İdlip'te yaşanan kriz sonrası Türkiye'nin NATO üyeliği yeniden gündeme geldi. Peki sicili epey kirli olan NATO'nun Türkiye'deki faaliyetleri nelerdi?

Türkiye'yi Düşman Kabul Eden NATO ile İşimiz Olamaz!

Türkiye'de her dönem tartışma konusu olan, Türkiye'de ve dünyada kirli siciliyle ulus devletlere karşı bölücü faaliyetlerin merkezi olan NATO'ya karşı çıkmak bugün her Türk gencinin birincil görevidir. Peki nedir bu NATO? Türkiye NATO'dan neden çıkmalıdır? Türkiye'nin NATO'dan ayrılması Türkiye'ye zararı olur mu?

NATO en başta bir savunma değil saldırı örgütüdür. NATO basit bir organizasyon değildir. NATO, Amerika'nın her türlü içinde olduğu, yönlendirdiği bir kuruluştur. ABD'nin, NATO üyesi olan ülkelerin çeşitli stratejik kuruluşlarına sızma girişimleri olmuştur. NATO bi nevi bir uyuşturucudur. NATO'da ısrar ülke sağlığı açısından ölümcüldür. 

NATO bir terör örgütüdür. Mazlum devletleri işgal etmek için bir araçtır. Irak'ta, Afganistan'da, Suriye'de, Libya'da, Türkiye'de cinayetler işlendi, katliamlar yapıldı, ülkeler parçalanmaya çalışıldı.

▪Atatürk ve Türkiye düşmanıdır, 
▪Mehmetçiğin katilidir,
▪Kanlı darbelerin mimarıdır,
▪Dünyanın en büyük terör örgütüdür.

NATO'nun yapısına, tarihine ve Türkiye'deki varlığına dair gerçekleri 10 soru ve cevapta incelemenize sunuyoruz.

1. NATO sadece bir savunma işbirliği örgütü müdür?

1949 yılında görünürde "Sovyet tehdidine karşı" kurulan NATO, yalnızca bir savunma örgütü olduğunu iddia eder fakat gerçekte ABD’nin Avrupa ve Batı Asya’yı ekonomik, siyasal ve askeri denetim altında tutmak için kurduğu bir örgüttür.

Örneğin NATO’nun üyelik sözleşmesinde yer alan gizli bir maddeye göre üye ülkelerde komünizme karşı mücadele kisvesiyle gizli örgütlenmeler (Gladyo) oluşturması zorunludur.

2. NATO sadece askeri bir örgüt müdür?

Değildir. Askeri ve sivil yapı ile örgütler/ajanslar olmak üzere üç resmi kanatta örgütlenir. Siyasi alanda üye ülkelerin milletvekillerinin yer aldığı NATO Parlamenterler Asamblesi gibi yan kuruluşları vardır. Kendisine ait iletişim ajansı, bilim ve teknoloji merkezi gibi pek çok kuruluşu mevcuttur.

3. NATO ile Gladyo arasında nasıl bir ilişki vardır?

Gladyo veya SuperNATO, NATO’nun illegal çocuğudur. NATO şemsiyesi altında devletlerin içinde paralel devlet yapılanmaları oluşturur. Yürüttüğü faaliyete “özel savaş” denir.

İtalya’da Gladyo (kılıç) adını almıştır. Latin Amerika’da daha ziyade Kontrgerilla (direnişçi karşıtları) ifadesiyle anılmıştır. Türkiye’de farklı dönemlerde farklı isimlendirilse de son adı FETÖ’dür.

4. NATO, ülkelere nasıl müdahalelerde bulunur?

ABD’nin resmi belgelere geçirdiği “düşük yoğunluklu savaş” stratejisi çerçevesinde yönetime el koymadan barış zamanı hizaya getirme operasyonlarına kadar çeşitli müdahale biçimleri tanımlamıştır. Bunlar hedef ülke içinde NATO'ya bağlı örgütlenen Gladyo vasıtasıyla gerçekleştirilir.

