Hazine ve Maliye Bakanımız Sn. Berat Albayrak geçen hafta, ismi Yeni Ekonomi Programı (20212023) olan Orta Vadeli Programın tanıtımını yaptı.

Bir önceki yazımda da detaylı bahsettiğim gibi Yeni Ekonomi Programı, gerçekten ekonomi konusunda yeni bir yol öneriyor.

Programın genel bakışında; programlı, kamuyu belirleyici hale getiren, ithal ikamesi uygulamasını öne çıkaran, istihdamı çözülmesi gereken sorun olarak tanımlayan, sadece büyümeyi değil, büyümeyi de içeren kalkınmanın hedef alındığı bir perspektif var.

Ben önemli olduğunu düşündüğüm; 

  • Türkiye’nin gerçek ihtiyacı olan sanayileşmenin önünü açacak, sanayinin besleme ve uyarma etkisi dolayısı ile diğer sektörlerde de yatırımı tetikleyecek yatırımlar,
  • İstihdam sorununun kökten çözümünün tek anahtarı olan, bir önceki maddede besleme ve uyarma etkisi dolayısı ile istihdamı sürdürülebilir yatırım modeli ile çözebilecek,  
  • Türkiye’nin dönem dönem tuzağa düşürülmesinde kilit rol oynayan, en köklü yapısal sorunumuz olan cari açığın, çözümünü hedefleyen programın,

Bu sorunları çözme konusunda Türkiye Varlık Fonu’nu görevlendirmesi, bu kurumun Türkiye’nin önümüzdeki yakın ve orta vadede çok kritik rol üstleneceği konusudur.

Yeni Ekonomi Programı’nda; Türkiye Varlık Fonu’na yüklenen görev şöyle tanımlanıyor:

1.4. Temel Hedefler başlığı altında 12. maddede “Türkiye varlık Fonu, cari işlemler dengesini güçlendirecek, ülkenin stratejik hedeflerini ve finansal piyasaların gelişmesini destekleyecek, yerli ve yabancı yatırımcılar ile iş birliklerine dayanan sabit sermaye yatırımları yapacaktır.

Burada Türkiye Varlık Fonu’na yüklenen ana görev Türkiye’nin CARİ İŞLEMLER DENGESİNİ güçlendirmek.

Bir diğer başlık ise;

Büyümenin Finansmanı ile ilgili Politika ve Tedbirler başlığı altında “Türkiye Varlık Fonu petrokimya, madencilik ve yerli kaynağa dönük enerji üretimi alanlarında özel sektör ve yabancı doğrudan yatırımcı işbirliklerine dayanan sabit sermaye yatırımlarında yer alacaktır.

Diyerek, Türkiye Varlık Fonu’nun önüne 20212023 yılları arasındaki 3 yıl için, 3 temel somut hedef koymaktadır.

Bu hedefler tek tek incelendiğinde; Türkiye’nin cari açığını oluştuğu temel konuların çözümünün hedeflendiğini rahatlıkla görebiliriz.

  • Yıllık 18 milyar dolar cari açık verdiğimiz petrokimya ürünleri üretiminde, Adana’da 10 milyar dolara kurulması hedeflenen bir tesis.
  • Türkiye’nin doğal kaynaklarının yıllar önce olduğu gibi devlet eliyle işletilip, bu konudaki hammadde açığımızın kapatılması, fazlanın ihraç edilmesi ile elde edilecek ciddi miktarda gelir. Bu arada değerli maden üretiminin ayrıca ele alındığının bilinmesinde fayda var.
  • Afşin Elbistan’da yapılacak birkaç milyar dolarlık enerji üretim tesisinde yerli kömür kaynaklarının kullanılması, yani dışa bağımlı olmayan enerji üretimi, hedefleniyor.

Kamulaştırılan Turkcell, sigorta sektörünün kontrolünü yabancı sigorta şirketlerinin elinden alacak Türkiye’nin en büyük sigorta şirketinin, Türkiye Sigorta AŞ’nin kuruluşu bu hedefler dışında kurumun gerçekleştirdiği, Türkiye için çok önemli işlerdir.

“Devletin Yatırım Holdingi” ve 1930’ların Sümerbank’ını örnek alan bu kuruma programın verdiği sorumluluk çok ağır.

Ancak doğru bakış açısı ve irade bu zorlukların üstesinden gelecek.


Hakan Topkurulu


Aydınlık