Batı'nın LGBT dayatmasına karşı her kesimden vatandaş; çocuklarımız, ailelerimiz ve insanlık için buluştu. Aileler LGBT propagandasının yasaklanması ve Batı'nın cinsiyet dayatmasına karşı yasal tedbir alınmasını talep etti.
Türkiye’nin dört bir yanından 200 kurum ve binlerce vatandaş, Saraçhane’de bir araya gelerek LGBT propagandası ve örgütlenmesine karşı mücadele kararlılığı gösterdi. LGBT propagandasının yasaklanması çağrısının yapıldığı mitingde ailenin önemine dikkat çekildi. Kürsüden yapılan konuşmalarda LGBT’nin cinsiyetsizleştirme ideolojisi, LGBT propagandasının ise çocuk istismarı olduğu vurguları yapıldı. Mitingde Türk milletine çocuklara, aileye ve insanlığa sahip çıkma çağrısında bulunuldu. Saraçhane’deki konuşmalarda eylemin cinsel tercihlere karşı olmadığı, LGBT propagandası ve örgütlenmesine karşı yapıldığına dikkat çekildi. Mitingin ardından binlerce vatandaş, Beyazıt Meydanı’na sessiz yürüyüş düzenledi. Yürüyüşten sonra Büyük Aile Platformu gönüllüsü gençlerin okuduğu basın açıklamasıyla buluşma sona erdi.
Büyük Aile Platformu, 'LGBT propagandası Türkiye'de yasaklansın' talebiyle düzenlediği Büyük Aile Buluşması için hazırlıklarını tamamladı. Günler öncesinden duyurular yapıldı, dövizler ve pankartlar hazırlandı, kürsüden verilecek mesajlar ve konuşmacılar belirlendi. Genç, yaşlı, çoluk çocuk her kesimden vatandaş, LGBT dayatmasına karşı Fatih'te bulunan Saraçhane Fatih Anıt Parkı'na akın etti.
ORTAK HAYKIRIŞ: AİLEMİZ, MİLLETİMİZ VE İNSANLIK İÇİN LGBT YASAKLANSIN
AİLELER SÖZ, TEPKİ DEĞİL SORUNA ÇÖZÜM, YASA İSTİYOR
Vatan Partisi MKK Üyesi Av. Zühre Genişel Büyük Aile Buluşması'nda TBMM'ye seslendi. Genişel "Yalnızca LGBT propagandası yasaklanması yetmez. LGBT örgütlenmesi yasaklanmalıdır" dedi. Vatan Partisi MKK Üyesi Av. Zühre Genişel şunları söyledi:
HEDEF ALINAN İNSANDIR
Anneler, babalar, sevgili gençler, Büyük Türk Ailesi Batı emperyalizmi LGBT dayatmasıyla ülkemizi hedef alıyor. Hedef alınan insandır. Cinsiyetine yabancılaşan insan insanlarımız bunalıma sürüklenmekte, insanlık bilim dışı Çürük bir ideolojinin esiri olmuştur. Hedef alınan çocuklarımız ve gençlerimizdir. Cinsel tercih özgürlüğü adı altında altında yeni normaller yaratmaya çalışıyorlar. hedef alınan ailemizdir. Anne babanın olmadığı aile bağlarının kalmadığı bir düzen istiyorlar. Hedef alınan milli devletimizdir.
ABD VE AVRUPA HEM PKK'YA HEM DE LGBT'YE PARA AKITIYOR
Amerika ve Avrupa’nın paraları paraları bir yandan PKK’ya gönderilip bomba olarak Yağarken diğer yandan LGBT örgütlerine aktarılıyor ve ideolojik bombalar haline geliyor. İşte bu nedenle bugün burada 10.000’ler olarak toplandık. Yüreğimizdeki Vatan ve insan sevgisi ile bir araya geldik. Medeniyet öncüleri olarak ayağa kalktık. Saraçhane Meydanı’ndan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sesleniyoruz. Sayın velilerimiz biliyoruz tatildesiniz ancak ancak biz alandayız bakın. Eylemlerdeyiz. Çünkü kaygılıyız. Milletin vekilleri olarak sizleri bu halk hareketine kulak vermeye davet ediyoruz. Milletin sorunlarıyla ilgilenmeye davet ediyoruz. LGBT propaganda ve örgütlenmesinin yasaklayan yasalar çıkarmaya davet ediyoruz.
TBMM'YE ÇAĞRI: LGBT DAYATMASINI GÖRMÜYOR MUSUNUZ?