Bu operasyonlar açık veya örtülü yapılır. Örneğin De Gaulle yönetiminde Fransa, kurucu olduğu NATO’dan çıkmak istemesi üzerine De Gaulle’e düzenlenen süikast gizli örgütlenmiştir. Libya’da Kaddafi yönetiminin devrilmesi için ise açıktan NATO müdahalesi yapılmıştır.

5. NATO’nun tarihinde katliamların nasıl bir yeri vardır?

Denilebilir ki NATO’nun tarihi, katliamlar tarihidir. 1952 yılında Türkiye’nin de NATO üyesi olmak için asker yolladığı Kore Savaşı’nda yaklaşık 2,5 milyon sivil ölmüştür. NATO’nun ana üyelerinin 2003’te başlattığı Irak İşgali’nde 1 milyonun üzerinde insan yaşamını kaybetmiştir.

ABD’nin askeri anlaşmalar, NATO ve CIA gibi kuruluşlar marifetiyle II. Dünya Savaşı’nın bitiminden bu yana dünya çapında ölümüne sebebiyet verdiği toplam insan 20 milyonun üzerindedir.

6. NATO, Türkiye’de nasıl örgütlenmiştir?

Türkiye, 18 Şubat 1952’de NATO üyesi olmuştur. Aynı yıl içerisinde doğrudan Genelkurmay’a bağlı bir “Seferberlik Tetkik Kurulu” kurulmuştur. Daha sonra adı “Özel Harp Dairesi” olarak değiştirilmiştir. Gladyo, bu yapı üzerinden örgütlenmeye başlamıştır.

Sivil ayağı olan Komünizmle Mücadele Dernekleri 1950 yılında faaliyete başlamıştır. Fethullah Gülen bu derneğin hem İzmir hem Erzurum şubesinin kurucuları arasında yer almıştır.

1971 Darbesi'yle ABD hedef ülkelerin ulusal direncini kendisine bağlı İslamcı örgütlerle teslim alma amacı güden "Yeşil Kuşak" projesini başlatmıştır. 1980 Darbesi’nden sonra ordudan ve devletten NATO karşıtı binlerce subay ve memur tasfiye edilmiş; yerlerine Fethullahçılar yerleştirilmiştir.

1990’larda FETÖ ordudan tasfiye edilmeye başlayınca emniyet ve yargı içinde yuvalanmıştır. 2000’lerde tekrar ordu ve devlet içinde büyük bir kuvvet elde etmiştir. 2015’ten sonra hazırlanan geniş çaplı tasfiyeleri önlemek için yaptığı 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’nin bastırılmasıyla ezilmiştir.

7. NATO, Türkiye’de hangi operasyonlara imza atmıştır?

NATO’nun Gladyo marifetiyle Türkiye’de yaptığı ilk eylemi 67 Eylül 1955’de çıkan olaylardır. Kıbrıs sorunun çözümü için Yunanistan’la yapılan görüşmelerin baltalanması amacıyla bir provakasyon yapılmış, İstanbul Beyoğlu’nda yaşayan Rum esnafın dükkanları yağmalanmıştır.

12 Mart 1971’de yapılan darbeyle ordudan 1500 Atatürkçü, NATO karşıtı subay tasfiye edilmiştir. “Kontrgerilla karargahı” denilen Ziverbey Köşkü’nde bir işkence merkezi kurulmuş; 68 Gençlik Hareketi’nin başını çekenler ve ABD’nin Türkiye’de varlığına karşı çıkanlar işkence görmüştür.

12 Eylül 1980 Darbesi, CIA İstasyon Şefi’nin deyimiyle “bizim oğlanlar” tarafından yapılmıştır. En büyük Amerikancı tasfiye bu sırada olmuştur. Türkiye’nin ABD’nin küreselleşme stratejisine uyum sağlaması için elzem olan iktisadi 24 Ocak Kararları da, bu darbenin sopasıyla uygulanmıştır.

