Tarikat ve cemaatlerle mücadelede vites yükseltildi. FETÖ’ye karşı yürütülen etkin mücadele diğer tarikatlara doğru genişletildi. Medyada, hedefteki tarikatın Haksöz grubu olduğu belirtiliyor

Tüm yurttaki Polis Meslek Eğitim Merkezlerinin mezuniyet törenlerinde yapılan tarikat uyarıları, bu yapılarla topyekun bir mücadeleyi gündeme taşıdı. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün ardından önce Furkan Vakfı’na, ardından Adnan Oktar ekibine düzenlenen operasyonlar da merkezi bir mücadelenin başlatıldığı yorumlarını beraberinde getirdi. Medyada yeni operasyonların geleceğine dair çıkan haberler giderek artarken, İskender Evrenesoğlu, Ahmet Hulusi ve Haksöz gibi gruplara operasyon yapılacağı dillendiriliyor.

Ülkedeki tarikat ve cemaatlerle mücadelede vites yükseltildi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ’ye karşı yürütülen etkin mücadele, son zamanlarda diğer tarikatlara doğru genişletildi.

GENÇ POLİSLERE TARİHİ UYARI

Önceki gün çeşitli illerdeki Polis Meslek Eğitim Merkezleride düzenlenen mezuniyet törenlerine, müdürlerin genç polislere yaptığı tarihi uyarılar damgasını vurdu.

4 aylık eğitimini tamamlayan polis adayları için Kayseri’den Yozgat’a, Diyarbakır’dan Bilecik’e kadar pek çok ilde tören düzenlendi. Kayseri’deki törende konuşan POMEM Müdürü Metin Tanrıver, genç polisleri “Hiçbir kimse ya da örgüte, hele hele hiçbir cemaate ya da tarikata, hiçbir şıha ya da şeyhe bağlı olmayacaksınız” diyerek uyardı. Diyarbakır Ali Gaffar Okkan Polis Eğitim Merkezi’de konuşan Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, “Hiçbir grubun adamı olmayın, milletin ve devletin dışında hiç kimseye tabi olmayın” ifadelerini kullanırken, Bilecik POMEM’de konuşan Vali Tahir Büyükakın, “Sakın ola ki aklınızı kiraya vermeyin” dedi.

FURKAN VAKFI OPERASYONU

30 Ocak 2018’de Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı adı altında örgütlenen cemaate düzenlenen operasyonda, örgüt lideri Alpaslan Kuytul’la birlikte 25 kişi, “FETÖ/PDY, PKK/KCK, El Kaide ve IŞİD silahlı terör örgütlerine bilerek ve isteyerek yardım etme” ile “suç örgütü kurmak ve yönetmek, örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik” suçlarını işledikleri gerekçesiyle gözaltına alınarak, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Vakfın genel merkezinin bulunduğu binadaki aramalarda, kayıt dışı olduğu belirlenen 364 bin lira ele geçirildi. Daha sonra vakfa, kuruluş amaçlarına aykırı faaliyetlerinden dolayı kayyum atandı. 6 Nisan’da altı binası mühürlenen vakfın, 7 Mayıs’ta da 10 ilde binaları basıldı, çok sayıda mensubu gözaltına alındı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, gözaltı kararının gerekçesini “vakıf faaliyeti adı altında kuruluş amacı dışında anayasal düzene karşı fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek kamu güvenliğine karşı faaliyet yürütme ve suç örgütü” olarak açıkladı.

ADNAN OKTAR OPERASYONU

Kamuoyunda ‘Adnan Hoca’ olarak bilinen Adnan Oktar ile “kedicikleri”ne karşı geniş çaplı bir operasyon başlatıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından 11 Temmuz’da beş ilde düzenlenen operasyonlarda, 187 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin 168’i tutuklandı. Savcılık tarafından hazırlanan sevk yazısında, “Örgütün, çocukların cinsel istismarı, cinsel saldırı, suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ve yayılması, şantaj, dolandırıcılık, rüşvet, eziyet suçlarını işlemek amacıyla ortak bir iradeye dayalı, 80’li yıllardan itibaren devamlılık arz eden, belli bir hiyerarşi dahilinde planlı ve disiplinli bir oluşum içerisinde, amaç ve stratejisi, zihin yıkama yöntemleri, FETÖ/PDY benzeri hiyerarşik yapısı, üye sayısı, sahip olduğu silahlı ve zorlayıcı gücü itibarıyla amaç suçları işlemeye elverişli bir suç örgütü olduğu hukuki kanaatine varılmıştır” denildi.

