Muhteşem bir reklam, tanıtım ve propaganda atağıyla tek bir kaynak bile göstermeden yazdığı "Mustafa Kemal" kitabı milyonlarca satış yaparak hasılat ve ciro rekoru kıran Yılmaz Özdil, Atatürkçülük için yegane kılavuzumuz oldu. Yakın çevresi ve kampanya yürütücüleriyle birlikte sadece toplumun 7' den 77' ye her kesiminin değil gelecek kuşakların da bu dev eser sayesinde Atatürk'ü özümseyeceğini, Türkiye'nin geleceğinin bu sayede aydınlanacağını iddia ediyorlar. Oysa ki satış rekorları kıran kitapta Atatürk'ün özel yaşamıyla ilgili detaylar, detaylar detaylar, aydınlanma nasıl sağlanacak boşlukta, Türk aydınlanma devrimi yani Cumhuriyet projesi boşlukta..

Yılmaz Özdil Atatürkçülüğü Suriye'de Beşar Esad'a, Venezuela'da Chavez'e ve Maduro'ya diktatör diyerek emperyalizmin yanında saf tutan içi boşaltılmış bir Atatürkçülük. Antiemperyalizm ve bağımsızlık mücadelesi olmadan Atatürkçülüğün yanından bile geçilemeyeceğini bile bile, kasten,taammüden.

Özdil'in marifetleri bununla da sınırlı değil. Dört yıl önce "Keleşe şarjör olmayın, HDP'ye oy vermeyin" derken 24 Haziran 2018 seçimleri öncesi "HDP'ye oy verin" diyor. Bir o yana, bir bu yana, yana yana, Fikret Kızılok'un söylediği gibi.
Uğur Mumcu'nun çok sevdiği "Arşiv konuşuyor" sözünün gereğini yerine getirelim şimdi, Özdil'in PKK güzellemelerini çıkaralım arşivden, bakalım yüzü kızaracak mı yazdıklarından?

Yer Tunceli, Munzur Mahallesinde PKK’lı teröristler 4 Eylül 2011 saat 21.40 sıralarında üzeri brandayla kapalı, yanları tel örgüyle çevrili halı sahada futbol maçı yapan polislerimize, uzun namlulu silahlarla saldırı düzenliyor. Sahada 12’si futbol oynayan 3’ü de koruma görevi yapan polislerimizin üzerine açılan yaylım ateşinde, komiser Cem Kerman ve maçı izleyen eşi öğretmen Dilay Turan Kerman şehit oluyor.. Saldırıda 1’i ağır 8 polis memuru da yaralanıyor..

Polislerimizin PKK'lı canilerce halı sahada kahpece şehit edilmeleri ve yaralanmalarıyla ilgili Özdil'in bir yazı yazmasını bekliyor Hürriyet gazetesindeki okurları, ısrarlara dayanamıyor ve 8 Eylülde yazıyor sonunda. Herkesi hayretler içerisinde bırakan bu yazısında "Polislerin şehir edilmesini yazamadım, çünkü elim varmadı" diyor. "Zira 3 yıl önce yine PKK'lı teröristlerin Tunceli'de ChelseaFenerbahçe maçını mağarada izlerken subay ve astsubaylardan oluşan seçkin özel timin PKK’nın tribüne çevirdiği mağarada (jeneratör, çanak anten, televizyon ve ciddi miktarda patlayıcı madde bulunduğunu da vurgulayarak) kıstırılarak öldürüldüğünü yazıyor. Bitiş düdüğü çaldığında, Lampard ikinciyi atmış, Fenerbahçe elenmiş, bir futbol takımı kadar, 11 terörist öldürülmüş, yedek kulübesi kadar terörist de yaralı ele geçirilmişti, bu yüzden halı sahada top oynayan polislere PKK baskını yazamadım, yazsaydım "rövanş" derdim" diyor.

Özdil, "Bijitürk" başlıklı bu mide bulandırıcı yazısında gözümüzün içine baka baka halı sahada futbol oynayan polislerimize yapılan kahpe PKK baskını için rövanş diyor. Gün oluyor, devran dönüyor, şimdi bize Atatürk'ün aydınlanma yolunu öğretmeye kalkıyor, kerameti kendinden menkul Atatürk bilgesi rolüne soyunuyor.

Senden alacağımız bir ders yok Özdil, arşivlerinı karıştır, vicdanınla hesaplaş, huzur bul, bulabilirsen, o kadar.

Ali Rıza Üçer
İLK KURŞUN