Meclisimize soruyoruz. Netflix, Disney gibi dijital platformlardan ve sosyal medyadan her gün eşcinselliğin normalleştirildiğini cinsiyetsiz birey reklamı yapıldığını görmüyor musunuz? LGBT propagandasının çocuk kitaplarına çizgi filmlere kadar girdiğinin farkında değil misiniz? Meslek odalarında LGBT komisyonlarını kurulduğunun üniversitelerde LGBT projeleri yürütüldüğünün konserlere gökkuşağı bayrakları ile çıkıldığının ödül törenlerinde LGBT ye selam çakıldığını izlemiyor musunuz? Belediyelerin LGBT çocuk vardır, trans çocuk vardır kampanyalarından haberiniz yok mu?
LGBT PROPAGANDASI VE ÖRGÜTLENMESİNE KARŞI
ANAYASA UYGULANSIN
Kimlik arayışındaki gençlerimizin milyon dolarlarla desteklenen korkunç saldırıdan etkilenmeyeceğin varsayıyorsunuz? En son İstanbul Üniversitesi’nde sözde akademik çalışmasıyla ortaya çıkan 18 yaşındaki 22 çocuğun cinsiyetinin değiştirildiği ve çocuklara geri dönüşü zor hormon tedavisi uygulandığı skandalını da mı görmüyorsunuz? Buda mı sizi harekete getirmeyecek? Sayın vekillerimiz sorumluluklarımızın farkına varmanız bekliyoruz. Hukukçu kimliğimle özel olarak belirtmek isterim ki TBMM’nin LGBT’nin propaganda ve örgütlenmesine yasaklanması anayasanın gereğidir anayasamız Türk toplumunun temeli olan aileye korumayı emreder. Kanunlarımız çocukları korumayı emreder.
LGBT PROPAGANDASININ YASAKLANMASI SORUMLULUKTUR
Meclisimizin LGBT propagandasının yasaklaması siyasi bir tercih değil sorumluluktur. Rusya, Macaristan gibi ülkeler yasakladı sıra bizde. Türkiye’de bunu başaracağız. Cumhuriyetimizin 100. yılında küresel saldırıya vereceğimiz ulusal yanıtla dünyaya örnek bir mücadeleye hepimiz önderlik edeceğiz. Yalnızca LGBT propagandası yasaklanması yetmez. LGBT örgütlenmesi yasaklanmalıdır. Türk ceza kanuna göre kamu ahlakına karşı dernek kurmak yasaktır. LGBT dernekleri derhal kapatılmalıdır. Emperyalist dayatmanın esiri ve kurbanı olmayan, fikri hür vicdanını hür irfanı nesiller için ayaktayız.
Vatansızlaşmaya köksüzleşmeye ailesizleşmeye cinsiyetsizleşmeye karşı ayaktayız. Meydan okuyoruz. Mücadelemizin hükümetin ve meclisi hiç harekete geçireceğine yürekten yürekten inanıyor o Yasayı çıkartana kadar durmak yok diyorum.
"BİLİMİN LGBT PROPAGANDASINA ALET EDİLMESİNE İZİN VERMEYELİM"
Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür de büyük aile buluşmasında konuşma yaptı. Oygür şunları söyledi:
LGBT PROPAGANDASI EMPERYALİZMİN ARACI
Büyük ailem, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Ben bir bilim kadınıyım. Bir anneanneyim. Gelecek beni ilgilendiriyor herkes gibi. Torunum için, evladım için. LGBT propagandasında sözüm ona bilimsel bir çok Uydurmayla karşılaşıyoruz. Buna itiraz ediyorum. Dikkatli olun bilim insanlarına sesleniyorum. LGBT propagandası küresel emperyalizmin elindeki araçlardan bir tanesidir. Türkiye’nin tam bağımsızlığı için, insanlığımızın gelecek mutluluğu için, bilimin LGBT propagandasına payanda edilmesine müsaade etmeyelim.
BİLİM ADAMLARINA LGBT DAYATMASINA UYMAYIN ÇAĞRISI
Türk bilim adamlarına sesleniyorum bize çok iş düşüyor. Biz emperyalist saldırının ön cephesindeki ülkelerden bir tanesiyiz. Biz küresel emperyalizmin etkisine altına girmiş bilim adına konuşamayız. Biz bilim insanlarıyız. Yayınlara dikkat edelim. Aslında batıda bile çok büyük değişiklikler var. Pişmanlık içindeler, yanıldıklarını görüyorlar. Sonuçta orada da dürüst bilim insanları var. Artık yasaklamaya başladılar. Camiler yapıyorlar. Türkiyemiz için geleceğimiz çocuklarımız bilim ve bilimin namusu için hepimizi dikkatli olmaya çağırıyorum.
