Bazıları, CHP’deki yöneticilerin tek tek nasıl Amerikancı, İkinci Cumhuriyetçilere yakın, hatta Avrupacı ve özel sektörcü olduğunu, geçmişe yönelik öyküler yazarak, kanıtlama çabasında

Öğütme değirmeni dönüyor!

Bunların hiçbirine fırsat vermemek gerekir…

Şu kadarını söylemek isterim: En kötü CHP iktidarı bile herhangi bir AKP iktidarından bin kez iyidir.

**

Orhan Bey,

Yazınızda bizi (ad vermeden) geçmişe yönelik öyküler yazmakla, yeni CHP yöneticilerini değirmen misali öğütmeğe çalışmakla suçluyorsunuz. Şahsen yazdığım “Yeni CHP’nin Yeni Yönetimi” dizi yazısı belgelere dayalıdır, kanıta dayalıdır. Bu nedenle yazdıklarım geçmişe yönelik öyküler, uydurmalar değil, gerçeğin ta kendisidir.. http://www.ilkkursun.com/konu/ilkkurs ... rizaucer/

En kötü CHP iktidarı bile herhangi bir AKP iktidarından iyidir diyorsunuz. Neden “bu ülkenin aydınlık insanları” en kötüsü bu, siz daha az kötü olana şükredin cenderesinde ızdırap çekmeye devam etsin ki?

    Bakın CHP’nin İkinci adamı Gürsel Tekin ne diyor. “Üniversiteye türban girdiyse bunun mimarı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları olmasa YÖK bunu yapabilir miydi?” Tekin, kimse türbanın rantını yemeğe kalkmasın, biz yiyeceğiz demeye getiriyor, bunda da yanılıyor. Bu ne menem bir açıklamadır söyler misiniz. http://www.ilkkursun.com/2010/11/gurse ... arogludur/

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM kararlarına rağmen türbanı oldubitti bir genelgeyle üniversiteye sokarak hukuku açıkça ihlal etmesine CHP yöneticileri nasıl sahip çıkabilir? Şimdi elini verip kolunu kaptıran yeni CHP yöneticileri türbanın ilköğretime, Meclise ve diğer kamusal alanlara sokulmasına karşı nasıl bir duruş sergileyecek?

Kılıçdaroğlu başta olmak üzere yeni CHP yöneticilerinin laiklik tehdit altında değildir, biz cemaatlere ve tarikatlara karşı değiliz ama onların siyaset yapmasına karşıyız demesini nasıl içimize sindireceğiz?

Kılıçdaroğlu’nun ” Turgut Özal’ da bürokrat kökenliydi, ancak özellikle ekonomideki başarılı uygulamalarının izleri bugün hala görülüyor.” demesini nasıl içimize sindireceğiz. Yeni CHP Özalist ekonomiksosyal politikaların yeni versiyonunu mu hayata geçirecek? http://www.ilkkursun.com/2010/11/kilic ... sariliydi/

AKP’nin ekonomiksosyal politikalarına övgüler düzen CHP’nin yeni idelogu Sencer Ayata, Özcan YÖK Başkanı olduğunda “Neden ona herkes saldırıyor? anlayamıyorum, oysa ki çok iyi bir bilim adamıdır “diye ona sahip çıkmamış mıydıhttp://www.ilkkursun.com/2010/10/chpde ... idestegi/

TRT’nin çanak programında sahte haham, meczup, Ergenekon gizli tanığı Tuncay Güney’in karşısına çıkmaktan imtina etmeyen Fikri Sağlar’ın Güney’in CHP için Cesur Hırsızlar Partisi diye hakaretlerie gülerek başını sallamasına ne diyorsunuz? Şimdi O Fikri Sağlar partiye geri dönüyor.


Ya Abdullah Öcalan’a af isteyen, PKK ile müzakere isteyen Sezgin Tanrıkulu, şimdi hala Balbay’ların içerde tutulduğu Ergenekon davasında nerede yerini alacak? 

Ergenekon mağduru yazarların aydınların, bilim insanlarının, askerlerin, siyasetçilerin mi yanında yer alacak yoksa onların karşısında müdahil olarak mı yer alacak? Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ın Ergenekon mahkumlarının avukatıyım demesine karşı biz kimsenin avukatı değiliz demesini nasıl yorumlamalıyız?



Örnekler uzatılabilir, ancak yeni CHP yöneticilerini eleştirenlere fırsat vermemek gerekir sözünüzü demokrat kişiliğinizle bağdaştıramadım. Eleştiri özgür düşüncenin temelidir, bunu engellemeğe kalktığınızda CHP’ye iyilik değil kötülük yapmış olursunuz.


Ali Rıza ÜÇER
2 Aralık 2010


Cumhuriyet 02.12.2010

BİLİM ve SİYASET

ORHAN BURSALI

CHP ve Eleştiriler

Kılıçdaroğlu iyi gidiyor, hem bugünkü Türkiye koşullarında hem de CHP Başkanlığı’nda taşıdığı, önemli ve yeni sorumluluklarının her geçen gün daha çok farkında olduğunu görüyorum.

Kılıçdaroğlu “insana dokunmayı” politikasının eksenine oturtmaya çalışıyor.

Dokunmak! Çok önemli!

