İlk Türk astronot uzayda 14 gün geçirecek. Dün Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile temas kuran Alper Gezeravcı bugün Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki (ISS) çalışmasında gen ve mikroalg deneyleri yapacak. İlk Türk astronot Alper Gezeravcı,Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki (ISS) kaldığı süre boyunca yapacağı 13 deney çalışmasına ajandasına uygun olarak devam ediyor.

BUGÜN 2 DENEYE YAPACAK
Gezeravcı, bugün uzay görevi için mikroalg yaşam destek üniteleri alanında Boğaziçi Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Berat Haznedaroğlu'nun sorumluluğundaki "UzMAn" deneyini yapacak. Bu deneyle, dünyada zorlu koşullara adapte olan mikroalg türlerinin yerçekimsiz koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerinin gerçekleştirilmesi, metabolik değişikliklerinin incelenmesi, karbondioksit yakalama performanslarının ve oksijen üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi için kapalı sistemlere yaşam destek ünitesi geliştirilmesi hedefleniyor.

GEN ARAŞTIRMASI DENEYİ DE YAPILACAK
Gezeravcı'nın ikinci yapacağı deney ise Yıldız Teknik Üniversitesinden Tuğçe Celayir'in proje yöneticisi olduğu mikro yerçekimi altında bitkilerde CRISPRGEM, gen düzenleme verimliliğinin araştırılması olacak.

Söz konusu deneyle, biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin, uzay görevi sırasında meydana gelen, biyolojik olan ve olmayan stresler karşısındaki savunma mekanizmalarının anlaşılması ve geliştirilmesine yönelik moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden CRISPR'nin mikro yerçekimi ortamda bitkiler üzerindeki etkinliğinin araştırılması amaçlanıyor.

Gezeravcı, deneylerine, Tuz Gölü'nde yetişen endemik Schrenkiella Parvula isimli halofit bitkinin uzay ortamına karşı verdiği fizyolojik ve moleküler tepkileri araştıran "EXTREMOPHYTE" ile başlamıştı. "İSTASYONUN İÇİNDE HAVADA BİR KUŞ MİSALİ ÖZGÜRCE HAREKET EDEBİLİYORUZ"

"Orada bulunmandan bizler de kıvanç duyuyoruz. Uluslararası uzay istasyonundaki görevinin şu anda hangi aşamasındasın?" diyen Erdoğan'a, Gezeravcı, şu yanıtı verdi:

"Sayın Cumhurbaşkanım, öncelikle yer çekimsiz ortamda bulunmak hakikaten çok farklı bir deneyim. 8 ayı aşan süre çok yoğun bir eğitim ve titiz bir planlamanın ardından Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaşır ulaşmaz, görevime bu detaylı plana uygun şekilde başladım. Bu faaliyetlerin ilk adımı, Türk astronot ve bilim misyonumuzun en önemli kısmını teşkil eden bilimsel deneylerimizi hassas şartlarda istasyondaki yerlerine aktarmaktı. Deney düzeneklerimizi uzay istasyonuna olan uçuşu gerçekleştirdiğimiz Dragon kapsülünden istasyon içerisindeki deney öncesi muhafaza konumlarına naklederek bu önemli ilk adımı tamamladım.

Bunun ardından da bahsettiğim planlı takvim dahilinde deneylerimize başladım. Buradaki görevim boyunca tüm bu deneyleri tamamlayıp sonuçlarını beraberinde ülkemize getirmek üzere kayıt altına alıyor olacağım. Buradaki ortamın dünyadan en önemli farkı, yer çekiminin yokluğu diyebilirim. Mikro yer çekiminde istasyonun içinde havada bir kuş misali özgürce hareket edebiliyoruz. Tabiri caizse kanatsız uçabiliyoruz. Uzay istasyonundaki bu ortama çok hızlı bir şekilde uyum sağladım. Daha Dragon kapsülünün içerisindeyken, fırlatmanın hemen ardından. Buradaki çalışmalarıma hedeflediğimiz gibi başladım ve üçüncü gün itibarıyla planladığım şekilde devam ediyorum."

