Eski Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, Gaziantep Üniversitesinde FETÖ’cülerin kurduğu kumpası ayrıntılarıyla anlattı. 2008’den sonra FETÖ’nün kendisini hedef aldığını belirten Gür, bu yüzden Dicle Üniversitesinden ayrılmak zorunda bırakıldığını aktardı.

Başta kendisi olmak üzere bazı akademisyenlerin isimsiz ihbarlarla suçlandığına dikkat çeken Gür, AK Parti MKYK Üyesi Şamil Tayyar’ın da bu kumpaslarda yer aldığını vurguladı.

“FETÖ ve uzantılarını” hafife almamak gerektiğini belirten Gür, şunları anlattı:
“Yıl 2005… Doçentim ve başarılı bir akademisyen olarak alanımla ilgili yaptığım çalışmalardan dolayı uluslararası saygın bir burs kazanarak İngiltere’de 1 yıl çalışıyorum. Orada kalmam istenmesine rağmen ülkeme geri dönüyorum.
“Yıl 2008… FETÖ’ ye karşı duruşum nedeniyle her türlü mobing uygulanarak Dicle Üniversitesinden ayrılmak zorunda bırakılıyorum. Dönemin rektörü Jale Saraç ve yönetim ekibi daha sonra FETÖ’den tutuklanıyor.

‘İSİMSİZ İHBARLARLA İDDİANAME DÜZENLEDİLER’

“Yıl 2009… Gaziantep Üniversitesine geçiyorum. Yıl 2012… Gaziantep Üniversitesinde rektör yardımcısı oluyorum ve FETÖ elemanları yine harekete geçiyor. Siyasi bir suçluya rapor vererek tedavi adı altında dışarı çıkmasını sağlamaya çalıştığım yönünde isimsiz bir ihbar savcılığa gönderiliyor ve hakkımda işlem başlatılıyor. Yapılan araştırmada olayın benimle ilgisi olmadığı tam tersine daha sonra FETÖ’den ihraç edilen bir öğretim üyesi olan E.M. ile ilişkili olduğu ortaya çıkıyor.

“Yıl 2013… İsimsiz ihbar mektupları ile işlem yapmakla meşhur dönemin Gaziantep Başsavcısı Mustafa Peker, FETÖ’den aldığı talimatla dönemin Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ve olayla hiçbir ilgisi olmayan benim hakkımda iddianame düzenleterek ağır cezaya gönderiyor.

‘SAVCI FETÖ’DEN TUTUKLANDI’

“Hem de beni ‘savcılığa evrakı geç göndermek’ suçu ihdas ederek saçma bir şekilde dosyaya sokuyor. Dikkatinizi çekerim iddianame tarihi 17 Aralık 2013 sabahı ve Türkiye’deki büyük operasyonun bir parçası. İddianameyi hazırlayanları, HSYK’ya şikayet ediyoruz başvurumuz reddediliyor ve tekrar üst itiraz yapıyoruz suçlular aleni korunarak yine reddediliyor. Yargılama yapılıyor ve bize 2 yıl sonra beraat veriliyor. Dönemin Gaziantep Başsavcısı Mustafa Peker, daha sonra FETÖ’den tutuklanıyor ve 71 bin 678 kez Bylock görüşmesi yaptığı ortaya çıkıyor.

“Yıl 2016… Gaziantep Üniversitesinde rektörlük seçimleri var ve aday oluyorum. Yıllardır keskin duruşumuz ve mücadelemiz nedeniyle FETÖ ve aveneleri benim seçilmemem için her türlü yolu ve iftirayı deniyorlar. Hatta beni eşimle birlikte hapse göndereceklerini söylüyorlar. Sonuçta 13 Temmuz 2016’da yapılan seçimlerde tüm kumpaslarına rağmen birinci sırada çıkıyorum ve şok oluyorlar. Atanmamı engellemek için yollar ararken 15 Temmuz gecesi bütün planları suya düşüyor. Ancak bu defa iftira ve kumpas bayrağını kendi istediği aday olan ve dördüncü sırada çıkan M.T.G.’yi rektör olarak atatmak için her yolu deneyen Şamil Tayyar devralıyor. Desteklediği aday da daha sonra İçişleri Bakanlığından gelen yazı üzerine POLİTAM (Güvenlik Bilimleri Lisans Tamamlama Programı) davasından komisyon kararıyla açığa alınıp KHK ile ihraç ediliyor ancak hamileri tarafından geri döndürmek için her yol deneniyor.

‘YEREL BASINLA İFTİRALARA BAŞLADI’

“Ergenekon kumpas davalarından FETÖ yöntemlerini iyi bilen, sahte delil oluşturmakta ve yaymakta ustalaşmış Şamil Tayyar üniversite içindeki birkaç müfteri öğretim elemanı ve tetikçiliğini yapan birkaç yerel basın mensubu ile koordineli halde kumpas ve iftiralara başlıyor. Sonuçta rektör olarak atanmamı engelleyemiyorlar ve 2 Ağustos’ta atanıyorum.

“Yine vazgeçmiyorlar. Bu defa da görevden aldırmak için bütün yolları deniyorlar. Bu arada FETÖ elemanları sürekli sahte bilgi/belge oluşturma ve taktikler konusunda tam destek veriyor. Önce bu tetikçi öğretim üyeleri kimliklerini gizleyerek CİMER’e ve YÖK’e ihbar bombardımanı yapıyorlar. Hızlarını alamayarak bu defa Şamil Tayyar başta olmak üzere tetikçileri ile birlikte farklı şehirlerden iftiralardan müteşekkil suç duyuruları yapıyorlar. Sistemi şu şekilde işletiyorlar. KHK’dan atılanlar veya disiplin suçlarından dolayı caza alanlara ihbarlar yaptırılıyor. FETÖ’nün gizli tanıklarına hakkımda iftiralar attırılıp kayıtlara geçiriliyor. Bu ihbarlar ve ifadeler Şamil Tayyar’a iletiliyor, o da kendisinin kumandasındaki birkaç yerel basın mensubunun bunları haberleştirmesin sağlıyor. Bununla da yetinmeyip kendisi de TV programlarına çıkıp iftiraları gündeme taşıyor. Özellikle iftira/ihbarları yapan öğretim elemanları E.B., T.Ç., H.A. ve S.D.”

Aydınlık Gazetesi