Emperyalist merkezlerin “Yaratıcı yıkıcılık” adını verdiği iç karışıklık için ilk hareket PKK’den geldi. PKK, 12 Eylül’den itibaren Hükümet’i devirmek için eylemlere başlama kararı aldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Eylül’deki konuşmasında kışkırtıcı bir dil kullanmış ve HDP’nin eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a 'şeref madalyası' verilmesi gerektiğini iddia etmişti. Kılıçdaroğlu’nun iç kargaşayı amaçlayan açıklamaları yeni dönemde izleyecekleri muhalefet çizgisini ortaya koyuyordu.

JOE BİDEN’IN MUHALEFETİ

Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamaları, ABD Başkan adayı Joe Biden’ın “Türkiye’deki muhalefeti destekleyeceğiz” sözlerinin tartışıldığı günlerden hemen sonra geldi. Bu sözler Joe Biden’ın New York Times gazetesine Aralık ayında verdiği mülakatta dile getirilmişti. Ancak gazetenin haberi Ağustos ayında bu mülakatın görüntü kaydının servis edilmesiyle alevlenmişti. Obama döneminde Başkan Yardımcısı olan ve Kasım ayındaki seçimlerde Başkan adayı olan Biden, Türkiye’de büyük tepkiye neden olan şunları söylemişti:

“Bence yapmamız gereken ona (Erdoğan'a) karşı farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Pozisyonumuzun açıkça, parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sesimizi çıkarmalıyız. Yaptıklarının bedelini ödemeli. (…) hâlâ, geçmişte yaptığım gibi, onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup, hâlâ var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan'ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz.”

MACRON’DAN İÇ YIKICILIĞA "HAREKETE GEÇ" MESAJI

Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin hak ve menfaatlerine sahip çıkma kararlılığı karşısında ABD’nin yönetimindeki Yunanistanİsrail cephesini destekleyen Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron da eşzamanlı olarak “Sorunumuz Türk halkıyla değil, Erdoğan ile” diyerek Türkiye içindeki yıkıcı kuvvetlere “Harekete geçin” mesajı gönderdi.

YARATICI YIKICILIK

Sahte solcuların Erdoğan düşmanlığında ulaştıkları son nokta işçi sınıfı ve halk düşmanlığı oldu. Emperyalist merkezlerin, Washington hizasından çıkan yönetimleri devirmek için iç karışıklık yaratmakta kullandıkları kavram olan “Yaratıcı Kargaşa” ve “Yaratıcı Yıkıcılık” kavramları yeniden dolaşıma sokuldu. Türkiye’de 40 yıldır olduğu gibi ABD’nin piyonu olan PKK harekete geçti. PKK yönetimi 12 Eylül’den itibaren Hükümet’i devirmek için Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Avrupa’da eylemlere başlayacağını ilan etti.

YAZILARDA "İKTİDARA VURALIM" ÇAĞRISI

PKK'nın yayın organı Yeni Özgür Politika'da “Türkiye batmadan Erdoğan’ı yıkalım” başlıklı Veysi Sarısözen imzalı yazı yayımlandı. Türkiye'nin Yunanistan ile olası bir savaşta birkaç hafta sonra teslim bayrağını çekmek zorunda kalacağını savunan Sarısözen “NATO tepesine çöker, Fransız donanması limanlarına girer, Yunan tankları İstanbul önlerinde homurdanır” ifadelerini kullandı. Sarısözen PKK'nın eylem planına sahip çıkarak “Ve Türkiye 'batmadan', KCK’nin 12 Eylül hamlesinde dile getirilen faşist rejimi devirmek için her yerde harekete geçelim. İçinden çürümüş bu rejim, vurursak devrilecektir” diye yazdı.

Sarısözen'den bir gün önce de Birgün yazarı Merdan Yanardağ 'Yaratıcı Yıkıcılık' çağrısı yaptığı bir yazı kaleme aldı. Yazıda şu ifadelere yer verildi:

“Bu tarihsel dönemeçte ihtiyacımız olan şey yaratıcı yıkıcılıktır. Neyi nasıl yapacağımızı düşünmek değil. İnce ayrımlar üzerinden tartışmak, sadece acı çekilen mistik seanslar anlamına gelecektir. Kaldı ki, yaratıcı yıkıcılık, siyasal ve toplumsal bir yenilenmeye yol açacak yaratıcı bir kuruculuktan başka şey değildir.

“Sonuç olarak; İslamcıların silahlandığının artık rutin bir haber haline geldiği bu günümüz Türkiyesi’nde çok katlı ve sert bir mücadeleye hazır olmak gerekiyor. Sokağa egemen olan ülkeye de egemen olacaktır.”

tgb.gen.tr