en yoğun hissedildiği ülke. Tren yolu, posta ve liman işçilerinin grevleri hayatın pek çok sahasını durma noktasında getirdi. Avukatlar, öğretmenler, sağlık işçileri de genel grev kararını tartışıyor. Kamuoyu yoklamaları, hayatı grevlerden olumsuz etkilenen halkın çoğunluğunun grevleri desteklediğini, Liz Truss hükümetinin ise hızla oy kaybettiğini gösteriyor.

İNGİLTERE’DE DEMİR YOLU İŞÇİLERİ ÜLKE ÇAPINDA İŞ BIRAKTI

Demir yolu işçileri grevi nedeniyle tren istasyonları bomboş.

İngiltere’de pek çok sektörde peş peşe grev kararları alınıyor. Geçen haftalarda iş bırakma kararı alanlar arasında metro çalışanları, otobüs şoförleri ve UBER sürücüleri, öğretmenler, liman işçileri, ceza avukatları, sağlık çalışanları, temizlik işçileri, havacılık ve posta servisi çalışanları yer alıyor.

Önceki gün demir yolu çalışanları enflasyonun altında teklif edilen maaş zammı sonrası tekrar bir grev başlattı. Yaklaşık 50 binden fazla demir yolu işçisinin üyesi olduğu 4 sendika, ücret artışı ve çalışma koşulları konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlık nedeniyle önceki gün yeniden grev kararı aldı. Başkent Londra başta olmak üzere ülke genelinde birçok bölgede hem uzun mesafeli hem de yerel çok sayıda tren seferi iptal edildi.

İngiliz The Guardian gazetesi, “On yıllardır görülen en büyük demir yolu grevi Britanya’da çoğu treni durdurdu” başlığıyla verdiği haberde, sendikaların bu yıl ilk defa ortak grev üzerinde anlaştığını yazdı. Grev boyunca Londra’dan Birmingham’a, Manchester’dan Edinburgh’a pek çok hatta ulaşım imkânı olmayacağını bildirdi.

Demir yolu işçilerinin grevi nedeniyle ulaşımda ciddi aksaklıklar meydana gelirken, sendikalardan bazıları, hükümet ve şirketlerle yapılan görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine iş bırakma eylemini 5, 6 ve 8 Ekim'de sürdüreceğini açıkladı.

BAŞKENT LONDRA’DAN BAŞLAYAN ‘ARTIK YETER’ PROTESTOLARI

İngiltere’de önceki gün binlerce kişi, hayat pahalılığına karşı seslerini yükseltmek için sokağa çıktı. Başkent Londra'da King's Cross Tren İstasyonu önünde toplanarak hayat pahalılığını protesto eden göstericiler, “Zenginleri vergilendirin, fakirlere saldırmayın”, “Grevleri destekleyin” ve “Hepimizin maaş artışına ihtiyacı var” yazılı pankartlar taşıdı.

Ülke genelindeki birçok sivil toplum kuruluşu (STK) ve işçi sendikasının yanı sıra çevreci grupların da destek verdiği gösteride, protestocular, “Artık yeter”, "Adil maaş zammı istiyoruz" sloganları attı ve iktidardaki Muhafazakar Parti'nin ekonomi politikalarını eleştirdi.

Anadolu Ajansı (AA) muhabirine konuşan protestoculardan Tim, hayat pahalılığına karşı sokağa çıkanların artık ayağa kalktığını ve bu şekilde devam edemeyeceklerini dile getirdiğini aktararak, “Bunu devam ettiremeyiz, bu yüzden bugün buradayız. RMT'yi (Demiryolu, Denizcilik ve Taşımacılık Sendikası) ve bugün grevdeki posta servisi çalışanlarını temsil eden CWU'yu (İletişim Çalışanları Sendikasını) destekliyoruz çünkü çalışan insanların bir araya gelme ve harekete geçme zamanı.” diye konuştu.

HALK GREVLERİN ARKASINDA HÜKÜMETE DESTEK DİPTE

Ipsos Mori firmasının anketine göre İngiltere’de halkın yüzde 43’ü greve giden işçileri desteklerken yalnızca yüzde 31’i karşı. Ankete katılanların yüzde 52’si tren yolu sendikalarına yönelik olumlu görüş belirtirken olumsuz görüşe sahip olanların oranı yüzde 40 düzeyinde seyrediyor. Diğer yandan, tren işletmecilerine karşı olumsuz görüşlerin oranı yüzde 52 ve hükümete karşı çıkanlar ise yüzde 64’e ulaşmış durumda.

