Adolf Hitler… Almanya’da seçimle işbaşına gelen dünyanın en kanlı diktatörü… Yahudileri, Çingeneleri, komünistleri, kendisine karşı çıkan herkesi, başlattığı II. Dünya Savaşı ile yaklaşık elli milyon insanın ölümüne, milyonlarca kişinin yaralanmasına, on binlercesinin işkence görmesine neden olan Nazi.

II. Dünya Savaşı ile Avrupa’da yakılıp yıkılmayan yer neredeyse kalmadı. Japonya yerle bir oldu atom bombalarıyla. Sovyetler Birliği’nin geniş coğrafyası kanla sulandı. “Irkçılık, soykırım” kavramları dünyanın gündemine oturdu ve bu kavramlar günümüze dek gündemden hiç düşmedi.

Peki, Hitler Almanya gibi dünyanın en ünlü bilim, sanat adamlarını yetiştiren bir ülkede iktidar nasıl geldi?

Öncelikle şunu belirtelim ki, Hitler darbe yapmadı iktidara gelmek için. Darbesi, seçimle geldiği iktidarını ömür boyu sürdürmek içindi.

Hitler, 13 Mart 1932’de katıldığı cumhurbaşkanlığı seçiminde 11.339.446 oyla oyların yüzde % 30.1’ini aldı. Anlayacağınız bizim “içeriksiz demokrasi” budalalarının söylediği gibi “Milli irade tecelli etti.” Almanya’da. Bu seçimde hiçbir aday cumhurbaşkanlığı için yeterli oyu elde edemedi ve seçimler yenilendi.

10 Nisan 1932’de cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 13.418.547 oyla oyların yüzde 36.8’ini aldı Hitler. Bir aylık bir sürede oylarını artırdı Kanlı Diktatör. Bu oyla Hitler’in Nazi Partisi, Almanya’nın ikinci partisi oldu. Yani ana muhalefet…

31 Temmuz 1932’de, Almanya’da genel seçimler yapıldı. Hitler’in partisi, bu seçimde oyların yüzde 37’sini alarak parlamentoda en çok sandalyeyi kazandı.

Ocak 1933’te hükümeti kurma görevini alan Hitler, Almanya şansölyesi unvanını aldı.

Hitler, Almanya’yı 5 Mart 1933’te genel seçime götürdü. Tam da seçime giderken 27 Şubat 1933 akşamı, Reichstag yakıldı. Bu işte Hitler’in parmağı olduğu bilinmesine karşın, suç komünistlerin üzerine atıldı. Yapılan seçimlerde Hitler, yüzde 44 oy alıp iktidar oldu.

Neyse sözü uzatmayalım. Hitler Almanların oylarıyla iktidara yürüdü tıpkı Mussolini’nin İtalyanların oylarıyla yönetime geçmesi gibi. Şimdi biz ne diyelim bu işe? Alman ve İtalyan halkı, doğru karar verdi deyip saygı mı duyalım? Her iki ülkenin halkı da yanlış karar vermiştir. Bu yanlış kararlarıyla hem kendi ülkelerini hem de dünyayı ateşe atmışlardır.

Gelelim günümüze…

Dünya kovid 19 salgının pençesinde kıvranmakta. İki ülkenin devlet başkanlarının söylemleri, uygulamaları ilgi çekmekte. Biri ABD Başkanı Trump, diğeri Brezilya Cumhurbaşkanı Bolsonaro… İkisi de halklarının oylarıyla seçildiler. Ancak halklarının salgından can vermesi karşısında kılları bile kıpırdamıyor. Çoğu zaman salgına karşı alınan önlemlerle dalga geçerek halk sağlığını tehlikeye düşürmekteler. Demek ki ABD ve Brezilya halkları yanlış karar verdiler.

Gelelim ülkemize…

HDP’nin PKK terör örgütünün siyasal uzantısı olduğunu herkes bilmekte. Zaten HDP sözcüleri de bunu hiç saklamıyorlar. Terörist cenazelerinde tabuta omuz veriyorlar. Dağdaki teröristlere arabalarıyla silah ve yiyecek taşıdılar göz göre göre. Bölücü örgütle insanları tehdit ettiler çoğu zaman. Gençleri, çocukları kandırarak ya da zorla Kandil’e göndermekte bu parti.

Sözü uzatmayalım…

Elinde binlerce insanın kanı olan bir terör örgütünün partisi “Kapatılsın!” dendiğinde ya da eleştirildiğinde “Ama altı milyon oy aldı.” denmekte demokrasicilik oynayanlar kendilerince. Yani oy aldı diye her türlü terör etkinliğinde, yardımında bulunabilir öyle mi?

Altı milyon seçmen, tıpkı Hitler ve Musssolini’ye oy verenler gibi yanlış yapmışlardır. Onları bu yanlışlarından döndürmek de her sorumlu yurttaşın görevidir. Altı milyon seçmeni silahların gölgesinden, yalan propagandalardan kurtarıp özgürleştirmek için HDP kapatılmalıdır.


                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       İLK KURŞUN