ALEXANDR DUGİN'DEN VİDEO MESAJ
Rus siyaset bilimci ve strateji uzmanı Alexandr Dugin, Büyük Aile Platformu'nun Saraçhane'de düzenlediği mitinge video mesaj gönderdi. Dugin şunları söyledi:
DUGİN'DEN VİDEOLU MESAJ:
LİBERALİZMLE KESİNLİKLE MÜCADELE EDİLMELİ
Sevgili Türk dostlarım, LGBT normalleşmesine karşı bu buluşmayı düzenlediğiniz için çok mutluyum. Buraya farklı partilerden ve siyasi hareketlerden insanların katılmasına çok seviniyorum. Çünkü bu sadece geleneksel İslami dini değerleri korumaya çalışan insanların bir meselesi değil. Bu nedenle bir şeyi tamamen normal olarak gösteren, hatta sadece normal değil aynı zamanda dayatıcı ve zorunlu hale getiren liberalizm düşüncesine karşı bir şekilde mücadele etmek kesinlikle gereklidir. Türkiye’de solcu ve sağcı demeden parti ayrımı yapmadan her kesimden insanların bu protestoya katılmasına çok mutluyum. Bu cinsiyetler arası normal ilişkiyi korumaya çalışan, aileyi korumaya çalışan, ve insanların haysiyetine korumaya çalışan tüm insanların mücadelesidir. Öyleyse, görüşleriniz, kararlarınız, cesaretiniz, adalet duygunuz ve normaliteyi savunmanız için sizi tebrik ederim. Allahın, insanı bir kadın ve bir erkekten, Adem ve Havva da yarattığı açıktır. Bu, aileler, çocuklar ve insanlık haysiyeti için bir mücadeledir. Türkiye’de adalet için mücadele veren gelenekçi savunucuların bu belaya bu sapkınlığı karşı birleşme eğiliminde olmasından çok mutluyum.
BURAK HAKTANDIR: "LGBT PROGAPAGANDASI EN ÇOK DİZİ VE SİNEMA SEKTÖRÜNDE"
Sinema ve dizi oyuncusu Burak Haktandır da Büyük Aile Buluşmasına katıldı. Haktandır şunları söyledi:
Geçen yıl da buradaydık. Yine büyük aile buluşması için bir araya gelmiştik. Aradan bir yıl geçti. Geçen yıl burada olanlar hatırlarlar, muazzam bir yağmur vardı. Yağmurun altındaydık ama ona rağmen hiçbirimiz yerimizden ayrılmadık. toplantımızı sonuna kadar devam ettirdik. Bizim bugün burada bulunma nedenimiz, öncelikle şunun altını çizmek lazım, toplumun herhangi bir kesimine hedef almak değil. O kesimi de kandıran ve onların arkasındaki küresel sermaye ve küresel güce karşı dur demek için buradayız.
KADIN KADINDIR
ERKEK ERKEKTİR
Bu bahsettiğimiz LGBT propagandasına en fazla kullanıldığı alan sinema ve dizi sektörüdür. Televizyonda izlediğimiz yapımların içerisine yerleştirilen minik mesajlar aslında arka planda başka anlamlara geliyor. Veya toplumun önüne rol model olarak koyulan bazı oyuncuların dizi bittikten sonra veya dizi devam ederken kendi sosyal hayatında vermiş olduğu görüntüler, paylaşmış olduğu paylaşımlar aslında ben başka şeylerin işaretçisi. Geçen yıl da aynı hatırlatmayı yapmıştım şimdi tekrar bu hatırlatmayı yapacağım. çocuklarımızın, gençlerimizin neleri izlediğini kimleri izlediğini kimleri takip ettiğini iyi dikkat edelim. Gözünüzü o anlamda üzerlerinde olsun. Az önce videodaki konuşmalardan bir Hıristiyan papaz çok güzel bir şey söyledi. Biz adem ve Havva'nın çocuklarıyız. Ve ben son olarak bu söyleyeceklerim birilerine her ne kadar çok eril gelse de söylemek zorundayım. Kadın kadındır erkek erkektir. Bu kadar net bu tartışmaya açık değildir.
