AYŞENUR ŞAHİN / HANİFE YALÇIN

Antalya’da Sigorta, eski sanayi semt pazarında satış yapan çiftçilerimiz Şehriban ve İsmail Kara’yla ve alışveriş yapan Nuray Sönmez’le pazarın nabzını tuttuk. Biri satamamaktan, diğeri alamamaktan dertli. Çözümler ortak: Ülkede üretim yapma koşulları oluşturulmalı, üretici ve tüketici bilinçlendirilmeli.

TARIM CAZİP HALE GETİRİLMELİ

Gençlerin tarıma karşı isteksiz olduğunu söyleyen üreticiler, köylerdeki imkansızlıkların ve çiftçiye sigorta yapılmamasının buna neden olduğunu dile getiriyorlar. Şehriban ve İsmail Kara, çocuklarının şehre göç ettiğini tarımdan uzaklaştığını söyledi. Koşullar farklı olsaydı, Kara çiftinin çocukları şehre göç etmez, üretime devam ederdi.


SU SORUNU

Şehriban Kara, pazarda hem meyve hem sebze satıyor. Kara, üreticilerin diğer en büyük sorunun su olduğunu aktarıyor. Barajların eksikliğinden yakınan üreticiler, kendi köylerinde on beş yıldan beri söz verilen barajın yapımının bitmemesi sebebiyle üretimin her zaman pahalıya neden olduğunu ve istenen verimin elde edilemediğini dile getirdiler. Sulama imkânları bulunur, barajlar açılırsa tüm araziler sulanır üretim artar ve bunun sonucu olarak da tüketici rahatlar.

PAZARDA KÖYLÜYE DAHA FAZLA YER

Şehriban Kara ile birlikte Gebiz Mahallesi’nde üretim yapan İsmail Kara da denetimsizlikten şikayetçi… İsmail Kara, “Ürünlerin satış fiyatları ve pazara geldiği fiyat arasındaki farklar çok fazla, bunun nedeni denetimsizlik. Halde ve tarlada denetim olmalı. Malı kimin getirdiği, nerden getirdiği, kimin sattığı ve ne kadar sattığı denetlenmeli. Aynı zamanda pazar yerlerinde köylünün yeri artırılmalı ve alıcılara verilen yerlerin sayısı düşürülmeli” dedi.

Faizlerin yüksekliğinden şikayet eden Kara, “Daha uygun imkanlara devlet üreticisine destek verir, üretime teşvik eder ve faizleri ortadan kaldırırsa üretici daha çok üretir” diye konuştu.

ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE BİLİNÇLENDİRİLMELİ

Üreticiler hem üreticilerin hem de tüketicilerin bilinçsiz olduğunu söyledi. Tarımda bilinçsizlikten dolayı yapılan eksikliklerden ceza yazıldığını, ama bunun nasıl giderileceğinin üreticiye aktarılmadığını ifade ediyorlar. İsmail Kara, “Vatandaşlar ürünlerimizi alırken şikayet ediyor ama nasıl üretildiğinin ne emeklerle pazara ulaştığının farkında değiller… Güneşini, suyunu tam zamanında veriyor mu? Gece nöbet tutuyor mu? Vatandaş fiyata bakıyor. Bazı üreticiler de meyve ve sebzeyle hak ettiği gibi ilgilenmiyor, zamanı geçmiş ürünü pazara sunuyor. Verilen eğitimler artmalı, üretici bilinçlenmeli” diye yakındı.

ASLAN DA EKMEK DE KALMADI

Nuray Sönmez, iki çocuk annesi, esnaf. Üreticilerle konuşurken Sönmez’in de pazarla ilgili görüşlerini aldık. Sönmez’e “Pazar çantasını doldurabiliyor musunuz?” diye sorduk. İşte yanıtı: “Piyasadaki pazar ve market fiyatları bizleri zor durumda bırakıyor, birini alıp diğerini alamıyoruz, mecbur tutumlu olmak durumunda kalıyoruz. Tenceremizi zar zor kaynatıyoruz, her şey yiyecek içecekle de bitmiyor. İki çocuk okutuyorum, onların da ayrı ayrı ihtiyaçları oluyor, okul ihtiyaçları bizleri zor durumda bırakıyor. Pazar çantamı dolduramıyorum, fiyatlar çok pahalı. Onun dışında üniversiteye gidecek evlâdım için de ayrı pazar ihtiyacını görmek durumundayım. Bu yükselen fiyatlar tenceremizi, cebimizi yakıyor. Karnımızı doyuramıyoruz. Mutfağımızda şenlik havası olmuyor ne yazık ki. Önceden büyüklerimiz ekmek aslanın ağzında derlerdi, şimdi ise ne aslan var ne de ekmek”.

ÜRETİCİ EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALMALI

Sönmez, vatandaşın derdine çare ne olmalı sorusunu da yanıtladı: “İlgili kurum ve kuruluşların bir an önce buna dur demesi gerekiyor. Bakanlıklarımız bu fiyatların denetlenmesi için çalışmalar yapmalı. Üretimin arttırılması ve üretim ve tüketime yönelik de bilinçlenme gerekiyor. Dışarıdan ürün almak yerine bu bereketli topraklarda çiftçimizin üretmesini istiyoruz. Bizler alışveriş yaparken görüyoruz, gübre fiyatları, mazot fiyatları ve iklim koşulları, çiftçilerimizin ürettiklerini satamaması gibi sorunlarla üreticilerimiz de zor durumda. Bunların iki taraflı düzeltilmesi gerek. Üreticilerin de koşullarının iyileştirilerek daha çok olanak sağlanması ve pazarlarda, marketlerde emeklerinin karşılığı alması gerek.”