Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, Çanakkale'deki altın madeni aramalarına karşı yapılan eylemleri düzenleyen derneğin AB'den para aldığını açıkladı. Reyhan, paranın Türkiye'de maden çıkarılmaması, ekonomiye katkı sağlanmaması için verildiğini söyledi.

AYDINLIK / ANKARA
Çanakkale Kirazlı’da yürütülen altın madeni tartışmasına ilişkin Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan yaptığı açıklamada bölgenin Kazdağları içinde olmadığını yineleyerek, madene karşı eylem düzenleyen derneğin Avrupa Birliği'nden para aldığını açıkladı.

Dün partinin genel merkezinde bir basın toplantısı düzenleyen Reyhan, 'ağaç katliamı' yapılıyor diyerek, maden çalışmasına karşı çıkanları eleştirdi. Reyhan, eylemlere öncülük eden Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği'nin 2016 yılından itibaren AB’nin finansal desteği altında faaliyetler yürüttüğünü açıkladı. Belgelerle konuya açıklık getiren Reyhan, derneğin resmi gelir gider raporlarında, 2015 yılında bulunmayan “Proje hibeleri” kaleminin, 2016, 2017 ve 2018 yılında gelir olarak yer aldığını bildirdi.


NEYİN FONU?

Reyhan açıklamasında, “2016 raporunda 121 bin 358 lira 83 kuruş, 2017 raporunda 58 bin 466 lira, 2018 raporunda 22 bin 236 lira 44 lira 'proje hibesi' adı altında derneğe gelir kaydedilmiştir. Yani kendi hazırladığı rapora göre dernek, toplamda 202 bin 61 lira 27 kuruş hibe almıştır. Peki 2015’e kadar olmayıp, 2016’dan sonra alınmaya başlayan bu hibe nedir? Neyin fonudur” diye sordu.

BEŞ ÜLKEDE PROJE BAŞLATTILAR

Reyhan, AB desteğiyle beş ülkede sivil toplum hareketi başlatıldığını belirterek şöyle devam etti:

“3 Ekim 2016 tarihinde uluslararası bir STK olan WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)’nin yayınladığı basın bültenine göre, WWF, kendi ifadeleriyle 'Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle' beş ülkede 'Çevreye Uyumlu SosyoEkonomik Kalkınma için Sivil Toplum Hareketi' isimli bir proje başlatmıştır. Hangi beş ülke bunlar? Yine kendi açıklamalarına göre Arnavutluk, Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan ve Türkiye. Yani AB emperyalizminin parçalanması için yıllarca uğraştığı, iç karışıklıklar çıkardığı eski Yugoslavya coğrafyası ve yine yıllardır parçalamak için uğraştığı Türkiye.”

BİR BUÇUK MİLYON LİRA PARA AKTARDILAR

Beş ülkeden toplam 23 STK’nın hibe almaya “hak kazandığını” belirten Reyhan, 23 STK’nın beşinin Türkiye’de olduğunu söyledi. Reyhan, “AB’den aktarılacak bütçe yine kendi açıklamalarına göre 252 bin avrodur. AB, Türkiye’deki çevre örgütlerine 1 milyon 550 bin lira para aktarmıştır. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, işte bu parayı almaya 'hak kazanan' STK’dan biridir” dedi.

TEK ÖRNEK DEĞİL

Derneğin, AB'den destek istediğini söyleyen Reyhan, “İlgili derneğin tüzüğünde böyle bir gelir kalemi belirtilmemiştir. Derneğin başkanı, başka uluslararası projeler için sunduğu başvuru dosyalarında da, uluslararası örgütlerin desteğiyle yürüttüğü diğer projelere referans vermektedir. Yani AB’den alınan fon, tek örnek değildir” diye konuştu.

Reklamdan sonra devam ediyor 

 
'PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR'

“Bizler çevre mücadelesi yapanlara düşman değiliz” diyen Reyhan, şunları kaydetti:

“Ancak bunu AB fonu ile yaparsanız, halk tabiriyle 'parayı veren düdüğü çalar'. Avrupa Birliği parası, boş yere verilmemiştir. WWF basın bülteninde, AB’nin parayı bu kuruluşlara neyin karşılığında verdiğini de söylemektedir. Bunların arasında 'seçilecek üç ÇED raporuna karşı kampanya yürütülmesi' ve 'iki yerde ÇED olumlu kararı ya da ÇED gerekli değildir kararının iptali için dava açılması' gibi şartlar bulunmaktadır! Yani parayı veren AB diyor ki, 'parayı biz verelim, siz Türkiye’nin madenciliğini, enerji arayışlarını durdurun'. Bunun başka bir adı yoktur.”

BİLİMSEL VERİLER

Reyhan açıklamasında, madenle ilgili Maden Mühendisleri Odası ile Orman Mühendisleri Odası'nın açıklamaları ve raporlarını da hatırlatarak, bölgenin Kazdağları ve Atikhisar Barajı ile ilgisinin olmadığını, ÇED sınırları dışında ağaç kesimi yapılmadığını, projenin sonunda alanın yeniden ağaçlandırılacağını tekrarladı.

ÇÖZÜM: MİLLÎLEŞTİRME

Reyhan, madenlerin devlet eliyle çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, “Stratejik madenlerden başlamak üzere, madencilik alanının millîleştirilmesi Vatan Partisi’nin Millî Hükümet Programının önemli maddelerinden biridir. Biliyoruz ki, 'fonlanan' sözde çevreciler, söz konusu olan Kirazlı altın madeni devlet eliyle işletilse de karşı kampanya yürüteceklerdi. Çünkü AB fonları, Türkiye maden çıkarmasın, işletmesin diye verilmektedir” diye konuştu.

'PKK ORMAN YAKARKEN NEREDELERDİ?'

Reyhan, hükümetin çevre tahribine karşı olduklarını belirtti. Geçen günlerde PKK'nın Muğla'da ormanlarımızı yaktığını ancak 'çevrecilerin' bu konuda ses çıkarmadığını söyleyen Reyhan, “'Çevreciler', Ekrem İmamoğlu’nun ve babasının Kazdağları’nın içinde, Güre’nin Kavurmacılar Köyü'nde aldığı binlerce metrekarelik arazilerle, bu arazilerin üzerine kurduğu sitelerle ilgilenseler daha doğru olmaz mı? O yürüyüşler neden buralara yapılmıyor? Yoksa sizler, kendi villalarınızın çevrecisi misiniz” diye sordu.

VATAN PARTİLİLER DERNEKTEN İSTİFA ETTİ

Balıkesir/Edremit merkezli Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’ne üye olan yedi Vatan Partilinin, AB’den para alındığını öğrenmeleri üzerine kendi inisiyatifleri ile birkaç ay önce dernekten topluca istifa ettiğini açıklayan Reyhan, “Hiçbir Vatan Partili, AB tarafından fonlanan, dahası fonlanmaya hevesli kuruluşların içinde yer alamaz” diye konuştu.