Sunucu Selahaddin Kocaaslan’ın sunucusu olduğu mitingde çok sayıda kurum temsilcisi, akademisyen, sanatçı ve aydın konuşma yaptı. Konuşmalarda şu vurgular yer aldı:
‘AİLE GÜÇLÜ OLURSA ÇOCUKLAR MUTLU OLUR’
Yenişafak yazarı Ersin Çelik: “Bu platform, geçen seneki yürüyüşten sonra kuruldu. Kurucuları da sizler oldunuz. Bu kutlu yürüyüş Anadolu’ya dalga dalga yayılmıştı. Şimdi ilçelere yayılacak. Bütün STK’ler LGBT dayatmasına karşı inisiyatif alıyorlar. Büyük bir uyanışa vesile oldunuz.” Prof. Dr. Sefa Saygılı: “Değerli katılımcılar bu muhteşem kalabalığı görünce duygulanmamak elde değil. Çünkü aile bizim son kalemiz. Aile bizi stresten, sıkıntıdan, her türlü tehlikeden koruyan son kalemiz. Ailelerimiz güçlü olursa toplumumuz güçlü olur. Ailemiz güçlü olursa çocuklarımız, anne ve babamız mutlu olur. Aileye karşı en büyük tehditlerden biri de cinsel sapkınlık dayatmasından geliyor. Ailemiz güçlü olursa ülkemiz güçlü olur. Bu yüzden bununla mücadele etmek hepimizin görevi.”
Gazeteci Erem Şentürk: “Hep birlikte karşısında durduğumuz şey bir olgu. Bu senenin meselesi değil. 10 yıl önce de 100 yıl önce de 1000 yıl önce de vardı. Çağlar boyunca olan bir şeyden bahsediyoruz. Şu anda karşısında durduğumuz LGBT meselesi insanlık tarihi kadar eski bir sorundur. İnsanlık tarihinde ilk defa LGBT; siyaseti, sermayeyi, eğitimi, orduyu, sanatı, medyayı kullanarak ‘Bizim gibi olmak zorundasınız!’ diye bize dayatıyor. Erkeklik bize yasaklanacak. Kadınlık bize yasaklanacak. Erkek olmak hasta olmaktır, kadın olmak eksik olmaktır diye anlatılıyor. Bunu sermaye ile dayatıyor. Yoksa sana iş yok, ihracat, yok, eğitim yok, hak yok, silah yok, tarım yok diyorlar. Dünya bu kazığı yedi. Sıra bizde sadece Türkiye için değil bütün insanlık için çocuklarımız için buradayız.”
‘EN YAYGIN ALAN SİNEMA VE DİZİ SEKTÖRÜ’
Macar aktivist Reka Szilagy: “17 Aralık Pazar günü, İstanbul Saraçhane’de toplanan ve tüm insanlığı hedef alan LGBT propaganda ve dayatmasına karşı duruş sergileyen Türk halkını selamlıyorum. Sizlerin bu mücadelesi sadece Türkiye’nin değil, sadece Müslümanların da değil, tüm insanlığın mücadelesidir. Bu davaya inan her dinden ideolojiden insanları kutluyorum. LGBT propagandası ve dayatmasına karşı mücadelenizde başarılar diliyoruz.”
‘ÜÇÜNCÜ CİNSİYET BİLİM DIŞI’
Youtuber Sertaç Güngör: “LGB dayatması çok küçük yaşlarda başlıyor. Sosyal medyadan sizinle video paylaşıyorum. Çocuklarınızın ne izlediğine dikkat edin. 5 yıldır Youtuberlık yapıyorum. Çocuklarımız temiz ve faydalı içerikler izlesin diye mücadele ediyorum. Her gün milyonlarca çocuk Youtube izliyor. Youtuberların yetiştirdiği bir nesille karşı karşıyayız. Oynadıkları oyunlara dikkat edelim tüm oyunların içinde LGBT dayatması var.”
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan:
“Gey, lezbiyen, akışkan cinsiyet olarak bilinen bu hareketin kiki boyutu var. Cinsel boyutu ve sosyopsikolojik boyutu. Özellikle 1960’lardan itibaren cinsellikle ilgili roller değişmeye başladı. Özgürlüğün bu kadar yaygınlaşmasından sonra ‘cinsellik bir roldür, kimliktir, cinsel kimlik vardır’ denildi. Cinsiyetsizlik akımı artıyor. ABD’de 2000’li yıllarda cinsiyetsiz bir papazın başpiskopos olması tartışmalar yarattı. Cinsiyet kimliği genetik değil epigenetiktir. Bununla ilgili yurtdışında içinde Harvard, Oxford gibi üniversitelerin de olduğu büyük çaplı bir araştırma yapıldı. Üçüncü bir cinsiyet araştırıldı ve bulunamadı. Bunun aksini söyleyenler bilimsel olarak temelsizdir. Üçüncü cinsiyet diye bir şey yoktur.”
