EKREM DEMİR / DİYARBAKIR

Diyarbakır Anneleri’nin evlat nöbeti kararlılıkla devam ediyor. Bir aileyle başlayan oturma eylemi 260 aileyle devam ediyor. Eylem boyunca 34 aile evladına kavuştu.

Aileler, 18 Şubat’ta mücadelelerinin 900. günü doldurması nedeniyle eyleme hazırlanıyor, destek çağrıları yapıyor. Bir yandan da nöbet çadırına gelen ziyaretçileri ağırlıyorlar. Nöbette bir ilk yaşandı ve Avrupa’dan önemli bir konuğu karşıladılar. Danimarka’nın Türkiye Büyükelçisi Danny Annan, nöbet çadırını ziyaret ederek aileleri dinledi. Aileler, evlat mücadelesine ilgi göstermeyen Avrupa kamuoyuna mesajlarını büyükelçiye anlattılar. Büyükelçinin aileleri dinlerken “evet” dışında başka bir şey söylememesi dikkat çekti.

‘DİYARBAKIR HDP, PKK KARARGÂHI’

Evladına kavuşan ailelerden Ayşegül Biçer, “Bizim evlatlarımız PKK’ya HDP’ye destek veren diğer siyasi partilere kurban olmayacak. Amerika, İsrail’in oyunlarına kanmayacak. Biz bundan yüzde yüz eminiz ki dış güçler destek vermese bunlar ayakta kalmaz. HDP, 8 aydır kepenk kapatıp kaçtı, çünkü suçluydu. Diyarbakır HDP il binası PKK’nın ana karargâhıdır. Bir siyasi partide ranza ve yatakların ne işi var? Çocukları topluyorlar, toplu bir şekilde Kandil’e satıyorlar. Bunlar insan tüccarı… Buradan tüm Avrupa ülkelerine soruyoruz, hangi vicdana sığar 121315 yaşındaki çocukların eline silah vermek?” diye konuştu.

‘İL BAŞKANLIĞI DEĞİL KANDİL'İN ŞUBESİ’

Evlat nöbetindeki babalardan Süleyman Aydın da şunları söyledi: “Biz çocuklarımızı isterken, kepenk kapattılar kaçtılar, şu an kapalı… Herkes il başkanlığı diyor, burası il başkanlığı değil, burası Kandil’in şubesidir. HDP olmasa PKK da olmaz. Onlar diyorlar ya ‘Biz Kürt için mücadele veriyoruz’. Yalan söylüyorlar. Biz de Kürt’üz, ben de Kürt’üm, kesinlikle bunlar bizim için mücadele vermiyorlar. Kürt için mücadele vermiş olsalardı bizim 15 yaşındaki çocuklarımızı dağa göndermezlerdi. Ben size soruyorum; HDP milletvekillerinin çocukları Avrupa’da, Brezilya’da, bu gördüğünüz anne babaların çocukları da hepsi mağaralarda ölüme mahkûm edilmiş. Çocuğum dağa gittiğinden beri benim eşim yatalak oldu, ilaç tedavisiyle yaşıyor. Biz yaklaşık 3 yıldır bu HDP’nin kapısındayız, neden feryadımızı kimse duymuyor. Size soruyorum bizim çocuklarımız insan değil mi? İnsan hakları bu çocuklara yok mu? Bakın bunlar hepsi mağdur, Kürt anne babalarıdır.”

Aydınlık