Kürek sporuna karşı özel bir ilgisi olan Atatürk bir gün teknelerden “futayı” (yarış teknesi) çok merak etti. Bu yüzden, Galatasaray Spor Kulübü’nün 12 numaralı üyesi Ruşen Eşref Ünaydın’ın aracılığıyla, tek çifte bir futayı Florya’ya getirtti. Bu olayı Prof. Dr. Bedii Gorbon Hisar Bank Kültür Yayınları tarafından yayımlanan “Atatürk ve Spor” adlı kitabın 42. sayfasında şöyle anlatır: “Hiç unutmam; sene 1935 ve tarih de 29 Haziran'dı. Galatasaray Lisesi'nde son sınıf talebesiydim. Rahmetli Müdür Muavini Muslih Peykoğlu akşam çıkışta beni bekliyordu. “Yürü haydi gidiyoruz” dedi. “Nereye” diye sordum. Cevap vermedi. Doğru Bebek'e gittik. Galatasaray Kulübü Denizcilik Lokali Bebek'teydi o zamanlar. Hoca, tek çifte futayı denize indirmemi istedi. Futayı denize indirdim. Ancak ondan sonradır ki bana şu hususu açıkladı: “Gazi, Florya’da bizi bekliyor; kürek çekecek”, dedi. İşte o anda büyük bir heyecanın tüm benliğimi kapladığını hissettim. Adeta tir tir titriyordum. Bir motor bizi aldı, Florya’ya götürdü. Köşkün önünde futayı motordan denize indirdik. Biraz sonra Atatürk köşkün iskelesinde göründü. Ayağında lastik pabuçlar, elinde sigarası, üstünde de slip bir yün mayo vardı. Gazi’yi ilk defa yakından görüyordum. Ne büyük insandı. Futaya bindi. Elli metre kadar kürek çektikten sonra yoruldu. Bana dönerek: “Senin çok acayip bir sandalın var!..” dedi. “Biraz sen kürek çek de göreyim…” Tam kırk beş dakika Atatürk’ü dolaştırdım. İnsana müthiş hamle veren hali vardı. O zamanlar Türkiye rekoru bendeydi. Eğer kronometre tutulsaydı, bu rekoru çoktan kırmış olurdum o gün. Gazi bu geziden çok memnun olmuştu. Köşkün rıhtımına çıkınca bana döndü: – “Ne arzu ediyorsun?..” diye sordu. Ne isteyebilirdim? Zaten dilim tutulmuştu. Onun varlığı benim için en büyük mükafat değil miydi? – “Sağlığınız paşam dedim” Hangi kulüpten olduğumu sordu. Galatasaraylı olduğumu söyledim. “Bütün arkadaşlarının gözlerinden öperim” dedi, bizi eliyle selamladı. Hiç durmadan futa ile Bebek’e kadar kürek çektim. Kulübe geldiğim zaman haberi duyan bütün arkadaşların heyecan içinde beni beklediklerini gördüm. O gece heyecanımdan sabaha kadar uyuyamadımdı...” 1935, 29 Haziran Florya