Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü köşesinde HDPKK seviciliği yapanları Nazım Hikmet'le, Attila İlhan'la, Nihat Genç'le eleştirdi. Tuna yazısında, "Türkiye'nin bekası için, Gazi Mustafa Kemal de Can'cık sürüsünün elinden kurtarılmalı. Çünkü müstevliler dün "dinle" kandırıyorlardı bugün Atatürk'le kandırmaya çalışıyorlar." İfadelerine yer verdi.

İşte Salih Tuna'nın o yazısı;

Küresel bozguncular, "dine karşı din" istiyorlardı, bir başka ifadeyle "Amerikancı İslam." 
Fetullah'ı zaten bunun için Pensilvanya'ya çektiler.
"Dine karşı din" ihalesini de "yüklenici firma" olarak dünkü adıyla "Cemaat A.Ş"ye bugünkü adıyla FETÖ'ye verdiler.
Fetullahçılardan başka hiçbir yapıya "cemaat" denilmeyecek, sadece onların yaptıkları "hizmet"ten sayılacaktı.
İhaleyi aldılar ve ilk iş olarak, karşılarına çıkan "dindarları" olmadık kumpaslarla ya yok ettiler ya da kişilik suikastına uğrattılar.
Bunu öyle başardılar ki...
"Muhammedun Resûlullâh" demenin şart olmadığını, koşuldukları "dinler arası diyalog" gereği dile getirdiklerinde karşılarına (birkaç istisna hariç) çıkacak "dindar / muhafazakâr" kalmadı.
Fetullah'ın ifadesiyle "teknik nakavt" düzeyine ulaştıklarında da 1725 Aralık'ta harekete geçtiler.
Başaramayınca, 15 Temmuz'da final yaptılar.
Sayın Erdoğan 15 Temmuz'da "ölümüne" yaptığı önderlikle sadece Türkiye Cumhuriyeti'ni kurtarmadı.
Dini ve dindarları da bu "dine karşı dincilerin" elinden kurtardı.
Aynı şekilde...
Türkiye'nin bekası için, Gazi Mustafa Kemal de Can'cık sürüsünün elinden kurtarılmalı.
Çünkü müstevliler dün "dinle" kandırıyorlardı bugün Atatürk'le kandırmaya çalışıyorlar.
O kadar ki, Çölaşan başta olmak üzere Sözcü'nün o çok "Atatürkçü" yazarları PKK yandaşı partiye açıkça oy istiyorlar.
Ne ki az kaldı, bunların da oyunu bitecek.
Ergenekon sanığı merhum bir babanın adı bende saklı eğitimci oğlunun dün bana gönderdiği mesaj bunun işareti: "Atatürk ile aldatmaya çalışanlar da Asumanlar da Tesev de kaybedecek... Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik Kemalizm'in iki temel ilkesi... Babam bana öyle öğretmişti... İşbirlikçiler ve mandacılar çıldıracak... Bizi gettolar da birbirimizden ayıramayacaklar... Bunları, tüm vurgularınız ve inadınız için bir Kemalistin teşekkürü olarak değerlendirin lütfen..."
Dün Attila İlhan, Atatürkçülüğü "neo mandacılığa" kamuflaj yapanların maskesini "Hangi Atatürk" kitabıyla indirmişti.
Bugün...
Amiral Soner Polat'lar, Nihat Genç'ler haykırıyor!
Tıpkı Nâzım Hikmet'in 1954'te Budapeşte radyosunda haykırdığı gibi: "Türkiye'de kime inkılâp düşmanı derler? (...) Kim Türkiye'yi Amerikalılara satmış ve satmaya devam etmektedir? (...) İşte bunlar vatan hainidir (...) Bunların haricinde kalan insanlar, dini kanaatleri ne olursa olsun, vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar; vatanını seven insanlardır (...) Bugün yapılan terör, Türk Milleti'ne karşıdır ve Türk Milleti'ni imha etmek için, yok etmek için yapılan terördür. Türk Milleti yok olmaz. Binaenaleyh, her şeye rağmen, Türk Milleti yaşayacaktır. Ve her şeye rağmen, biz 2. Milli Bağımsızlık Savaşından muzaffer çıkacağız..." 
2. Milli Bağımsızlık Savaşı'ndan muzaffer çıkmamız için...
Her şeyden evvel, Mustafa Kemal'i "bölücülere" hizmet eden Sözcü tipi "Atatürkçülerden" kurtarmak zorundayız..