HAKSÖZ HEDEFTE

Cemaatlere art arda operasyonlar düzenlenirken, medyada başka tarikatlara da operasyonlar yapılacağı iddiaları yer almaya başladı. Hedefte olduğu söylenen cemaatlerden birisi de Haksöz grubu oldu. Haksöz grubu sosyal medyada eleştirilerin odağı olurken, grubun kritik isimlerinden Akit yazarı Kenan Alpay, köşesinden cemaat operasyonlarını eleştirdi. Gazeteci Ömer Turan ise Haksözcülerle ilişkili olduğunu söylediği kimi isimler için “Yeminli Erdoğan karşıtıdır ve Erdoğan’a karşı daha sert muhalefetten yanadır” iddiasında bulundu. Grubun Abdullah Gül ve Davutoğlu ekibine daha yakın olduğu belirtildi.

YENİ OPERASYON İDDİALARI

Gazeteci Nevzat Çiçek, çeşitli cemaat ve tarikatlara operasyon için hazırlık yapıldığı iddiasıyla ilgili Aydınlık’ın sorularını yanıtladı. Tarikatlara operasyon hazırlığından anlaşılması gerekenin “Geleneksel tarikatcemaat yapılarının dışında, özellikle milli güvenliği tehdit eden, istihbarat örgütleriyle içlidışlı olan yapıların” anlaşılması gerektiğini belirten Çiçek, şunları söyledi:

“Toplumda FETÖ’yle ilgili bir hassasiyet söz konusu. “Bundan sonra devlette FETÖ olmayacağının garantisi nedir?” sorusunun aklıselim cevabı aranıyor. İki türlü anlamak lazım meseleyi; bir tanesi milli güvenliği tehdit eder hale gelen yapılar, bir diğeri de geleneksel olup ıslaha muhtaç olan yapılar. Islaha muhtaç olanların devletle ilişkisinin tanımlanması lazım. Mehmet Görmez bunu güzel ifade etmişti: “Bunların ne öğreteceğini devletin bilmesi lazım”. Çocuğu gönderiyorsun ama ne öğreteceğini bilmiyorsun, devletin buna izin vermemesi lazım. İkincisi şeffaflık meselesi. Üçüncüsü de siyaseti ahiretle tehdit etmemesi. Bu meselelerle ilgili devlet içinde bir çalışma olduğu biliniyor.

– Yeni operasyonlarla ilgili okların çevrildiği hangi tarikatlar var?

Mesela İskender Evrenesoğlu konuşuluyor, Mustafa Ceceli’nin şeyhi (Ahmet Hulusi) konuşuluyor. Farklı yapılar konuşuluyor. Konuşulması da normal. Geçmiş dönemde Celali Kalkancıları gördük, Ticanileri gördük. Sadece bunlar da değil. CIA, MOSSAD yada yabancı istihbaratın oluşturduğu onlarcası, din kisvesi altında Türkiye’de çalışma yapıyor.

– Devletin yeniden teşkilatlanması sırasında tasfiye edilen cemaatler oldu mu?

Bu konuda Sağlık Bakanlığı çok dillendiriliyor ama açık söylemek gerekirse Mehmet Müezzinoğlu döneminde burada bir tasfiye sürecine girdiklerini biliyorum. Bu saatten sonra herhangi bir tarikata devlet içerisinde çok ciddi anlamda yol verileceğini düşünmüyorum. Bunu devletin yeni paradigması olarak okumak lazım. Devlet herkesin devleti olacak. Ehliyet, liyakat, sadakati önemseyen bir yapı meydana gelecek.”