‘TEK YÜREK OLALIM’
Tıp doktoru ve Youtuber Altay Cem Meriç: “Özellikle küresel düzeyde ABD ve Avrupa başta olmak üzere ilkokul ve daha düşük çağdaki çocukların transeksüel olabileceği bu yüzden cinsiyet değiştirme ameliyatları ve hormon tedavilerinin yapılabileceğinin tartışıldığı hatta bazı yerlerde uygulandığı bir çağda bu yürüyüşün faydalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü ameliyat ve işlemler geri dönüşsüz.”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü, İlahiyatçı Prof. Dr. Saffet Köse: “Bizim geleneğimizde aile ve devlet birbiri üzerinden tanımlanan iki hayati kurumdur. Bir manada aile toplumun minyatürü, devlet o milletin büyük ailesidir. Bundan dolayı aile hep tek tek fertlerin hem de toplumun koruyucu gücü devletin güvencesidir. Neslimizin selameti, toplumumuzun bekası, milletimizin huzuru ve insanlığın devamı için herkesi aile kurumuna sahip çıkmaya, LGB dayatmasına karşı tek yürek olmaya çağırıyorum.”
Sanatçı Resul Aydemir: “Biz fiile düşmanız, faile değil. Ben üç sene gassallık yaptım, o küresel lobilerin sizi kullandıktan sonra cenazenize yine biz hizmet ediyoruz. Herkes gidecek yine yanınızda aileniz kalacak. Lütfen fıtratınıza uygun olana geri dönün. Belki aileden belki yanlış çevreden dolayı yanlış yola düştünüz. Biz size düşman değiliz. Lütfen kendinizden vazgeçmeyin. Ümidimiz sonsuzdur. Gençlikten ümidimiz çok fazla.”
‘LGBT VARDIR DİYEN GERİCİDİR’
Sanatçı Recep Demirkaynak: “Ülkemize yönelen saldırının karşısında meydana çıkanları görünce cesaretimiz arttı. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki bizi biz yapan hassasiyetlerimizin aşındırıyorlar yıllardır. Hoşgörü adı altında her şeyi hoş görmemiz dayatılınca çirkin manzaralar ortaya çıkıyor. Yıllar yılı bizi eleştirdiler, sesimiz çıkmadı. ‘Müslümanım’ diyorum, ‘yobazsın’ diyorlar. ‘LGBT’ye karşıyım’ diyorum, ‘cahilsin, faşistsin’ diyorlar. LGBT vardır diyenler gericinin daniskasıdır. Bunu siz de kabul edeceksiniz diyenler yobazın dik aladır.”
‘GELECEĞİMİZİ KORUMAK İÇİN’
Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Ali Rıza Özkan:
“Karşımızda, dünyanın gördüğü en güçlü, en zalim, en acımasız devlet olan ABD emperyalizmi bulunuyor. Ancak, bizim imanımız, bizim kararlılığımız; bizim varlığımızı, ailemizi ve insan soyunu devam ettirme azmimiz, dünyanın en barbar imparatorluğunun planlarını parçalayıp atmaya yetecektir, inşallah. ABD 1960’lardan bu yana, antiemperyalist mücadeleleri boğmak için ‘yeni toplumsal hareket’ adını verdiği, sahte ve sanal gruplar oluşturuyor. İklim hareketi, yeşil hareket gibi LGBT hareketi de emperyalizmin dizayn ettiği sözde hareketlerdendir. İnsanlığın var oluşunun en temel ögesi olan cinsiyetler de emperyalizmin doğrudan saldırısı altındadır. İnsanlığa dayatılan toplumsal cinsiyet kavramı, dünyayı var eden toplumsal katmanları ortadan kaldırmaya yönelik küresel emperyalist bir saldırıdır. Bu saldırının en somut göstergesi, küresel emperyalizmin kültür ürünlerine koyduğu şartlardır. Sınırsız özgürlüğün vatanı olduğunu iddia eden ABD, eşcinselliği pozitif göstermeyen, cinsiyet değiştirmeyi hak olarak yansıtmayan sinema, tiyatro, edebiyat eserlerine ambargo uyguluyor ve hatta yasaklıyor! Aileyi korumayı, insan varlığının sürdürülebilirliğini garanti altına almayı önemsemeyen emperyalist şirketlerin eşcinsellik propagandasını, cinsiyet değiştirmenin reklamını sinemada, tiyatroda, edebiyatta şart haline getirmesi karşımızdaki gücün küresel planlarını da açıkça ortaya koyuyor. Gerek bilimsel gerçekler gerek dini inançlar gerekse kadim gelenekler insanın kadın ve erkekten oluşan iki cinse sahip olduğunu ifade eder. Bu ikili yapının tamamlayıcı karakteri olmadan insan soyunun devam edemeyeceği açıktır. İşte, LGBT dayatması da küresel emperyalizmin dünyayı kendi çıkarlarına göre yeniden düzenleme projesinin bir parçasıdır. Dünyamızı ve geleceğimizi böyle bir kaostan korumak ve bireysel ve toplumsal refaha erişmek için; dinin, ahlâkın, doğanın, aklın, insan soyunun devamının ve ailenin temel evrensel çizgiler olduğunu anlamamız ve herkese de anlatmamız gerekiyor. Sadece anlatmak da yetmez. İnsan soyunu korumak için küresel emperyalizmin bu saldırısı ile mücadele etmek zorundayız. Bu mücadelede eşcinsellik ve cinsiyetsizlik gibi politik hareketleri destekleyen kişi ve kuruluşları popülizmden ve küreselci emperyalizmin saldırı korkusundan sıyrılıp, insanlığın geleceği için bizimle birlikte davranmaya davet ediyoruz.”
