Özlem Zengin, Meclis'in ilk başörtülü grup başkanvekili oldu. Meclis’in 25. döneminde kısa süre milletvekilliği de yapan Zengin, kadınların siyasi alandaki etkinliğine dair konuştu. Başını örttüğünde ailesinin tepkisi ile karşılaştığını söyleyen Zengin, "Başımı örttüğümü anneme söylediğimde, annem telefonda o kadar ağladı ki, o gece Tokat'a gittim. İlk zamanlar evde çok çatıştık. Ama evde ne kadar çatışırsak çatışalım, dışarıda beni hep korudular" diye konuştu.
KADINLAR SİYASETTE OLMALI
Türkiye Gazetesi'ne konuşan AKP’li Zengin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na kadın aday olursa 'sevineceğini' söyledi.
Grup Başkanvekili Zengin, "Şu anda başarmamız gereken, daha çok kadın belediye başkanımızın olmasıdır. İstanbul da dahil, seçilebilecek yerlerde kadın belediye başkan adayımızın artacağını düşünüyorum. Kadınlar siyasette kolay halka olarak görülüyor. Kadınlara tavsiyem vazgeçmesinler. Sadece yerel seçimlerde değil, milletvekilli seçimlerinde de gördük. 'Bu ile kadın aday olmaz', 'Bu ilde kadın aday tepki görür' gibi gerçekçi olmayan şeyler söyleniyor. Bunun panzehiri ise kadınların birlik olması ve direnç göstermesidir" dedi.
''ÜNİVERSİTEDE BAŞIMA ÖRTMEYE KARAR VERDİM''
''Başörtüsü konusunda farklı bir hikâyeniz var. Nasıl bir süreç geçirdiniz?'' sorusuna Zengin şu şekilde cevap verdi:
''Öğretmen bir anne babanın çocuğuyum ve Tokat şartlarında çok rahat büyüdüm. Sonrasında, üniversiteye gelince, başörtüsü yasakları ile karşılaştım. Aynı odada kaldığım arkadaşımı, başörtüsü sebebiyle sınava almadılar. O gün arkadaşım ağlayarak başını açtı ve sınava girdi. Doğrusu o gün arkadaşıma yapılandan çok etkilendim ve devamında üniversitedeki eylemlere katıldım. Bu süreçler, insanın kafasında, yasakları sorgulamaya yol açıyor. Kim bu başörtülü kızlar, ne yapıyorlar diye düşünmenize sebep oluyor. O senenin sonunda ben de başımı örtmeye karar verdim ve babama dürüstçe bunu söyledim."
''ANNEM TELEFONDA O KADAR AĞLADI Kİ''
Başörtü takmasına ailesinden gelen tepkileri anlatan Zengin şu ifadeleri kullandı:
''Tabii geldi. Ben başımı örttüğümü anneme söylediğimde, annem telefonda o kadar ağladı ki, ben o gece, önce Ankara'ya sonra gece vakti Tokat'a gittim. Zile bastığımda anneme kendimi gösterdim ve 'Bak anne ben aynı benim. Hiçbir şey değişmedi sadece başımı örttüm' dedim. Babam, 'Kendi kararlarını kendin vereceğini öğrettim, fakat şimdi yanlış yapıyorsun. Ama kendimle çelişmeyeceğim' dedi. İlk zamanlar evde çok çatıştık. Ama evde ne kadar çatışırsak çatışalım, dışarıda beni hep korudular. Savundular. Annem başörtülü değil ve gittiğimiz her yerde benimle ilgili yorumlarla karşılaştı 'Kızınız niye böyle oldu' diye. Bütün bunlar olurken annem beni hep müdafaa etmiştir. Ve 25'inci dönemde ilk milletvekili seçilip, başörtülü bir milletvekili olarak gelip yemin ettiğimde, babam bana sarıldı ve dedi ki, 'Seni tebrik ediyorum. İnandın ve başardın'…"