Ipsos’un çarşamba günü yaptığı ankette ise ana muhalefetteki İngiliz İşçi Partisi’nin iktidardaki Muhafazakâr Parti’nin 33 puan önünde olduğunu gösterdi. Ankete katılanların yüzde 54’ü yarın seçim olsa İşçi Partisi’ne oy vereceğini söylerken yalnızca yüzde 21’i Muhafazakâr Parti’yi tercih edeceğini belirtti. Bu sonuçlara göre İşçi Partisi 498 sandalyeyle gerekli olan 346 çoğunluğunun çok ötesine geçerek iktidar oluyor. Muhafazakâr Parti ise 61 milletvekili çıkararak adeta parlamentodan siliniyor.

Hükümetin Ukrayna’ya milyarlarca dolarlık yardımlara devam ederken hayat pahalılığıyla ilgili esaslı bir önlem almamasının bu sonuçlarda en önemli faktör olduğu ileri sürülüyor. Grev dalgasıyla anket sonuçları birleştiğinde İngiltere’de erken seçimin gündeme gelebileceği tartışılıyor.

EN YOĞUN LİMANDA GREV

İngiltere’nin en yoğun konteynır limanı olan Suffolk’daki Felixstowe Limanı’nda işçiler önceki pazardan beri grevde. Bu limandan ülkenin konteynır ticaretinin yüzde 48’i yapılıyor. Hükümet “ticaret büyük bir sorun yaşamayacak” açıklaması yapsa da lojistik firmaları bazı gemilerin ulaşımında gecikmeler yaşanacağı uyarısı yapıyor. Liman işletmecisinin daha önce önerdiği yüzde 7’lik zam teklifi “son derece düşük” olarak reddedildi ve işçilerin 8 günlük yeni bir grev ilan etmesiyle sonuçlandı.

AVUKATLAR, ÖĞRETMENLER, SAĞLIK EMEKÇİLERİ…

Tren yolu ve posta hizmetleri dışında da pek çok sektörde grev kararları alındı.

BBC’nin haberine göre, İngiltere ve Galler’de ceza davası avukatları, eylül başında ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle “kesintisiz grev” kararı aldı. Daha önce hükümetin yüzde 15’lik zam teklifini reddeden Ceza Avukatları Barosu, yüzde 25 zam istemişti.

Eylül sonunda hükümetten yeni bir teklif alan avukatlar, kendi içlerinde öneriyi kabul etmeyi ve greve devam edip etmemeyi görüşüyor. 27 Haziran ile 5 Ağustos arasında grev sebebiyle 6.235 davanın ve 1.415 yargılamanın sekteye uğradığı kaydediliyor.

Öğretmenler de greve gitmeyi tartışıyor. Farklı öğretmen sendikaları, yüzde 12’lik ücret artışı karşılanmazsa genel greve gitme konusunda uzlaştı. NEU isimli sendika, 17 Ekim’de grev yapacağını, eğer sonuç alınmazsa 5 ve 20 Kasım’da devam edeceğini duyurdu.

Sağlık emekçilerinin en büyük sendikası Kraliyet Hemşirelik Okulu (RCN) tarihinde ilk defa genel grev için gelecek perşembe oylamaya gidiyor. RCN Genel Sekreteri Pat Cullen, düşük ücretlerle çok zor koşullarda çalışan hemşirelerin, talepleri hükümet tarafından görmezden gelindiği için artan bir öfke içinde olduğunu belirtti.

Diğer büyük sendika Kraliyet Ebelik Okulu’nun (RCM) Galler’de yaptığı yüzde 80 katılımlı oylamada yüzde 75’le genel grev kararı çıktı. Birleşik Krallık’ın diğer ülkelerinde yapılacak oylamaların tarihleri ilerleyen günlerde açıklanacak.

POSTA HİZMETLERİ DE DEVRE DIŞI KALDI

İngiliz posta servisi Royal Mail’in yaklaşık 115 bin çalışanı da artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında daha adil bir ücret artışı talebiyle 29 Eylül’de iki günlüğüne iş bırakmıştı. Royal Mail’in hastalık ödeneği haklarını da ellerinden almaya çalıştığını söyleyen posta servisi çalışanları, çalışma koşullarının da iyileştirilmesi talebinde bulundu. Greve giden işçileri temsil eden İletişim Çalışanları Sendikası (CWU) yaptığı açıklamada, grevlerin işçilerin öfkesini yansıttığına işaret ederek, “İngiltere'deki posta servisi çalışanları, artık işlerini, hanelere ve işletmelere sağladıkları hizmeti kurtarmak için hayatlarının mücadelesiyle karşı karşıya.” ifadesini kullandı.

Aydınlık