Konuyu Aydınlık Avrupa’ya değerlendiren Teori Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Kuntay Gücüm, sosyal medyanın kamulaştırılması gerektiğini vurguladı 


ÖZGÜR ALTINBAŞ

Birçok alanda insanların etkili bir şekilde kullandığı sosyal medya, kontrolden çıkabiliyor. Özellikle, panik yaratan ya da komplo teorileriyle toplumun yönlendirilmesinde etkili olan sosyal medya araçlarının kontrolsüzlüğü, ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Bazı ülkeler bu konuda dış uygulamalara kısıtlama yapıp kendi yerli uygulamalarının kullanılmasını teşvik ederken, bazı ülkeler de platformlara çeşitli yasaklar getiriyor. Son olarak Avrupa’da atılan adımlar, artık sosyal medyanın Avrupa’da da eskisi gibi olmayacağını gösteriyor. 


ALMANYA SOSYAL AĞ PLATFORMU YASASINI GEÇİRDİ

Almanya, sosyal medya yasasını ayrıntılandıran ülkelerden biri. Almanya'da 1 Şubat'tan itibaren yürürlüğe girecek Sosyal Ağ Platformu Yasası (NetzDG) ile sosyal ağ firmaları, suç içeriklerini Federal Suç Dairesine (BKA) bildirmek zorunda kalacak. Geçen yıl parlamentodaki düzenlemeyle ilaveler yapılan Sosyal Ağ Yasası hem platformlara hem kullanıcılara hem de güvenlik birimlerine yeni sorumluluklar getiriyor. Alman medyasında yer alan haberlerde, Federal Suç Dairesinin sosyal ağ platformlarında nefret başta olmak üzere suç unsuru oluşturan içerikler nedeniyle yılda yaklaşık 150 bin ceza davası açılmasını beklediği ifade edildi. NetzDG gereği sadece suç içerikleri silinmeyecek, aynı zamanda şüpheliler polise bildirilecek. 

BKA'ya bağlı 200 görevli İnternetteki Suç İçeriğine İlişkin Merkezî Raporlama Bürosu'nda internet ortamındaki suç içeriklerini raporlayacak ve yürütülen soruşturmaları takip edecek. Söz konusu yasa, ülkede tartışmalara sebep olmuştu. Facebook ve YouTube gibi şirketler cezai sorumluluk açısından tüm gönderileri kontrol etme ve şüphe durumunda bunları bildirme yükümlülüğünü orantısız bularak yürütmeyi durdurma davası açmıştı.


DANİMARKA YASA DIŞI İÇERİKLER İÇİN YASA ÇIKARIYOR

Danimarka’da hükûmet, başta Facebook ve Google olmak üzere sosyal medya platformlarının yazılı ve görsel yasa dışı içerikleri sayfalarından kaldırmaları için yeni yasa çıkarıyor. Geçen ay Avrupa Komisyonu da kadınlara ve savunmasız azınlıklara yönelik çevrim içi nefret söylemini suç saymak için bir plan hazırladı. Son yıllarda Avrupa’da, sosyal medyadaki yasaları çiğneyen içeriklerle baş edilmesi için hükûmetlere yönelik baskıların artması üzerine, Danimarka’daki partiler de bu alanda bir adım atılması için hükûmete baskı yapmaya başladı. Danimarka, iki milyondan fazla kullanıcısı olan tüm platformları, kendilerine bildirilmesinin ardından 1 günden daha kısa bir süre sonra “açıkça yasa dışı” gönderileri kaldırmaya veya 50 milyon avroya kadar para cezası ödemeye zorlayan Almanya’nın izinden gidiyor. Fransa da şirketlere terör propagandası veya çocuk istismarı görüntüleri gibi rahatsız edici içeriklerin kaldırılması için bir saat kadar kısa bir süre veriyor. Yeni yasa tasarısıyla; Facebook, Twitter, Google, YouTube, Instagram vb. sosyal medya platformlarından, yetkililerden gelen sorulara hızlı ve verimli bir şekilde yanıt verebilecek bir temsilci atamaları istenecek.


İSVİÇRE’DE ORDU SOSYAL MEDYAYA MÜDAHALE ETTİ

İsviçre ordusunun, dünyada yaygın kullanılan WhatsApp ve Telegram gibi mesajlaşma uygulamalarını güvenlik gerekçesiyle yasakladığı bildirildi. Tages Anzeiger gazetesinde yer alan habere göre İsviçre ordusu, ABD'nin internetteki kişisel verilere erişimine imkân tanıyan CLOUD yasası kapsamındaki WhatsApp, Signal ve Telegram gibi uygulamaları güvenli bulmayarak, ordu personeline yerel mesajlaşma uygulaması Threema'yı kullanma talimatı verdi.