90’lı yıllarda Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu gibi Amerikan emperyalizmine karşı çıkan Atatürkçü aydınlarımıza “faili meçhul” suikastler tertiplenmiştir. ABD'nin bölge planlarını bozan Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in uçağı düşürülmüştür.

Türk ordusunu ve milli direncin kalelerini etkisiz hale getirmek için tertiplenen Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davaları, ABD’de kararlaştırılmış, FETÖ ile NATO’nun eşgüdümüyle uygulanmıştır. Bu davalarda NATO ve Amerikan karşıtlığı, “suçun" yegane ölçütü sayılmıştır.

FETÖ’nün saltanat dönemi, Türkiye’deki NATO faaliyetinin zirvesidir.

8. FETÖ’nün 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde NATO’nun nasıl bir rolü vardır?

Darbe’nin merkez üssü İncirlik olmuştur. Ankara’yı bombalayan uçakların yakıt ikmali İncirlik’ten yapılmıştır. Darbe’nin bastırılmasından sonra ABD Merkezi Kuvvetler Komutanı General Joseph Votel, “ABD'nin Türk ordusundaki bir dizi en yakın müttefiklerinin hapse atıldığını” söylemiştir. Türkiye'de aranan FETÖ’cü subaylar NATO toplantılarında resmi görevli gibi ağırlanmışlardır.

9. NATO daha önce Türkiye'yi açıktan hedef almış mıdır?

Türkiye'nin bağımsızlığını koruma amacıyla yaptığı bütün hamleler gizli veya açıktan NATO'nun hedefindedir. Fakat en çarpıcı örneklerden biri 1992 yılında Türk Muavenet zırhlısının NATO Tatbikatı dönüşü vurulmasıdır. Bu olayda da, birden çok yetkilinin onayıyla gerçekleşebilecek bir olay için "hata" denmiş ve Türkiye'den "özür" dilenmiştir. Gerçek neden ise Türk Donanması'nın ABD'den gemi almayı reddetmesidir.

10. NATO’dan çıkılması Türkiye’yi zayıflatır mı?

1952’den beri Türkiye’nin ulusal çıkarlarına, bağımsızlığına yönelik bütün faaliyetlerin merkez üssü NATO’dur. Türkiye bu tehdidi bertaraf ettiğinde zayıflamak şöyle dursun, güçlenecektir.

Bağımsız politika üretme ve hayata geçirme kabiliyeti artacaktır. NATO üyeliğiyle çökertilen milli savunma sanayisini ayağa kaldırmak ve farklı ülkelerden (Rusya'dan S400 füzesi gibi) silahlar almak suretiyle ulusal savunmada bağımsızlığını pekiştirecektir. ABD'nin tehditleri sökmeyecektir.

ABD ve NATO’dan yönelen tehdit, Batı Asya’dan Doğu Çin’e uzanan bütün coğrafya açısından ortaktır. Dolayısıyla Türkiye’nin aynı Kurtuluş Savaşı’nda Sovyet Rusya’yla kurduğu ittifak gibi ortak düşmana karşı çok sayıda ülkeyle eşitlik temelinde ittifak kurabileceği bir zemin gelişmiştir. Üstelik bu ülkeler, dünya çapındaki iktisadi gelişmenin de ağırlık merkezi haline gelmiştir.

“Rus veya Çin nüfuzuna gireriz” gerekçesiyle NATO’da kalmayı savunmak, hem gerçek dışıdır hem de çeşitli gerekçelerle İstiklal Savaşı’nda ABD mandasını savunmakla eşdeğerdir.

Türkiye er ya da geç NATO'dan çıkacaktır. Bu bir tercih değil, zorunluluktur.

 tgb.gen.tr