"HASSAS MANEVRALARLA İSTASYONA KENETLENMEYİ GERÇEKLEŞTİRDİK"
Türk Hava Kuvvetlerinin yetiştirdiği bir pilot olarak bu görev için en uygun adayın Gezeravcı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Fakat bu kez pilot olarak çıktığın irtifadan çok daha öteye geçtik. Eminim zorlu bir yolculuk tecrübesi yaşadın." dedi.

Gezeravcı, şöyle konuştu:

"Sayın Cumhurbaşkanım öncelikle yolculuğun ilk kısmının amacı, dünyanın yer çekimine maruz kaldığımız alt atmosfer bölümünü aşarak uzaya ulaşmaktı. Bu kısım yaklaşık 10 dakika sürdü. Yolculuğumuzun en riskli ve fiziksel olarak da en zorlayıcı kısmı buydu aslında. Ardından yaklaşık 200 kilometrelik yörüngede dünya çevresinde tur atarak Uluslararası Uzay İstasyonu'yla buluşmayı planladığımız zamana uygun şekilde hız ve irtifa ayarlamalarını gerçekleştirmeye başladık. Sonrasında istasyonun bulunduğu yörüngeye çıkıp hassas manevralarla istasyona kenetlenmeyi gerçekleştirdik."

Fırlatmanın ilk 10 dakikasında çok hızlı geçen bölümden sonra dünya yörüngesindeki turun yaklaşık 36 saat sürdüğünü, fırlatma öncesinde uzman ekipler tarafından hava koşullarına, roketin ve kapsülün teknik durumuna dair sürekli takip ve kontroller yapıldığını ve mevcut planın sürekli gözden geçirildiğini ifade eden Gezeravcı, "Geçmiş kariyerinde havacılık eğitimine, girişimine, birikimine sahip eğitimli ve deneyimli bir ekip olarak her aşamada birbirimize sürekli destek ve süreci yürüten uzmanlara güvenimiz tamdı. Herhangi bir anormalliğe karşı her zaman hazırlıklıydık. Ancak sonuçta fırlatma süreci sorunsuz şekilde ilerledi çok şükür ve planladığımız şekilde Uluslararası Uzay İstasyonuna ulaştık." şeklinde konuştu.

"TÜRK BİLİM İNSANLARIMIZIN ÇALIŞMALARINA KATKIDA BULUNMAK İÇİN VERİLER TOPLUYORUM"
Başkan Erdoğan'ın, "Dünyadan yaklaşık 400 kilometre uzaklıkta yer çekimsiz ortamdasın. Bu durum seni nasıl etkiliyor?" sorusunu Gezeravcı, şöyle yanıtladı:

"Sayın Cumhurbaşkanım sizin de ifade ettiğiniz gibi ISS'teki yani Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki ortamı, dünyadakinden ayıran en önemli fark, yer çekiminin mikro düzeyde oluşu ve hissettiğimiz etkilerin birçoğu da buna bağlı. Vücudumuzda, uzaya çıktığımız ilk andan itibaren daha ISS'e ulaşmadan dragonun içinde yani fırlatma sonrası içinde geldiğimiz kapsülün içindeyken bazı belirgin değişiklikleri hemen hissetmeye, görmeye başladık. Dolaşım, kas ve iskelet sistemim başta olmak üzere tüm bedenimde bu değişiklikleri halihazırda da gözlemleyebiliyorum. Örneğin burada, normalde tüm vücuduma dağılması gereken sıvılar, başta kan olmak üzere, yer çekimi olmadığı için vücudumun üst kısımlarına doğru birikiyor. Yüz, çenem bu nedenle dünyada olduğundan daha şişkin görünüyor. Yine vücut sıvılarındaki basıncın değişimi nedeniyle bazı görme sorunları ve bağışıklık sistemi zayıflıkları oluşabiliyor. Çok şükür şu ana kadar bende bunlara ilişkin hiçbir emare yok. Hiçbir problem yaşamadım.

