DOUGLAS BOLIVAR / CARACAS

ABD ile Venezuela ilişkilerinde bir değişim rüzgârı esiyor. Önceki gün isimleri paylaşılmayan ABD yetkilileri, Associated Press (AP) haber ajansına verdikleri röportajda Venezuela'ya karşı “bazı ekonomik yaptırımların hafifletildiğini” duyurdu.

Yetkililer, gevşemenin ülkedeki büyük oyunculardan ABD’li petrol şirketi Chevron’un Venezuela’nın devlet şirketi PDVSA ile lisans anlaşması yapmasına izin vereceğini, ancak Venezuela menşeli herhangi bir petrol sondajına veya ihracına izin verilmeyeceğini belirtti.

AP'nin haberinde yer alan bir diğer bilgiye göre, eski bir üst düzey PDVSA yetkilisi ve Venezuela Devlet Başkanı Maduro’nun eşinin (‘first lady’nin) yeğeni Carlos Erik MalpicaFlores’in yaptırım uygulanan kişiler listesinden çıkarılması planlanıyor.

Bolivarcı Hükümetin Başkan Yardımcısı Delcy Rodriguez, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla söz konusu adımları doğruladı.

Rodriguez, Venezuela'nın "kendi çabalarıyla ekonomik toparlanma yolunda ilk adımları attığını, meşru olmayan yaptırımların ve insanlık dışı ablukanın kınandığını ve aşıldığını" belirterek, "yasadışı yaptırımların tamamen kaldırılması" için "umudunu" dile getirdi.

United World International (UWI), ABD'nin son adımı ve ABDVenezuela ilişkilerinde ileriye giden yol hakkında yorum yapmak için hem hükümetten hem de muhalefetten Venezuela Ulusal Meclisi üyelerinin görüşünü aldı.

‘ABD, KENDİ YARATTIĞI PETROL  KITLIĞIYLA KARŞI KARŞIYA’

Hükümet kanadı için Angel Rodriguez, görüşüne başvurmak için belki de en iyi isim. Çünkü Rodriguez sadece PSUV Milletvekili değil, aynı zamanda Enerji ve Petrol Komisyonu’nun başkanlığını yürütüyor. Rodriguez, Nisan ayında kendisiyle yaptığımız son röportajında, "ABD'den kabul edilebilir bir teklif" gelmesi için "iyimser" olduklarını söylemişti.

Bugün de ABD'nin girdiği çıkmazı bir kez daha vurguluyor: “ABD ve NATO'nun Rusya'ya saldırısı küresel petrol piyasasını yerinden oynattı. Batı, OPEC'ten üretimi artırmasını istedi, ancak Ukrayna'da olanlardan sorumlusu OPEC değil.” diyen Rodriguez, şöyle devam etti: “ABD, Avrupa'da ve kendi topraklarında yarattığı petrol açığının farkına varıyor.”

Nitekim ABD hükümeti, resmen Maduro’yu meşru başkan olarak tanımamasına rağmen, Nisan başında Venezuela hükümetiyle görüşmek üzere bir heyet göndermişti.

Rodriguez, bu toplantıda "bazı anlaşmalar sağlandığını" belirtiyor ve "İlişkilerde yaşanan ilerleme, yalnızca Başkan Maduro'nun yasadışı yaptırımlara karşı Venezüella halkının diyalog, barış ve birlik üzerinde her zaman ısrar etmesinin bir sonucudur” diye ekliyor.

Venezuela muhalefetiyle diyaloğun da yeniden başladığını hatırlatan Rodriguez, Ulusal Meclis Başkanının muhalefet liderleriyle görüşmek için Meksika’ya seyahat ettiğini söylüyor.

Meksika'da hükümet ve muhalefet arasındaki bu diyalog süreci 2021'de başlamış ve seçim sürecine dair bazı uzlaşmaları mümkün kılmış ancak daha sonra ABD, kara para aklama suçlamasıyla hükümetin yakın bir müttefiki olan Alex Saab'ı tutukladığında durmuştu. Maduro hükümeti hala Saab'ın serbest bırakılmasını talep ediyor.

‘CHEVRON TEMMUZ’DA İŞBAŞI YAPABİLİR’

Görüşüne başvurduğumuz bir diğer isim olan Andrés Averlino, parlamentoda Enerji ve Petrol Komisyonu’nda iktidar partisi PSUV’u temsilen Başkan Yardımcısı olarak bulunuyor. Averlino kendinden emin bir şekilde konuşuyor: "ABD'nin bize kesinlikle ihtiyacı var. Venezuela'ya karşı 600'den fazla yaptırım var ama bunların kalbinde petrol yaptırımları var. Petrol üretimi ve ticaretine konulan yasaklar, yaptırımların kabaca yüzde 90'ını oluşturuyor. Dolayısıyla bunların kaldırılması, Venezuela üzerindeki en önemli baskıyı ortadan kaldıracak.” diyor ve ekliyor: “Chevron'un Temmuz ayında faaliyetlerine başlayacağını duyuruyoruz.”

