1) Türkiye kimyasal silah kullandı.Türkiye uyuşturucu satıyor.
Bunlar aynı elden çıkan büyük bir operasyonun iki aşaması. İkisi de devlete yönelik,iktidara değil. Muhalifler anlamıyor. Devamı gelecek. FETÖ tam merkezinde. Kılıçdaroğlu alet ediliyor. Anlatalım.
2) Deniz Baykal kasedi ile CHP'deki vatanseverler partiden tasfiye edilip CHP'nin içi boşaltıldı. CHP özellikle FETÖ ve yabancı istihbarat servislerinin tamamen operasyon üssü haline getirildi. MHP'de de bunu yapmak istediler. Bahçeli direndi. Ama konumuz tam bu değil. Devam.
3) PKK, Asya ve Ortadoğu'dan Avrupa ve Amerika'ya transfer edilecek "uyuşturucu" trafiğinde büyük rol oynar. Dünyada uyuşturucu sevkiyatında kullanılan en etkili örgütlerdendi. Her seferinde HDPKK'yı aklayan Kılıçdaroğlu bunları anlatamaz. Neden? Amaç ne?
4) Her yıl Batı'ya giden 200 ton uyuşturucunun üretim ve naklinde görev alan PKK’nın bu işten yıllık “2 milyar dolar” geliri vardı. Biz devletin PKK ile mücadele ettiğini sanırız. Hayır, hep yanılıyoruz. Başta "Uyuşturucu Baronluğu" ile mücadele ediliyordu. Geçelim.
5) Fransız güvenlik birimleri, başkent Paris’e sokulan uyuşturucunun "%80’inden" PKK’nın sorumlu olduğunu kaydediyor. Alman makamları ise Avrupa’da yakalanan uyuşturucunun "%80’inin" PKK ile bağlantılı olduğunu söylüyor.
6) Eroini işlenmiş alarak pahalıya mâl eden PKK, bazen de Afgan afyonunu ham halde alıp kendi laboratuvarlarında üreterek kârını artırdı. PKK, Kandil dağının hem İran hem de Kuzey Irak topraklarındaki kamplarında eroin üretim tesisleri açmıştı. Devam...
7) Terör örgütü, uyuşturucu maddelerin üretimi ve nakliyesinin yanı sıra Avrupa pazarında sokak satıcılığını da organize ederek eroinin perakende satışındaki fiyat avantajından yararlanmaktadır. Çünkü sokaklarda gram bazından pazarlanan eroinin fiyatı yükselmekte.
8) PKK’nın uyuşturucu kazancına kırsalda bizzat ürettiği Hint keneviri ile esrardan elde ettiği gelirler dâhil değildir. Bunlardan da ciddi gelirler elde etmiştir. Güneydoğu’daki kenevir tarlaları devlet tarafından yakılınca büyük maddî kayba uğradılar.
9) Çeşitli uyusturucular üreten küçük atölyeleri, mağaraları yıkılıp yok edildi. Sevkiyat yapan tüm PKK'lı eleman ve ekipler yok edildi. Ardından sigara kaçakçılığına büyük darbe vurulunca PKK'nın gelir kaynaklarında ciddi çöküş oldu. Bu küresel uyuşturucu trafiğini de engelledi.
10) Tüm bu başarıda en büyük rolü Jandarma, MİT ve İçişleri Bakanlığı oynadı. Bingo! Uyuşturucu ile en büyük mücadeleyi yapan bu kurum ve liderlerine dünyaya uyuşturucu pazarlıyor diye iftira atmak Türkiye'ye yönelik sinsi bir psikolojik harp. Kılıçdaroğlu da alet oldu.
11) Şunu iyi anlayın. Hedef alınan şahıslardan çok devlettir. PKK'nın, ABD'nin, CIA'nın uyuşturucu trafiğini anlatamayanlar Türkiye'yi zor duruma düşürmek için iftira operasyonu başlattılar. FETÖ bunun tam merkezinde. Kılıçdaroğlu da FETÖ söylemlerini tekrarlıyor.
12) Birçok muhalif vatandaş, devletin hedef alındığının farkında bile değil. Unutmayın. FETÖ sadece Erdoğan veya iktidara düşman değil. Devlete ve vatana da düşman. FETÖ, Baykal kasedi ile CHP'deki vatanseverleri yok edip içini boşalttı. CHP'yi operasyon üssü haline getirdi.
13) FETÖ'nün elinde montaj ve gerçek dev bir kaset ve belge arşivi vardı. Pensilvanya'ya da taşındı. Şu an bunları etkili bir şekilde hâlâ kullanıyor. Bazı siyasetçi ve bürokratlar bu sebeple FETÖ'ye istemeyerek de olsa itaat ediyor. FETÖ, onların eliyle operasyon çekiyor.
14) Bu sebeple CHP ve birkaç parti FETÖ'nün (CIA'nın) operasyon üssü haline geldi. Diğer partilerde de var. FETÖ, hızla hem devlete hem partilerin ve devletin içindeki milli insanlara kumpas kurmaya devam ediyor. Operasyon devlete, iktidara değil. Ayırt etmenizi engelliyorlar.
15) Deniz Baykal'a bağlı ekipler gizli ve açıktan çoktan Cumhur İttifakı'na geçmişti bile. Bunu ayrı bir yazıda anlatacağım. MİT, TSK, Jandarma, Savunma Sanayi vb. kurumları yabancı istihbarat operasyonaları ile yıpratmaya devam edecekler. Operasyon devlete, şahsa değil. Dikkat.
16) Yabancı istihbarat operasyonu, şahıslar ve partiler üzerinden yapılınca yabancı istihbarat operasyonu olduğunu anlamanız engellenir. Hep böyle olmuştur.
Mustafa Güldağı
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca hazırlanan "2020 Türkiye Uyuşturucu Raporu"nda terör örgütü PKK/KCK/PYD'nin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da vatandaşlara kenevir ektirdiği, üretilen esrardan komisyon aldığı bildirildi.
Terör örgütlerinin uyuşturucu kaçakçılarıyla ilişkisinin tüm boyutlarıyla gözler önüne serildiği raporda yasa dışı uyuşturucu ticareti, üretim, kaçakçılık ve satış bakımından küresel bir sorun olarak değerlendirildi. 2017'de yayımlanan Uluslaraşırı Suç ve Gelişen Dünya Raporu'na göre 2014'te esrar, kokain, opiyatlar ve amfetamin tipi başlıca uyuşturucuların küresel perakende piyasasının 426652 milyar dolar olduğunun tahmin edildiği belirtildi.