Hele Türkiye’ye özgü kültürde insanların duyarlılıklarını paylaşmasının altını çizmek gerekir.

Halkçılık, toplumculuk, doğrudan ilişkiyi gerektirir..

Bu doğrudan ilişkinin özünde (doğrudan) demokrasi de bulunur.

Şüphesiz “doğrudan demokrasi” yoktur!

Ama ortadan kaldırılan bu kavramı politikacıların içinde yeşertmesi ve hem halkla ilişkilerinde hem de parti ilişkilerinde ve yönetim anlayışlarında düşüncelerinin odağında tutması, ülkemizde ve CHP’de çok şeyi değiştirir.

Evet bu anlamda yeni bir CHP ortaya çıkartmak bir umuttur.

Bu umudu büyütebilmek, CHP’yi iktidara taşıyabilir.

***

Şüphesiz, herkesin CHP’den beklentisi farklı.

Bazı iktidar yanlısı yazarlara bakıyorum, Kılıçdaroğlu’na öğütte bulunuyorlar: Çevrendekileri at! Onlar sivil paşa! Hepsinin kuyruğunu çek gitsin! Onlardan kurtulmazsan hiçbir şey yapamazsın..

Temizlik harekâtı!

Bazıları da CHP’nin parçalanmasını öneriyor!

Yeni CHP, onlara göre, ancak, partiden atılmasıyla, partinin parçalanmasından korkmayarak gerçekleştirilebilir!

Bunları açıkça yazıyorlar, söylüyorlar!

Sosyal demokrasi zaten bölük pörçük..

Bu yetmiyor kimseye! Daha da parçalanması gerekir!

AKP ikitdarının sürmesi ve CHP’nin iktidar olamaması için her dümen devreye sokuluyor adeta!

Bazıları, CHP’deki yöneticilerin tek tek nasıl Amerikancı, İkinci Cumhuriyetçilere yakın, hatta Avrupacı ve özel sektörcü olduğunu, geçmişe yönelik öyküler yazarak, kanıtlama çabasında…

Öğütme değirmeni dönüyor!

Bunların hiçbirine fırsat vermemek gerekir…

Şu kadarını söylemek isterim: En kötü CHP iktidarı bile herhangi bir AKP iktidarından bin kez iyidir!

Politikanızın odağına AKP iktidarından kurtulmayı koyarsanız, yapacağınız tek şey, iyi yönde gelişmesini isteyerek ve katkıda bulunarak, CHP’nin iktidar olmasına destek vermektir.

Benim burada CHP’ye yönelttiğim en sert eleştirilerin, CHP’ye şiddetli iktidar desteği anlamı taşıdığını vurgulamak isterim.

Bu bağlamda, örneğin 12 Aralık Hareketi’nin neden henüz CHP’ye etkin bir güç olarak eklemlenmediğini, parti ve düşüncesine itici güç görevi yapmadını merak ediyorum.

Parti yeni üyelere kapılarını açıyor.

Çok iyi, bütün Türkiye’yi üye yapmak hedefini koymalılar!

***

CHP köklerini tabii ki koruyacaktır!

Çünkü o kökler CHP’yi CHP yapacaktır!

Parti içinde “saflaştırılmış” bir düşüncenin egemenliği mi?

Tek tip, tek kalıp..

Dün Baykal’ı eleştirenler, şimdi benzer tasfiyeyi istiyorlar!

Yani kafaları tek kalıp ve tek yanlı..

Eleştirdikleri insanlara dönüşmüşler kendileri!

CHP’nin geleceği, kendine yakın ne kadar düşünce varsa hepsini kucaklamaktan geçer.

CHP içinde çeşitli odaklar olmasından korkmamalı parti!

Bu odaklardan birini bu düşüncelerden birini başaramazsa, diğeri yeni bir sentezle bayrağı devralabilecek yeni bir yapı oluşturulmalıdır CHP’de..

http://orhanbursali.blogspot.com

obursali@cumhuriyet.com.tr




Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu Taraf Gazetesinden Neşe Düzel’e “Ergenekon bitmeden Kürt sorunu çözülmez” dedi..

“Çünkü Ergenekon demokrasi meselesidir. Kürt sorunu da demokrasiyle çözülebileceğine göre, AK Parti dahil kim Ergenekon’la ilgilenirse biz onunla bu soruna ortak olmak zorundayız.”

Bu dava, Cumhuriyet tarihinin en büyük temizlik hareketlerinden birine giden yolu açıyor. Güç ve iktidar sahibi olanlar bir gün evlerinden alınıp gözaltına götürüleceklerini hiç tahayyül etmemişlerdi. Bu soruşturmanın en can alıcı yönü de bu zaten. Rejimi hukuk dışı yollardan değiştirmeye kalkan herkes dokunulur hale geldi artık. Emekli olanların gözaltına alınması, görevde olanlara da bu konuda mesaj verdi. ‘AK Parti istedi ve Ergenekon bu noktaya geldi’ demek, AK Parti’de büyük bir güç vehmetmek olur.”

Röportaj için linki tıklayın
http://habermerkezi.wordpress.com/2008/ ... cozulmez/

Ali Rıza ÜÇER 
İLKKURŞUN GZT.

Sezgin Tanrıkulu CHP üyesi oldu