Saraçhane Meydanı’nda yapılan Büyük Aile Buluşması mitinginin sonrasında Beyazıt Meydanı’na yürüyüşe geçildi. Yürüyüşün ardından Beyazıt Meydanında basın açıklaması yapan Büyük Aile Platformu (BAP) gönüllüsü gençler, BAP’ın ve yapılan mitingin amacını dile getirdi. BAP adına açıklamayı Türkiye Gençlik Birliği’ni temsilen Avukat Adayı Hilal Aydın, Türkiye Gençlik Vakfı’nı temsilen Avukat Tuba Arslan ve ÖN DER’i temsilen Avukat Furkan Erdem yaptı. Açıklamada öne çıkan vurgular şöyle: “Büyük Aile Platformu farklı dünya görüşlerinin aynı hassasiyetle bir araya gelmesiyle kurulmuştur. Ortak değerlerimiz olan çocuklarımızı, ailemizi, insanlık onurunu bu yangından kurtarmak, zihinlerin ve bedenlerin işgaline mani olmak için Kuvâyi Milliye ruhu ile bir araya geldik. Biz hiçbir şahsı hedef almadan bu propaganda ve dayatmanın karşısında duruyoruz.
KADIN OLMAK DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR
“Bu dayatmaya ‘Dur!’ diyen herkesi nefret söyleminde bulunmak ile damgalamaya çalışan LGBT lobisi; her türlü dini, milli, kültürel, ailevi değerlere hakaretler savuruyor. Tüm bu değerleri ayaklar altına almaya kasteden ve cinsiyetsiz bir dünya oluşturmak için uydurulan “toplumsal cinsiyet” ideolojisini ise “kadın hakları ve eşitlik” kılıfında sunarak LGBT propagandasını meşrulaştırmaya çalışıyor. LGBT lobisi, uydurduğu yeni ve sayısız cinsiyetle kadın olmayı değersizleştiriyor, adeta esaret olarak sunuyor. Diğer yandan, Batı’da, “kendini kadın hissettiğini” söyleyen erkekler, kadınlara özel mekanlara fütursuzca girmeyi talep ederek sert tartışmalar başlatıyor.
BİLİM VE SANAT ÇARPITILIYOR
“On yıllardır bilimi ve sanatı çarpıtarak kendini meşru bir zemine taşımaya çalışan LGBT lobisi dünya genelindeki bilimsel çalışmaları göz ardı ediyor yahut engellemeye çalışıyor. LGBT yaşam tarzının neden olduğu uyuşturucu bağımlılığı başta olmak üzere ağır hastalıkları, erken ölüm yaşlarını, yüksek intihar oranlarını, ruhsal çöküşleri örtbas etmeye çalışan malum lobi, ne yaparsa yapsın başarılı olamayacak. Dünyanın her yerinde cinsiyet değiştiren kişilerin yaşadıkları pişmanlıktan dolayı malum lobiye isyan etmek için her yıl düzenledikleri Detrans Farkındalık Günü, bunun en açık örneklerinden birisi. Bu tehdit sadece ülkemizde değil, tüm dünyada aileleri harekete geçirmiş durumda. İnsanlığın varoluşuna, evlatlarımıza, geleceğimize yönelen bu tehdide karşı hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hep beraber mücadele etmek zorundayız. “ABD’de bazı eyaletler tehlikenin farkına vararak malum lobinin faaliyetlerine karşı ailelerin beklentilerini karşılamaya dönük yasal düzenlemeler yapıyor. Benzer tedbirleri alan ülkelerin sayısı da her geçen gün artıyor. Ülkemiz de acilen bu yasal tedbirleri alarak hayata geçirmelidir. En son İstanbul Üniversitesi’ndeki on bir sözde uzmanın mesleki etik ilkelerini ve Medeni Kanun’u hiçe sayarak onlarca evladımızın cinsiyetlerini değiştirdiklerini kendi beyanlarıyla gördük. Ancak maske düştü; LGBT dayatmasının arkasındaki pedofili yüzü göründü artık. “Batı’da malum lobi propagandaya tam gaz devam ederken dayatmalarını da artırmış durumda. ABD, İsveç, Hollanda ve İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkede şirketlerin ardından kamu kurumları ve milli şuura sahip olması beklenen askerler resmî geçitle “sözde onur yürüyüşlerine” katıldı. Beyaz Saray’a, büyükelçilik ve konsolosluklarına; ABD Bayrak Kanunu’nu ihlal ederek kendi kamu çalışanlarının eliyle, ABD vatandaşlarının alkışları eşliğinde malum paçavralarını astılar. Tüm bunlar malum Propaganda ve Dayatmanın esir aldığı ülkelerin hazin sonu ve zihinsel işgalin en üst noktasıdır. İşte bu yüzden bu işgale karşı yürütülen mücadele modern zamanların Kuvayı Milliye Mücadelesidir.
