Yunan tahriklerine karşı Türkiye'nin kararlı mesajları, Adalar Denizi'nde bir savaşın patlak vereceğine ilişkin beklentileri artırdı. Bu durum son günlerde Amerikan basınına da sık sık konu oluyor. 

Başta RusyaUkrayna savaşı olmak üzere dünyada mevcut çatışma noktalarını ve olası gerilimleri derinlemesine analizlerle irdeleyen 'WarOnTheRocks' sitesinde dikkat çekici bir makale yayınlandı. 

Ryan Gingeras

Amerikan Deniz Piyade Okulu'ndaki Ulusal Güvenlik Enstitüsü'nde görevli Prof. Ryan Gingeras, "Erdoğan neden Yunanistan'la savaşı seçebilir?" başlıklı yazısında Ankara ile Atina arasında sıcak savaşın artık 'yüksek olasılık dahilinde' olduğunu belirtti. 

'Türkiye ve Balkanlar uzmanı' olarak bilinen ve Osmanlı'nın Son Günleri isimli kitabını yeni yayınlanan Gingeras, savaşın iki ülke için de maliyetli olacağını ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu riskleri göğüslemeye hazır göründüğünü yazdı. 

ADALARIN DURUMU TARTIŞMALI HALE GELDİ

Sakin geçen yaz günlerinin ardından Yunan Hava Kuvvetleri'nin NATO görevine çıkmış Türk F16'larını havada taciz ettiğini, bunun ardından Girit'te konuşlu S300 sistemlerinin yine Türk F16'larına kilit attığını hatırlatan Gingeras, Ankara'nın öfkesini dindirmek için Atina'nın pek de bir şey yapmadığına dikkat çekti. 

Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan'ı "Bir gece ansızın gelebiliriz" şeklinde uyardığını anımsatan Amerikalı askeri uzman, Ankara'nın Lozan ve Paris Anlaşmaları kapsamında Atina'dan adaları silahsızlandırmasını istediğini ancak bu talebin kabul görmediğini ifade etti. 

"1923 Lozan Anlaşması'na göre Kuzey Ege'deki 5 ana ada üzerinde hiçbir deniz üssü ve tahkimat kurulamaz. Anlaşma, burada Yunanistan'ın ancak jandarma birliği bulundurmasına izin veriyor. 1947 Paris Anlaşması ise kesin olarak güneydeki 12 Adalar'ın askerden arındırılmış olarak kalacağını hükme bağlar. Ancak Yunanistan, bu sözün 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye'ye değil İtalya'ya verildiğini iddia ediyor. İtalya, 1913 yılında adaları Osmanlı Devleti'nden aldı ve Türkiye 1947 yılında müzakerelerin dışında tutuldu. Bu nedenle adalar meselesi Ankara'ya taahhüt bakımından tartışmalı hale geldi" şeklinde ifadeler kullanan Prof. Gingeras, Midilli ve Sisam'a zırhlı araçların indirildiğini kanıtlayan fotoğrafların Türkiye tarafından yayınlandığını hatırlattı. 

OPERASYONU MUHALEFET DE DESTEKLİYOR 

2019'da Atina ile Washington arasında imzalanan savunma anlaşmasına, sonrasında Yunan topraklarına yönelik tahkimata Türkiye'nin şüpheyle yaklaştığını, buna ABD'nin Suriye'deki 'militanlara' olan desteği eklendiğinde Erdoğan'ın 'kuşatma'ya iyice inanmaya başladığını kaydeden Gingeras, gelinen noktada iki ülkenin ve özellikle Yunanistan'an savaş gündemiyle yaşamaya başladığını ifade etti. 

Amerikan zırhlı araçlarının Midilli ve Sisam'a sevki AKSUNGUR SİHA tarafından böyle görüntülenmişti.

Yunan ve Fransız savaş gemilerinin ortak tatbikatına, İsrail'in bölgeye getirdiği antidrone sistemlerine de değinen askeri uzman, tüm bunlara müdahale etme konusunda kararlı olan aktörün sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan olmadığını, muhalefetin de Erdoğanı'ı 'harekete geçmeye çağırdığını' ileri sürdü. Gingeras, makalesinde fotoğraf olarak ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sunulan ve Girit adasının da Türk sınırları içerisinde gösterildiği o meşhur haritayı kullandı. 

Amerikalı profesör ayrıca Bahçeli'nin "Kuzey Ege adaları 9 adanın mülkiyet hakları artık Türkiye'dedir. Aynı şey, 12 ada için de geçerlidir" şeklindeki net mesajını hatırlattı. 

ERDOĞAN SAVAŞIN SONUCUNDAN EMİN VE TÜM RİSKLERİ GÖZE ALDI

Yunanistan'la çatışmanın sonucuna ilişkin Türkiye'de genel olarak bir güven havası bulunduğuna işaret eden Gingeras, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'nin siyasi iklimi, 2003 Irak işgalinden önceki ABD'ninkine güçlü bir benzerlik göstermektedir. Pek çok Amerikalı, Irak'ı Orta Doğu güvenliğine karşı bir tehdit olarak gördüğü gibi, Yunan meseleleri söz konusu olduğunda Türkiye'de benzer şekilde hissedilir bir öfke ve sabırsızlık duygusu var. Washington'un 2002'de Saddam Hüseyin'e yaklaşımında olduğu gibi, Ankara'da Yunanistan ile herhangi bir çatışmanın kısa, kesin ve muzaffer olacağına dair güçlü bir iyimserlik var. Ne de olsa Türkiye, Yunanistan'ı savaş alanında daha önce defalarca küçük düşürdü. Tıpkı Kosova, Bosna ve Körfez Savaşı'nın Amerika'nın Irak'a askeri üstünlüğünü örneklediği gibi, Türkiye de Suriye, Dağlık Karabağ, Irak ve Libya'daki başarıların bir sonucu olarak kendinden oldukça emin."

1974'te Mehmetçiğin Kıbrıs harekâtından bir görüntü

"Erdoğan savaş sonucunda kesin başarıya ikna edilmiş görünüyor. Ama şüphesiz bir YunanTürk savaşı Ankara'nın NATO, ABD, Avrupa Birliği ile ilişkilerinde onarılmaz yaralar açacaktır. Üstelik bu durum Türkiye ile Putin Rusyası arasında karşılaştırmaların artmasına neden olacak. Yine de tarih, Türkiye'nin bu tür risklere dayanmaya muktedir olduğunu gösteriyor. 1974'te Türk askeri, ABD ve NATO ile ilişkilere verdiği zarara rağmen Kıbrıs'a harekât düzenledi. Üstelik Erdoğan, bir köşe yazarının dediği gibi, asıl düşmanın Yunanistan değil Amerika olduğuna inanıyorsa, Türk ulusal güvenliği adına önemli bir bedeli göze alarak bu operasyona girişecektir."