AKP kurucusu ve partinin önde gelen kişilerinden Bülent Arınç, özel bir televizyona çıkıp soruları yanıtladı. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra AKP içinde yıldızı sönmeye başladı.
Arınç’ın damadının FETÖ’den tutuklanması, kamuoyunun ilgisini çekti. Ekranlara çıkıp damadına kefil olduğunu söyledi. Bir kaynatanın damadına kefil olması, ailesel bir sorun. Bu, kamuoyunu pek ilgilendirmez. Ancak Türkiye’de TBMM başkanlığı, bakanlık görevlerinde bulunan bir siyasetçinin bir FETÖ tutuklusuna kefil olması, siyasal bir tavırdır ve kamuoyunu ilgilendirir. Bu tavrıyla Arınç, damadının savunduğu düşüncelere, damadının üyesi olduğu savlanan örgüte de kefil olmuş olmuyor mu?
Bülent Arınç, FETÖ’cü savcıların kozmik odaya girerek devletin güvenlik, savunma sırlarını açıklamaları konusunda önayak olmasıyla onu iyi tanıdık. Arınç’a yapılacak uydurma bir suikast planının ortaya çıkmasını fırsat bilen FETÖ, kozmik odaya girdi. Böylece Arınç, bu konuda FETÖ’nün yolunu açtı. Devlet sırlarını koruması gereken birinin bu sırların ortalığa dökülmesine öncülük etmesi ihanet değil de nedir? Suikast yalanını uyduran FETÖ, buna inanır görünerek ağlak bir yüzle kendisini acındırıp açıklamalar yaparak FETÖ’nün yolunu açan ise yine Arınç’tı. Önceden kurgulandığı anlaşılan bu uydurma suikast planıyla TSK’nın sırları çarşı pazara düştü Arınç sayesinde.
Açılım döneminde Arınç, Selahattin Demirtaş’a: “Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?” diyordu Arınç açılımın sürdüğü Kasım 2014’te. Bu sözleriyle Öcalan’ın itibarının kavgasını vermekteydi. Acaba neden, kim adına?
Bülent Arınç, açılım döneminin gönüllü sözcüsüydü. PKK’yı kamuoyunun gözünde aklama görevi edinmişti. PKK’yı mağdur, mazlum, masum ve sevimli göstermek için olağanüstü çaba gösterdi.
Ergenekon ve Balyoz tutuklamalarıyla ABD’nin FETÖ aracılığıyla TSK ve yurtseverleri dağıtma saldırısı karşısında söylediği “Türkiye bağırsaklarını temizliyor.” sözü belleklerde de tarihin kirli sayfalarında da yerini almıştır.
Arınç’ın PKK ve FETÖ övgülerini, bu Amerikancı örgütlere kol kanat germelerinin hepsini anlatmaya sayfalar yetmez. En son olarak televizyon kanalından ulusun gözünün içine baka baka Demirtaş’ın kitabının okunmasını önermesi bölücü örgütün ve terör suçlamasıyla yargılanan birinin propagandasını yapmaktır. Hukuk diliyle söylersek suçluyu övmektir.
Arınç söz konusu TV’de Kavala ve Demirtaş’ın serbest bırakılmasını söyleyerek Amerikancı bölücü, yıkıcı örgütlerin sözcülüğünü yaptı. Bu söylemleriyle Türkiye’nin değil; ABD, PKK ve FETÖ’nün yanında olduğunu gösterdi. Aynı izlencede PKK’nın katlettiği suçsuz ve silahsız insanları anmadı. PKK’nın hunharca katlettiği eli kalem tutan öğretmenleri, bebekleri, kadınları, köylüleri, işçileri hiç dile getirmedi. Kurban eti dağıtırken zalimce canına kıyılan Yasin Börü usuna bile gelmedi. FETÖ’nün yaşamlarını kararttığı on binlerce insanı hiç düşünmedi bile.
Arınç, 19 Kasım 2020 akşamı çıktığı televizyon izlencesinde suçluyu, terör örgütü elemanlarını övmüştür. Bu nedenle suç işlemiştir. Türk ulusunun topyekûn savaştığı terör örgütlerini övmek, bağışlanacak bir suç değil. Bu nedenle cumhuriyet savcıları göreve… Arınç, işlediği suçlardan ötürü yargılanmalı! Suçu kim işlerse işlesin bir karşılığı olmalı ülkemizde. Unutmayalım ki herkes yasalar önünde eşittir.
20 Kasım 2020
Adil Hacıömeroğlu
Not: Konunun iyi anlaşılması için aşağıdaki yazıların okunmasında yarar var.
1 BÖLÜCÜLERİ ACINDIRMAYI GÖREV EDİNEN BAKAN https://adiladalet.blogspot.com/2012/12/boluculeriacindirmayigorevedinen.html?spref=tw
2 AĞLAMAKTAN YALVARMAYA
https://adiladalet.blogspot.com/2014/01/aglamaktanyalvarmaya.html?spref=tw
3 ARINÇ’LA APO’NUN İTİBARI https://adiladalet.blogspot.com/2014/11/arinclaaponunitibari.html?spref=tw
4 KOZMİK ODA NE OLACAK? https://adiladalet.blogspot.com/2015/03/kozmikodaneolacak.html?spref=tw
5 HAÇLI
SEFERİNİN KIŞKIRTICILARI https://adiladalet.blogspot.com/2013/09/hacliseferininkiskirticilari.html?spref=tw