Avelino'nun açıklaması, Chevron'un "petrol çıkarmak için değil, yalnızca müzakere için" izin verdiğini belirten ABD hükümet yetkililerinin açıklamasıyla çelişiyor. Ama yine de Venezüella milletvekili şu sözlerinde haklı: “Görüyorsunuz, 72 saat içinde Latin Amerika'da bir tiranlıktan güçlü bir demokrasiye dönüştüğümüze tanık olduk. Bu arada, hükümetin muhalefete yaklaşımı ve hoşgörüsünü düşündüğümüzde bunun doğruluğu gayet açık.”

PSUV üyesi, Venezuela'nın kapılarının egemenliğe saygı temelinde uluslararası işbirliğine açık olduğunu söylüyor. Avelino, ekonominin toparlanmaya başladığını, “Venezuela Mucizesi” adını verdiği bir kalkınma sağladığını ve yaptırımlar tamamen kaldırıldığında bu ilerlemenin daha da güçlü bir şekilde gelişeceğini kaydetti.

‘YAKINDA KÜRESEL PİYASAYA AÇILACAĞIZ’

Muhalefette bulunan Demokratik Eylem (Accion Demokrata) partisinin milletvekili Oscar Ronderos da söz konusu gelişmeyi “mükemmel haber” diyerek memnuniyetle karşılıyor. “Yaptırımlarla ilgili bu berbat durumunun düzeltilmesini kutluyoruz” diyen Ronderos, şu an için yaptırımların kaldırılması için yalnızca “zamanın doğru” olduğunu vurguluyor, ancak bunun ABD ve küresel petrol piyasasının ihtiyaçları için yapıldığını kabul ediyor.

Kendisi de Petrol ve Enerji Komisyonu üyesi olan Ronderos, “Venezuela'nın küresel enerji piyasasına petrol satmasının önümüzdeki aylarda gerçekleşmesi planlanıyor.” diyor.

Ronderos’un en büyük umudu ise yaptırımların kaldırılmasının “politik dengeleri hidrokarbon yasasını değiştirecek şekilde değiştirmesi. O zaman piyasada rekabet edebilmek için gerekli ulusal ve uluslararası finansal kaynakları sağlayabiliriz.” diyor.

ENI VE REPSOL’E DE İZİN VERİLDİ

Luis Eduardo Martínez, bir diğer muhalif parlamento üyesi ve ayrıca Parlamento’nun Diyalog, Barış ve Uzlaşma Komisyonu Başkan Yardımcısı. UWI'ye konuşan Martínez, yaptırımların kısmen kaldırılmasını "çok olumlu bir haber" olarak nitelendiriyor. Martínez, yalnızca Chevron'a değil, aynı zamanda "önemli bir gelir kaynağı ve Venezuela petrol endüstrisinin daha da iyileşmesi" anlamına gelen (İtalyan) ENI ve (İspanyol) Repsol'a da izin verildiğini söylüyor.

Muhalif kanatta yer alan milletvekili yaptırımları genel olarak reddettiğini ifade ediyor: “Önümüzdeki seçimlerde hükümeti değiştirmek için çalışıyoruz. Ama biz siyasetçiler arasındaki mücadeleden dolayı halkın yaptırımlardan etkilenmesi kabul edilemez.”

Milletvekili ayrıca, "büyükelçiliklerin yeniden açılmasını ve büyükelçilerin gönderilmesini, kısacası Venezuela ile ABD arasındaki ilişkilerin bir an önce normalleştirilmesini savunduğunu" belirtiyor.

Martínez, bir sonraki adım olarak “gözler mali yaptırımlarda” diyor ve ABD'nin yakın zamanda Küba'ya yönelik yaptırımları hafiflettiğini hatırlatıyor.

Biden yönetimi 16 Mayıs'ta, ABD vatandaşlarının Küba'ya seyahat etmesinin önünün açılmasının yanı sıra para havalesi ve transferini de kolaylaştıracağını duyurmuştu.

Bu yazının İspanyolcadan İngilizceye çevirisi ve düzenlemesi Yunus Soner tarafından yapılmıştır ve daha önce United World International sitesinde İngilizce olarak yayımlanmıştır.