Makine Mühendisleri Odası'nın hazırladığı raporda özelleştirme anlayışının 160 yıllık demiryolu tecrübesine verdiği zarar vurgulandı. Personelin azaltıldığı, niteliğin düşürüldüğü belirtilen raporda, demiryolunun ulaşımdaki payının yüzde 1'lere kadar indiği vurgulandı.

AYDINLIK / ANKARA

Makine Mühendisleri Odası (MMO) “Ulaşımda Demiryolu Gerçeği” raporunu açıkladı. Raporda demiryolu “kaza”larının kaza olmadığı bildirildi. Raporda son yıllarda demiryollarında yaşanan kazalar ele alındı, şu bilgiler yer aldı:

UYARILAR DİNLENMEDİ

İlgili meslek kuruluşları ve uzmanların uyarılarına karşın başlatılan yüksek hızlı tren (YHT) seferleri başlangıçta oldukça trajik bir sonuca yol açtı. 22 Temmuz 2004'te 41 yurttaşımızın ölümüne, 81 yurttaşımızın yaralanmasına yol açan Pamukova YHT “kazası” yaşandı ve bu son kaza olmamıştır. Daha sonraki birçok kazanın dışında geçen yıl Tekirdağ Çorlu’da 25 insanımızın ölümüne yol açan tren kazası ile Ankara’da sinyalizasyon eksikliği nedeniyle 9 insanımızın ölümüne yol açan YHT “kaza”sı hafızalardadır. Aynı şekilde geçen ay İstanbulAnkara hattındaki YHT seferi sırasında Arifiye’deki bir menfezde rayların altının yağışlar nedeniyle boşaldığının makinistlerce görülmesi üzerine trenin durdurulması vakası da gösteriyor ki, gerek konvansiyonel hatlarda gerekse YHT hatlarında önemli sorunlar bulunmakta ve üzerine ciddiyetle gidilmiyor.

163 YILLIK KAZANIMLAR

Demiryolu işletmeciliği yatırımdan bakıma, yenilenmeye, personele, eğitime ve yeni hatların kurgulanmasına dek merkezi bir planlamayı gerektirir. Ancak Booz, AllenHamilton, Canac, Euromed vb. kuruluşların hazırladığı raporlar ve AB uyum programları ile gündeme gelen serbestleştirme ve TCDD’nin yeniden yapılandırılması politikası uyarınca 163 yıllık demiryolu kazanımları tasfiye ediliyor. Neoliberal politikalarca dayatılan ve bütün resmi dokümanlarda ifade edilen serbestleştirme (dolayısıyla özelleştirme) ve TCDD’nin yeniden yapılandırılması politikaları uyarınca kurum parçalanarak şirketleştirildi, altyapı ve işletmecilik bölündü, kamu hizmeti anlayışı yerine piyasacı yaklaşım benimsendi, mühendislik hizmetleri ve kriterleri ile teknik mükemmellik yaklaşımı terk edildi.

PERSONEL AZALDI

Azaltılan personelle çok iş çıkarma benimsendi, kurumda kadro ve nitelik düzeyinde önemli gerilemeler oldu, siyasi ve ehil olmayan kadrolaşma yaygınlaştı. Öyle ki 1959 yılında 66 bin 595 olan TCDD’nin çalışan sayısı, 2017 sonunda 17 bin 747’ye; binlerce yol ve geçit bakım görevlisinin çalışması gereken hatlarda bakım görevlisi sayısı da 39’a düştü.

ZARAR 18 MİLYAR

YHT hatları nedeniyle Hazine’nin en fazla kaynak ayırdığı KİT olan TCDD, 2017 Yılı Yatırım Programı kapsamında ayrılan 5,7 milyar TL ödeneği aşarak 5,8 milyar TL ödenek kullandı, ancak Sayıştay raporuna göre 2017 yılını yaklaşık 2 milyar lira zararla kapattı. Kurumun geçmiş yıllarla birlikte toplam bilanço zararı 18 milyar lirayı aştı. Sayıştay raporunda TCDD’nin konvansiyonel hatların modernizasyonuna ağırlık vermesi gerektiği de belirtiliyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 

1950’DEN BUGÜNE

Demiryolları 1950’lerden itibaren karayolu ağırlıklı ulaşım politikaları nedeniyle ikinci plana itildi. Resmi verilere göre 1950’de karayolu yolcu taşımacılığı oranı yüzde 49,9 oranında iken günümüzde yüzde 88,8; karayolu yük taşımacılığı da yüzde 17,1 iken günümüzde yüzde 89,2 oranına yükseldi. Demiryolu yolcu taşımacılığı oranı ise 1950’de yüzde 42,2 iken günümüzde yüzde 1’e; demiryolu yük taşımacılığı da yüzde 55,1’den yüzde 4,3’e geriledi.

NELER YAPMALI ?

Demiryolu yapım maliyeti karayoluna göre düz arazide 8 kat, orta engebeli arazide 5 kat daha ekonomiktir. Demiryollarının enerji tüketim toplamı içindeki oranı yüzde 2 iken karayollarının enerji tüketimi yüzde 80’in üzerindedir.

Doğru bir demiryolu politikasına dönüş için ulaşım politikaları karayolu, demiryolu, denizyolu, havayolu taşımacılığının seri, ekonomik, çevreci, güvenli ve hızlı, tek bir taşıma zinciri oluşturacak şekilde birleştirilmesini içeren Kombine Taşımacılığa yönelim ekseninde belirlenmelidir.

Tüm ulaşım modları arasında uyum sağlanarak yük ve yolcu taşımada ağırlık demiryolu taşımacılığına verilmeli, demiryolu yük ve yolcu taşımacılığı planlı olarak geliştirilmelidir.

Ulaştırmanın bütünü ile demiryollarında altyapı, araç, arazi, tesis, işletme ve taşınmazlara yönelik bütün serbestleştirme ve özelleştirmeler ile belediyeler ve üçüncü şahıslara devirler durdurulmalıdır. Hizmet dışı bırakılan bakımtamir atölyeleri ve bütün tesisler yeniden işlevli kılınmalıdır.

TCDD’nin parçalanarak işlevsizleştirilmesi, siyasi kadro atamaları ve her düzeydeki uzman kadro kıyımına son verilmelidir.

TCDD’nin yanlış politikalarla oluşan personel açığı siyasi değil bilimsel mesleki teknik ölçütler içinde giderilmeli, mühendislik bilimlerinin kriterlerine ve ehil kadroya önem verilmelidir. TCDD, nitelikli personel yetiştirilmesi için üniversiteler ve meslek odalarıyla işbirliği yapmalı, meslek içi eğitim geliştirilmelidir.

Demiryolu modlarındaki atıl kapasitelerin değerlendirilmesi için işletme iyileştirmeleri yapılmalı, ulaşım güvenliğini etkileyen bütün hatlar ciddi ve bütünlüklü bir tarzda onarılmalı, elektrifikasyon ve sinyalizasyon gereksinimleri ivedilikle karşılanmalıdır.