Normalde vücut ağırlığımı taşıyan iskelet ve kas sistemim burada aynı yükü hissetmiyor. Bu da kemik yoğunluğunu ve kas kütlemin burada zaman içerisinde azalmasına neden oluyor. Bu etkiyi azaltmak için özel egzersiz programları uyguluyorum. Ben şu an için bunu fazla hissetmesem de daha üçüncü günümüz, uzun süreli uzay görevlerinde bu durum çok daha fazla hissediliyor ve önemli hale geliyor. Bilim insanları, bu bahsettiğim etkileri ve daha pek çoğunu anlamak ve bunlara karşı önlemler geliştirmek için sürekli araştırmalar yürütüyorlar. Hatta ben de Türk bilim insanlarımızın bu konudaki çalışmalarına katkıda bulunmak için burada bazı deneyler yürütüyor ve veriler topluyorum şu anda."

Erdoğan da "İnsanlı ilk uzay misyonumuzun bir bilim misyonu olması, bizim için çok değerli. Böylelikle bilim literatürüne önemli katkılar sağlayacak çalışmalara Türk bilim insanları imza atmış olacak. Fizikten kimyaya, biyolojiden malzeme bilimine, orada çok farklı alanlarda gerçekleştireceğin deneylerin başarıyla tamamlanmasını ümit ediyorum." dedi.

"ÜLKEMİZİN UZAYDA YÜRÜTÜLEN İLK BİLİMSEL ARAŞTIRMALARININ SONUÇLARI ELDE EDİLECEK"
Erdoğan'a teşekkürlerini ileten Gezeravcı, deneylerinin insan sağlığı, biyoloji, biyoteknoloji, malzeme bilimleri ve fizik alanlarında farklı disiplinlerde araştırma konularını kapsadığını söyledi.

Gezeravcı, şu bilgileri verdi:

"TÜBİTAK bünyesinde hazırlanan gMETAL deneyinde, kimyasal tepkimesiz koşullarda katı parçacıklar ile akışkan ortam arasında homojen bir karışımın oluşturulmasına yer çekimi etkisini araştıracağız. Savunma sanayimizde çok önemli çalışmalardan birisi. TÜBİTAK Uzay Enstitümüz tarafından ilerleyen günlerde gerçekleştirilmek üzere tasarlanan MİYOKA deneyimizde ise TÜBİTAK teknikerleri ve mühendisleri tarafından geliştirilen ve ilk defa uzayda uygulanacak bir elektronik kart üretimi teknolojisi test edilecek Sayın Cumhurbaşkanım.

RASAT, Göktürk2, İMECE ve TÜRKSAT 6A uydularımızın kartları tasarlanıp üretilirken edinilen tecrübelerden ortaya çıkan bu özgün tekniğin, milli uzay programında yer alan uzay projelerine, özellikle de Ay Araştırma Projesine paha biçilmez katkılar sağlamasını umuyoruz. Uzman deneyimiz var. Bu deneyde kapalı sistemler için yaşam destek ünitesi geliştirmeyi hedefliyoruz.

ESA'ya ait Columbus modülünde devam ediyor halihazırda bu deney. UYNA deneyimiz var. Bu deneyde de yüksek sıcaklık ve mekanik aşınmalara dayanıklı yüksek ve orta entropili alaşım deneyimizi Caatsa modülünde gerçekleştiriyor olacağız. Yani burada, Japonya'ya ait KIBO modülünde gerçekleştiriyor olacağız Sayın Cumhurbaşkanım.

Diğer taraftan tıp alanında uzay ortamının insan sağlığı üzerindeki etkilerini incelediğimiz bir deneyimiz var. Bu deneyde radyasyona maruz kalmanın kansere neden olan baskılayıcı hücrelere etkisi incelenecek. Ayrıca yer çekimsiz ortamdan etkilenen, henüz işlevi keşfedilememiş genler ve bunların bağışıklık sistemiyle ilişkileri araştırılacak. Bu etkilerin tespit edilebilmesi için ilk önce dünyadayken kan örnekleri alındı. Şu anda da uzayda Uluslararası Uzay İstasyonu içerisinde kan örneklerim alınmaya devam ediyor. Görev sonunda dünyaya inişimizi takiben de yine kan örneği vereceğim."