30 MİLYAR AVROLUK BİR PİYASA!

Yine 2019 Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporu'na göre, 2017 verilerine dayalı tahminlerde Avrupa perakende uyuşturucu piyasasının büyüklüğünün minimum 30 milyar avro olduğu aktarıldı. Sahip olduğu devasa küresel hacim nedeniyle uyuşturucu piyasasının sadece organize suç gruplarının değil, aynı zamanda terör örgütlerinin de ilgi odağında yer aldığı ifade edildi.

SUÇ GRUPLARIYLA YAKIN İLİŞKİ

Terör örgütlerinin hem kendi başlarına hem de diğer terör ve organize suç grupları ile iş birliği halinde uyuşturucu ticaretiyle yakın ilişki içinde olduklarının görüldüğüne dikkati çekildi.
Raporda terörizm ve yasa dışı uyuşturucu kaçakçılığı arasındaki bağın kaygı verici noktada olduğu da vurgulandı.

Terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığı arasındaki ilişkinin, istihbarat raporları, soruşturma dosyaları ve bu dosyalar çerçevesinde yer alan şüpheli, tanık, müşteki ifadeleri ile ele geçirilen maddeler, akademik çalışmalar ve açık kaynak taramaları aracılığıyla ortaya konulduğu belirtildi.

Türkiye'de faaliyet gösteren PKK/KCK/PYD, DHKP/C, TKP/ML ve FETÖ/PDY terör örgütlerinin de uyuşturucu kaçakçılığıyla yakın ilişkisi bulunduğuna işaret edildi.

PKK'NIN UYUŞTURUCU FAALİYETLERİ!

Terör eylemlerini gerçekleştirmek ve gelir elde etmek için uyuşturucu imal ve ticaretini kolay ve kazançlı yol olarak gören PKK/KCK/PYD'nin uyuşturucu ticaretinin her alanında organize biçimde faaliyet gösterdiği aktarıldı.
İlk önceleri organize uyuşturucu çetelerinin faaliyetlerine göz yumma ve sözde güvenliklerini sağlamak karşılığında komisyon alan PKK/KCK/PYD'nin, uyuşturucu ticaretinin gelir büyüklüğünü anlayınca bizzat bu işin içinde yer almayı tercih ettiği belirtildi.

