Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD ile devam eden Güvenli Bölge tesisine yönelik çalışmalara ilişkin, 'Oyalama, geciktirme olursa bu çalışmalar biter. Bunda son derece kararlıyız. Hazırlıklarımızı yaptık.' dedi. Ardından AK Parti sözcüsü Ömer Çelik MYK sonrası açıklama yaptı.

Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) 20192020 Eğitim ve Öğretim Yılı Açılış Töreni'ne katıldı. Buradaki konuşmasının bir bölümünde Güvenli Bölge tesisi konusuna da değinen Akar, şunları söyledi:

"Fırat'ın doğusunda 3040 kilometrelik derinlikte sınır boyunca ağır silahlardan ve teröristlerden arındırılmış Güvenli Bölge, barış koridoru kurulmasını zaruri buluyoruz. Bölgede, ABD ile hava ve kara devriyeleri icra etmeye başladık ve üs bölgeleri kurulması için çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgi ve talimatları doğrultusunda bölge ile ilgili amacımızı en baştan itibaren açıkça, tekrar tekrar ortaya koymuş bulunuyoruz. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, müzakere ve ortak çalışmalarımıza amaç ve hedeflerimize uygun olduğu sürece devam edeceğiz. Oyalama, geciktirme olursa bu çalışmalar biter. Bunda son derece kararlıyız. Hazırlıklarımızı yaptık. Gerektiğinde kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. B ve C planımız da var. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmasına asla müsaade etmeyeceğiz, bunu herkes bilsin. Nihai hedefimiz Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG varlığını sonlandırmak, burada bir barış koridoru tesis ederek ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin kendi topraklarına, evlerine dönmelerini sağlamaktır."

ÖMER ÇELİK 'AB'NİN RÜŞVET SİYASETİNE KAPALIYIZ'

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik ise MYK sonrası yaptığı açıklamada, AB'nin mülteci politikasına ilişkin, "Çözüm güvenli bölgenin kurulmasıdır. AB'nin rüşvet siyasetine kapalıyız"ifadelerini kullandı. Çelik, 'Güvenli Bölge' konusunda şunları söyledi;

"Herkesin elini taşın altına sokması gerekir. Olayın başlangıcından itibaren, oradaki demokratik yapıyı değiştiren unsurlar, DEAŞ saldırıları, rejimin saldırıları, YPG / PYD'nin saldırılarıdır. AB'deki bazı odaklar, Türkiye'nin demografik yapıyı değiştirmek istediği yaklaşımına giriyorlar. Bu baştan aşağı yalandır. Türkiye'nin oradaki demokratik yapıyı değiştirmek istediğin söylemek gerçekçi değildir.

Güvenli bölge, herkes hangi bölgede oturuyorsa asıl sahiplerine teslim edilmesi en önemli konudur. Mali yardımın artırılması Türkiye'ye yaptıkları jest değildir. Türkiye'ye verdikleri sözü tutmaları gerekir. Türkiye herhangi bir ülkenin insan deposu değildir. Avrupa Birliği yerine getirmediği insani ve siyasi açığı, Türkiye'ye daha çok para teklif ederek gidermeye çalışıyor. AB'nin rüşvet siyasetine kapalıyız"