TERÖRE VE LGBT’YE DESTEK AYNI YERDEN
“Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri de; ülkemizi parçalamayı hedefleyen, on binlerce insanımızı katleden, eli kanlı terör örgütlerine her türlü silah desteğini sağlayan yabancı devletlerin, aynı zamanda LGBT Propagandası’nın da en önde gelen finansörleri ve destekçileri olduğu gerçeğidir. Nice annenin evladını dağa kaçıran, nice gencimizi uyuşturucularla zehirleyen terör örgütlerinin ve onların destekçisi yabancı ülkelerin ve kuruluşların, malum paçavrayı binalarına, konsolosluklarına asması nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzun en açık göstergesidir. Dün dağa kaçırdıkları gençleri, bugün sosyal medyanın karanlık arka sokaklarında sapkın ideolojilerinin militanı haline getiriyorlar. “Bizim mücadelemizin ve itirazımızın muhatabı şahıslar değildir. Bizim mücadelemiz LGBT Propaganda ve Dayatmasını icra edenlerle, bizim mücadelemiz onları himaye ve finanse eden yapılarladır. Özel hayatları toplumun önüne saçan malum lobinin yatak odalarını sokağa taşımasına da asla sessiz kalmayacağız. Bu ülkenin her vatandaşı anayasal haklara sahiptir ve bu haklar devletin güvencesi altındadır. Biz 85 milyon ferdi olan Büyük Türkiye Ailesiyiz. Milletimizin birliğine, değerlerine savaş açanlara hep birlikte karşı duracağız. Küresel emperyalist lobilerin LGBT Propaganda ve Dayatması üzerinden yürüttüğü sosyokültürel teröre geçit vermeyeceğiz.
‘AİLE KADIN VE ERKEKTEN OLUŞUR’
“Bizi “şucu, bucu” diyerek yaftalamaya, toplumun bir kesimi ile aramıza set çekmeye çalışanlar var. Onlara inat diyoruz ki; buradaki gür sedaya kulaklarınızı kapatıyorsunuz. Bunu gördük, bari Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kulak verin. Gazi diyor ki; “Sosyal hayatın kaynağı aile hayatıdır. Aile izaha lüzum yoktur ki kadın ve erkekten kuruludur.”
Cumhuriyetin 100. yılına gelmişken maalesef bugün malum propaganda ve dayatma bizi ailenin kadın ve erkekten kurulduğunu izaha muhtaç kılıyor. Ülkeleri demografik olarak zayıflatan, insanlığa kasteden, çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini karartan bu propaganda ve dayatmanın kara bulutlarını dağıtmaya kararlıyız. Bugün buradaki muazzam tablo, milletimizin vakur duruşu; gelecekteki 23 Nisan ve 19 Mayıs bayramlarımızı neşeyle, gururla ve en önemlisi milli şuurla kutlayacak çocuklarımızın ve gençlerimizin güvencesidir.”
