Öykü Arin, henüz 4 yaşında. 29 gündür, annesinin ona verdiği kök hücrelerin kendisine can olması için bir hastane odasında mücadele ediyor. Öykü Arin’i bir an olsun yalnız bırakmayan anne Eylem Şen Yazıcı Anneler Günü’nü kızıyla birlikte bu üç metrekarelik alanda geçirdi.

ÖZLEM KONUR USTA

Öykü Arin, henüz 4 yaşında. 29 gündür, annesinin ona verdiği kök hücrelerin kendisine can olması için bir hastane odasında mücadele ediyor. Öykü Arin’i bir an olsun yalnız bırakmayan anne Eylem Şen Yazıcı Anneler Günü’nü kızıyla birlikte bu üç metrekarelik alanda geçirdi. Öykü, ülkemizde meleğini bekleyen binlerce kişiden biri. Öykü ve annesi Eylem Şen Yazıcı’nın bu hastalığa karşı verdiği azimli mücadele örnek.

Öykü Arin’e geçen kasım ayında kan kanserinin bir türü olan Juvenil Miyelomonositik Lösemi teşhisi konuldu. Milyonda bir görülen hastalık, Öykü Arin’i üç buçuk yaşında yakaladı. Aile, ilik nakli ile Öykü Arin’in iyileşebileceğini öğrendi. Hem Öykü Arin hem de ilik nakli bekleyen binlerce kişiye can olması için kampanyalar düzenlendi. Ancak yüzde yüz uyumlu ilik bulunamadı. Doktorlar anne Eylem Şen Yazıcı’dan yüzde 50 uyumlu ilik nakli yapmaya karar verdi. Antalya’da özel bir hastanede ilik nakli yapıldı. Vücudu, anneden alınan kök hücreleri kabullenebilsin diye Öykü’nün bağışıklık sistemi baskılandı. Hastalıklara açık hale geldiği için de Öykü Arin ve annesi steril odaya alındı. Öykü’ye hastalık taşımamak için gelen ziyaretçilere yalnızca annesi uzaktan selam verebiliyor. Odaya doktor ve hemşire dışında kimse giremiyor. Bir yatak, bir pencere, bir dolap ve bir de açılabilir koltuk... Öykü’nün günlerdir bütün varlığı bunlardan ibaret. Anne Eylem Şen Yazıcı, sıkılmasın diye kızıyla hastane odasında çeşit çeşit etkinlikler yapıyor. Odanın zeminine silinebilir kalemlerle resimler çiziliyor, köpükten gezegenler boyanıyor, kitaplar okunuyor. Oyunlar oynanıyor.

Eylem Şen Yazıcı ile Öykü’nün hastalığı süresince yüzyüze olmasa da telefonla birkaç kez görüştük. Her seferinde ses tonundaki umudu ve kararlılığı hissetik. Eylem Şen Yazıcı, hastanede günlerin nasıl geçtiğini anlattı: Odadan dışarıya çıkmıyoruz. Gündüzleri aldığı ilaçlar nedeniyle uyuyor. Bu yüzden geceleri geç yatıyor. Uyandıktan sonra kahvaltı yapıyor. Kahvaltı yaparken çizgi film izliyor. Sünger Bob’u çok seviyor. Sonra oyun oynuyoruz. Oyun oynamayı, kitapları çok seven eğlenceli ve meraklı bir çocuk. İştah sorunu var, sık sık kusuyor. Kimi zaman ateşi çıkıyor. O nasıl mutlu olacak ve neşelenecekse, gereken neyse hepsini yapmaya çalışıyoruz.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Steril odaya dışarıdan yiyecek sokmak da yasak. Ama çocuklar, hastane yemeklerini bir türlü sevemiyor. Öykü de hastanenin belirlediği hijyen koşullarına uygun olarak anneannesinin yaptığı yemekleri yiyor.

Eylem Şen Yazıcı, Öykü’nün durumuyla ilgi de “Naklin başarılı ya da başarısız olduğuna ilişkin henüz bir bilgi yok. Birkaç hafta içinde netleşecek” dedi.

Hastanede Öykü’nün durumunu takip altında. Bir yandan da yüzde yüz uyumlu donör için Öykü Arin’e umut ol kampanyası devam ediyor.


Aydınlık