Terörle mücadele birimlerince PKK/KCK/PYD hedeflenerek yapılan birçok operasyonda önemli miktarda uyuşturucu ele geçirildiği, bu durumun terör örgütünün uyuşturucu ticaretiyle ne denli iç içe olduğunun açıkça gün yüzüne çıkardığı kaydedildi.

PKK/KCK/PYD'nin yapılanması göz önüne alındığında, yurt dışındaki kolunun Orta Doğu'dan Batı Avrupa ülkelerine kadar uzandığının görüldüğü, bu geniş alanın dünyanın en önemli uyuşturucu madde ticareti güzergahlarından "Balkan rotası"nın tamamını kapsadığı ifade edildi.

Yoğun uyuşturucu madde transferinin olduğu bu rota üzerinde kolları bulunan PKK/KCK/PYD'nin, ürettiği veya kaynağından temin ettiği uyuşturucu maddeleri bu güzergah üzerinden kolaylıkla nakledilebildiği aktarıldı.

Terör örgütü PKK/KCK/PYD'nin uyuşturucu üretiminin yanı sıra Avrupa pazarında sokak satıcılığını da organize ederek eroinin perakende satışındaki fiyat avantajından yararlandığı bilgisi de raporda yer aldı.
812 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARA UYUŞTURUCU SATTIRDILAR

Raporda, terör örgütü PKK'nın en önemli gelir kaynaklarından bir tanesinin uyuşturucu ticareti olduğuna ilişkin uluslararası kaynaklarda öne çıkan tespitler bulunduğuna değinildi.

Der Spiegel dergisinin Aralık 1995 sayısında PKK/KCK/PYD'nin Almanya'da 8 ile 12 yaş arasındaki çocuklara sokaklarda uyuşturucu sattırdığı ve elde edilen kazancı örgüte aktardığı haberinin yer aldığı belirtildi.

ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi tarafından "Yabancı Narkotik Çeteleri Belirleme Yasası" çerçevesinde "özel olarak belirlenmiş uyuşturucu kaçakçısı" ilanının yapıldığı ifade edildi.

Bu kapsamda, 14 Ekim 2009'da bölücü terör örgütünün sözde üst düzey yöneticileri Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar, 20 Nisan 2011'de Cemil Bayık, Duran Kalkan, Remiz Kartal, Sabri Ok ile Adem Uzun, 1 Şubat 2012'de Zeyneddin Geleri, Ömer Geleri, Çerkez Akbulut (Cernit Murat) ve Ömer Boztepe'nin bu ofis tarafından "özel olarak belirlenmiş uyuşturucu kaçakçısı" ilan edildiklerinin altı çizildi.
Raporda 1998'de yakalanan örgütün elebaşılarından Şemdin Sakık'ın, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın kendisine "Örgütü ayakta tutmak kolay değil, uyuşturucu geliri olmazsa bu kadar insanı nasıl doyuracağız?" dediği yönündeki itirafı da anımsatıldı.

Raporda PKK/KCK/PYD'ye yönelik 19802020 yıllarında gerçekleştirilen "narkoterör" operasyonlarına ilişkin istatistiklere de yer verildi.

Buna göre, bölücü terör örgütünün finans kaynaklarını engellemek amacıyla güvenlik birimlerince söz konusu yıllarda düzenlenen 461 operasyonda 1493 şüpheli yakalandı.

Operasyonlarda 95 ton 730 kilogram esrar, 5 ton 450 kilogram eroin, 71 kilo 200 gram afyon, 4 ton 315 kilogram baz morfin, 9 kilo 400 gram kokain, 137 bin 477 ecstasy hap, 28 bin 348 litre asetik anhidrit ve 121 milyon 524 bin 618 kök kenevir bitkisi ele geçirildi.

VATANDAŞI UYUŞTURUCU YETİŞTİRMEYE TEŞVİK EDİP KOMİSYONCULUK YAPMIŞLAR

Terör örgütü PKK/KCK/PYD'nin yasa dışı kenevir ekimini, bu alanın en kazançlı yöntemi gördüğü, bilhassa Doğu ve Güneydoğu Anadolu kırsalındaki kenevirden elde ettiği esrar ticaretinden büyük gelir elde ettiği aktarıldı.
Örgütün bu süreci bizzat organize etmenin yanı sıra bölgedeki köylülere ve bölge insanına kenevir ektirdiği veya kenevir ekimine teşvik ettiği, üretilen esrardan da komisyon aldığı bildirildi.