DAYATMAYI GÖRÜNCE AVRUPA’YI TERK ETTİLER
Yurtdışında yaşadığı dönemde çocuğu anaokulunda LGBT dayatmasına maruz kalan bir iş insanı, videolu mesaj gönderdi. İş insanı şunları aktardı:
“Ben Avrupa’da doğdum, orada büyüdüm, üniversitemi orada okudum ve iş hayatıma orada başladım. Uluslararası bir şirketin yöneticisiyim. Çok başarılı 20 senem geçti Avrupa’da. Eşimle orada tanıştık. İki çocuk babasıyım. Çok güzel, mutlu bir hayat yaşıyorduk. Çocuklarımız Avrupa’da anaokuluna başladılar. Bununla birlikte doğrudan LGBT dayatmaları ile karşı karşıya kalmış olduk. Okulda öğretmenler ‘Biz artık çocuğunuza erkek veya kız olarak hitap etmeyeceğiz. Daha nötr bir şekilde hitap edeceğiz ki çocuklar cinsiyetini sonra kendi seçsin.’ Benim çocuğum üç yaşında. Bizzat anaokuluna giden yavruma yönelik bu dayatmaları gördüğüm için ve yaşadığımız ülkede ‘Cinsiyetinizle Tanışın’ odaları kurmak istedikleri için, ki kurdular, çocuklar birbirlerinin mahrem yerlerini ellemeye başladılar. İlk kez cinsiyetleriyle barışacaklarını söylediler. Bu ve ondan sonra olabilecekleri göz önünde bulundurarak eşimle Türkiye’ye göç etme kararı aldık.”
MİTİNGDEKİ SLOGANLAR
LGBT propagandası yasaklansın!
Aile medeniyetin temelidir.
Annebaba evlatla hep mutlu yarınlara
LGBT cinsiyetsizleştirme ideolojisidir.
Aileye savaş açanlara geçit verme.
Aile huzur ve refahın teminatıdır.
Torunlarının yaşam hakkını elinden almaya çalışanlara dur de!
Kirli ellerinizi çocuklarımızın üzerinden çekin!
LGBT propagandası insanlığın varoluşuna yönelik tehdittir.
Cinsiyetsiz toplum projesine dur de!
Dünya görüşlerimiz ayrı, derdimiz aynı: Aileyi korumak!
Çocukların masumiyetini küresel çetelere teslim etme!
Sosyokültürel teröre dur de!
LGBT propagandası çocuk istismarıdır!
Aile sorunun değil, çözümün adresidir.
İş dünyasında LGBT dayatmasına dur de!
‘LGBT DAYATMASINA KARŞI YASA İSTİYORUZ'
Bayrampaşa’dan 12 yaşındaki oğlu Umut Hamza ile gelen Ahmet Laloğlu “Çocuklarım için kaygı duyuyorum. Gençliğimizi geleceğimizi bu tür ahlaksızlıklardan koruyabilmek için ben de buradayım.” diye konuştu. Umut Hamza da “İnsanları kötü şeylerden önlemek için. İnsanlar kötü yollara sapıyor. Biz de bunlardan etkilenebiliriz. LGBT denilen zilletin durması, yasaklanması için buradayız.” ifadelerini kullandı.
GÜVENLİK TGB’DE
TGB’li İstanbul Üniversitesi öğrencisi Yakup Güray Yılmaz da "Mitingin güvenliğin sağlıyoruz. Aileler buraya güvenle gelsin ve mitinge katılsın diye buradayız." ifadelerini kullandı.
BEBEĞİYLE ALANDA
Niğde’den gelen ev hanımı 24 yaşındaki Fatma Nur "Aile çok önemli. Aile için buradayız." dedi.
KOŞA KOŞA GELDİLER
Eşi ve kızıyla gelen Ercan Eren "Büyük Aile Platformuna selam olsun. Ülkemizi emperyalist dayatmalar ve çürümeye karşı korumak için ailemizle beraber buraya koşa koşa geldik. Bütün aileleri de buraya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
DUYGULANDI
Çok heyecanlı olduğunu belirten Yasemin Kiraz, şunları ekledi: "Ekranda insanları ve yaşadıklarını görünce çok etkileniyorum. Duygulanıyorum. Ailemizi ve neslimizi korumak için buradayız. Bu hiçbir şekilde siyasi bir etkinlik değildir. Kesinlikle aileyi ilgilendiren bir şeydir. Aileyi yok etmek amaçları. Buna karşı koymak için buradayız."
GELECEK NESİL İÇİN BURADAYIZ
15 ve 9 yaşında iki çocuğu ve eşiyle katılan İstanbul Başakşehirli kadın katılımcı “Çok tedirgin olduğumuz için. Cinsiyetsizlik üzerine çok şeyler dönüyor. Korkularımız için buradayız.” diye konuştu. Eşi de “Aynı şekilde gelecek nesilin daha iyi olmasına bir gıdım olsun diye geldik.” dedi.