Gazeteye demeç veren ordu sözcüsü Daniel Reist, “Uygulamayı geliştiren firma İsviçre merkezli olduğu için ABD'li firmalar gibi CLOUD yasasına bağlı işlemiyor.” ifadelerini kullandı. Reist, ordu içindeki telsiz ve diğer haberleşme araçlarının, alınan karardan bağımsız olarak kullanımının aynı şekilde süreceğini kaydetti. Daha önce Facebook adıyla faaliyet gösteren ABD merkezli Meta firmasına ait WhatsApp, İsviçre'de 1664 yaş aralığındaki vatandaşların yüzde 80'i tarafından kullanılıyor. 2012'de geliştirilen ve İsviçre ordu personelinin kullanacağı Threema'nın, dünya genelinde 10 milyonun üzerinde kullanıcısı bulunuyor.

‘SOSYAL MEDYA, ABD’NİN TEKELİNDE’

Konuyla ilgili Aydınlık Avrupa’ya konuşan Teori Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Kuntay Gücüm, “Sosyal medya şu anda Amerikan tekelci işletmelerin denetimi altında.” dedi. Sosyal medya ile özgürlük ilişkisini Teori dergisinin ocak sayısında incelediklerini hatırlatan Gücüm, “Hükûmetler bu alana düzenleme yapana kadar sadece şirketlerin kuralları geçerli. Davranış biçimlerini, egemen olacak ahlakı ve sınırları tekelci sermaye belirliyor. Halk açısından baktığımızda özgürlük, aslında bu ortamların emperyalist tekelci sınıfların denetiminden özgürleştirilmesi. Hükûmetlerin önüne bu konunun gelmesi de kaçınılmaz.” ifadelerini kullandı. 


‘LİBERALİZM AVRUPA’DA DA ZAYIFLIYOR’

ABD için “Tarihin en liberal devletidir.” ifadelerini kullanan Gücüm, “Avrupa da liberal ama maddi ve tarihsel koşulardan kaynaklanan farklılıklar var. Örneğin Avrupa’da üretime kurallar getiren, toplum sağlığı ve tüketici güvenliği gibi kavramlara dayanan, standardizasyon adı verilen düzenlemeler yapılabiliyor. Bu düzenlemeler, demokratik devrimlerin kazanımları. ABD’nin ise bu açıdan daha geri olduğunu görüyoruz. ABD’de toplum sağlığı ve tüketici güvenliği, şirketlerin finans performansı uğruna çok daha kolaylıkla feda edilebiliyor.” açıklamasını yaptı. Liberalizmin Avrupa’da da zayıfladığını belirten Gücüm, “Fakat sosyal medyaya yönelik düzenlemeleri sadece liberalizmin zayıflamasına bağlamamak lazım. Diğer taraftan düzenlemeler, liberalizmi zayıflatan süreçleri destekler.” dedi.


‘SOSYAL MEDYA KAMULAŞTIRILMALI’

Sosyal medyada kamulaştırma vurgusu yapan Gücüm, “Bugünkü aşamada sosyal medyaya yönelik hukuki düzenlemeleri konuşuyoruz. Fakat ben sosyal medya işletmeciliğinin en sonunda kamusal hizmete dönüşeceğini düşünüyorum. Amerikalı emperyalist sınıfların kontrolündeki sosyal medya işletmeleri, serbest zamanlarımızda yaptığımız paylaşım ve etkileşimleri kâra dönüştürüyorlar. Yani bu alan aslında kamulaştırılması gereken rantlara dayanıyor. En sonunda da sosyal medya ağlarının yönetimi kamusal ve toplumsal karakter kazanacaktır.” ifadelerini kullandı. 

Konunun istihbarat boyutuyla ilgili de konuşan Gücüm, “İstihbarat sadece bilgi toplamak değil. Daha önemlisi bilgiyi işlemek ve toplumu yönlendirmek, bilinçlere müdahale edebilmek. Sosyal medyadan daha etkin bir araç var mı bugün bu amaçlara hizmet eden? Bu da sosyal medyanın kâr amacı gütmeyen işletmelerce yönetilmesi ve emperyalist sınıflardan özgürleşmesi için bir başka neden.” açıklamasını yaptı.


 

İsviçre Komünist Partisi’nden karara destek

İsviçre Komünist Partisi, İsviçre ordusunun aldığı karara destek verdiğini açıkladı. Açıklama yapan parti sekreteri Massimiliano Arif Ay, şu ifadeleri kullandı: “İsviçre Komünist Partisi, ordunun WhatsApp’tan vazgeçme kararını destekliyor. Ülkemize tedarik edilen neredeyse tüm silah sistemlerinin sadece gelecekteki F35A uçakları değil yurt dışından yani NATO komuta merkezlerinden kontrol edilen teknolojik ve bilgisayar kısıtlamalarına maruz kaldığını düşününce, sadece bir mesajlaşma hizmetinin kullanılmasının sona ermesiyle huzura ermek olası değildir. NATO, AB ve ABD ülkelerinin, İsviçre'nin daima iyi ilişkiler geliştirmeye çalıştığı Avrasya ülkelerini kışkırttığını gözler önüne seren yeni ‘Soğuk Savaş’ bağlamıyla karşı karşıya kaldığımızda tarafsızlığımızı korumak ve ulusal savunmayı tek bir jeopolitik alana bırakmamak gereklidir.”