Deneyleri arasında uzay bilimine ilgi duyan genç öğrencilerin çalışmalarına özellikle yer verildiğini vurgulayan Gezeravcı, "Bu da sizin liderliğinizde, devletimizin gençlere verdiği önemin çok güzel sembollerinden bir tanesi. Çünkü onları geleceğin bilim insanları olarak görüyoruz. Örneğin, Muş Bilim ve Sanat Merkezi'nden öğrenci kardeşlerimizin, değerli öğretmenlerimizle birlikte sunmuş olduğu PRANET deneyinde propolisin, mikro yer çekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisini araştıracağız. Tüm çalışmalarımdan elde ettiğim veriler, analiz ve değerlendirme için bilim insanlarımıza ulaştırılacak Sayın Cumhurbaşkanım. Sonrasında da bu veriler değerlendirilerek ülkemizin uzayda yürütülen ilk bilimsel araştırmalarının sonuçları elde edilecek." diye konuştu.

"UZAY ARAŞTIRMALARI GENİŞ KAPSAMLI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ İÇİN PLATFORM SUNUYOR"
Erdoğan, "Orada farklı ülkelerden gelen astronotlarla da birliktesin. Onlara da Türkiye'nin selamlarını özellikle ilet. Biz uzay alanında uluslararası işbirliklerimizi güçlendirirken yürüttüğümüz çalışmalarla yeni teknolojilere öncülük etmeyi amaçlıyoruz. Bu yönüyle de uluslararası uzay istasyonunda gerçekleştirdiğin misyon çok önemli, çok kıymetli." dedi.

Başkan Erdoğan'ın selamını ekip arkadaşlarına ileteceğini söyleyen Gezeravcı, birlikte geldiği ekip arkadaşlarının ve halihazırda Uzay İstasyonu'nda göreve devam eden ekibin selamlarını Erdoğan'a iletti.

Uluslararası Uzay İstasyonu'nda diğer ülkelerden gelen astronotlarla etkileşim içinde olmanın büyük bir ayrıcalık olduğunu ve öğrenme fırsatı yarattığını dile getiren Gezeravcı, bu deneyimlerin uluslararası işbirliğinin de gücünü vurguladığını kaydetti.

Bu tür araştırmaların, ülkenin endüstriyel ve ekonomik gelişimine önemli katkılarda bulunacağını ifade eden Gezeravcı, uzay araştırmalarının uzun yıllardır yeni teknolojilerin geliştirilmesine öncülük ettiğini söyledi.

Bu şekilde ortaya çıkmış birçok teknolojinin, artık hayatın ayrılmaz parçası olduğunu vurgulayan Gezeravcı, küresel navigasyon, haberleşme ve gezegenlerdeki değişimleri izleme konusunda bu teknolojilere başvurulduğunu, bu teknolojik ilerlemelerin diğer sektörlere de yayıldığını vurguladı.

Uzay araştırmalarının, gençlerin bilim ve teknolojiye olan ilgisini de artırdığını, ülkedeki eğitimi desteklediğini dile getiren Gezeravcı, bunun da gelecekte Türkiye'de bu alanda gelişmiş insan kaynağının artmasını ve inovasyonu teşvik edeceğini kaydetti.

Uzay araştırmalarının, geniş kapsamlı uluslararası işbirliği için de bir platform sunduğunu aktaran Gezeravcı, bunun, Türkiye'nin diğer ülkelerle ekonomik ve endüstriyel alanlardaki işbirliğini geliştirmesine katkı sağladığını söyledi.

Gezeravcı, uzay alanına yapılan yatırımların çok önemli ve uzun vadeli getirilerinin olacağını bildirdi.