Fay hatlarıyla çevrili ülkemiz, bu yıl iki büyük depreme ev sahipliği yaptı. Elazığ'da 6.8, Ege Denizi'nde ise 6.9 büyüklüğünde olarak meydana gelen bu iki afet, Türkiye'deki yapı güvenliğini bir kez daha gündeme taşıdı.
Merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesinde olan deprem 24 Ocak günü saat 20.55'te meydana geldi. 6.8 büyüklüğündeki 22 saniyelik sürdü. 41 kişi hayatını kaybetti, 1607 kişi yaralandı.
6,8'lik depremin ardından Elazığ'da 1 ayda 26'sı 4'ün üzerinde 3080 deprem yaşandı. Bu depremlerin ortaya çıkardığı enerji miktarı Hiroşima'ya atılan atom bombasının 17 katına eşitti.
Bir diğer büyük deprem ise Ege Denizi'nde yaşandı. 30 Ekim günü saat 14.51'de meydana gelen deprem İzmir Merkezi'nden 70 km uzak olsa da Bayraklı İlçesinde yıkıma neden oldu. Seferihisar Sığacık'ta da tsunami oldu.
Ege Denizi depreminde 117 vatandaşımız hayatını kaybetti, 1034 kişi yaralandı. Depremde İzmir'de 11 bina ve 172 bölüm yıkıldı. Yine deprem değil, bina öldürdü.
Yıkılan binaların zemini yapılaşmaya değil tarıma elverişliydi. Daha 11 yıl önce yerle bir olan binaların yanı başında kınalı bamya üretimi yapılıyordu
Aslında deprem Yunanistan'ın Sisam Adası'ndaki fayda meydana gelmişti. Sisam'da 2 kişi hayatını kaybetti, İzmir'de ise 117 kişi yaşamını yitirdi.
23 Şubat 2020'de İran 5,9 büyüklüğünde deprem ile sallandı ancak yıkım Van'da yaşandı. 10 yurttaşımız yaşamını yitirdi.
Elazığ, Van, Bingöl, Akhisar ve İzmir'deki yıkımlar dikkatleri beklenen İstanbul depremine çevirdi. Sanayinin ve ticaretin ana üssü konumundaki Marmara Bölgesi yaşanacak deprem bir Milli Güvenlik önceliği konumunda.
2020 depremleri Türkiye'nin gündemine Fay Yasasını soktu. Bilim insanları fay yasasını 2021'nin ilk çeyreğine yetiştirecek. Çözüm için Türkiye'nin atması gerek 5 adım var.