PKK/KCK/PYD'nin bizzat içinde yer aldığı esrar imal ve ticaretinin tamamından, bölge halkının üretim faaliyetinden ise yüzde 50 pay aldığının belirlendiği ve bu alanda yılda 500 milyon dolar gelir sağladığının değerlendirildiği kaydedildi.

Ayrıca, PKK/KCK/PYD'nin bir dönem Lübnan'ın Bekaa Vadisi'nde bulunan kamp bölgelerinde (Baelbek ve Hermen) kenevir ve haşhaş ekimi yaparak kurduğu laboratuvarlarda uyuşturucu imal ettiği belirtildi.

Bölücü terör örgütünün şimdilerde ise kuzey Irak'taki kamplarında ve Türkiye'nin sınırına yakın köylerinde uyuşturucu imal ederek nihai pazara sunduğu bilgisi yer aldı.
FETÖ'NÜN DE UYUŞTURUCU HAREKETLİLİĞİ SÖZ KONUSU!

Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren terör örgütü DHKP/C, TKP/ML ve FETÖ/PDY'nin de uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptığı, uluslararası raporların yanı sıra Türkiye'de gerçekleştirilen suçüstü operasyonlarından, uyuşturucu operasyonlarında yakalanan şüphelilerin ifadelerinden, terör örgütleri ile bağlantılı suç kayıtlarından, örgüt hücre evlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerden ve dökümanlardaki uyuşturucu alışveriş kayıtlarından anlaşıldığı belirtildi.
Avrupa Birliği Uyuşturucu Raporu'nda, terör örgütü PKK'nın Avrupa'da organize suçlara ve uyuşturucu kaçakçılığına karıştığı ortaya konuldu. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) ve Europol tarafından "2019 AB Uyuşturucu Piyasası Raporu" yayımlandı.

Sputnik’in haberine göre, Avrupalıların her yıl uyuşturucuya perakende seviyesinde en az 30 milyar Euro harcadığına işaret edilen raporda, "Bu durum, uyuşturucu piyasasını AB'deki organize suç örgütleri için önemli bir gelir kaynağı haline getiriyor" ifadesi kullanıldı. Raporda, 2002'den beri AB'nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK'nın AB'de "Organize suça karıştığı ve uyuşturucu ticareti yaptığı" vurgulandı.

Raporda, PKK için şu ifadeler kullanıldı: “Orta doğu merkezli paramiliter bir grup olan PKK’nın, başta Türkiye’nin güneydoğusu, Suriye ile Irak’ın kuzeyi olmak üzere organize suça ve AB üzerindeki uyuşturucu ticaretine karıştığı bildirilmiştir.”

Daha önceki Europol raporlarında, bölücü terör örgütü PKK'nın, uyuşturucudan yıllık 1.5 ila 3 milyar dolar arasında gelir elde ettiği belirtilmişti.



“TÜRKİYE, KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR”

Avrupalı tüketicinin uyuşturucuya, çoğunlukla sosyal medya ve internet aracılığıyla "çok daha kolay" erişebildiğinin altını çizen Avramopulos, "Yasa dışı uyuşturucu piyasası vatandaşlarımızın sağlığına ve güvenliğine yönelik bir tehdit unsuru olmayı sürdürüyor" diye konuştu.

Bu arada, raporda, küreselleşme, teknoloji, inovasyon ve suç araçları unsurlarının, uyuşturucu piyasasını güçlendiren ve işleyişini kolaylaştıran üç temel etken olarak kabul edildiğine de vurgulandı.

“EN ÇOK KULLANILAN UYUŞTURUCU KENEVİR”

Raporda, Avrupa piyasasındaki değerinin en az 11.6 milyar Euro olduğu tahmin edilen kenevirin, geçen yıl yaklaşık 25 milyon Avrupalının (1564 yaş) kullanımı ile bölgede en çok kullanılan uyuşturucu madde olduğu belirtildi.

Kokainin de Avrupa'da en yaygın tüketilen ikinci yasa dışı uyuşturucu madde olduğu kaydedilen raporda, bu maddenin 9.1 milyar avroluk piyasaya değeriyle geçen yıl yaklaşık 4 milyon Avrupalı (1564 yaş) tarafından kullanıldığına dikkat çekildi.

Raporda, AB'de yaşayan yaklaşık 1.3 milyon kişinin opioid (temel olarak eroin) kullandığı, opioid piyasasının da tahmini değerinin yılda en az 7.4 milyar euro olduğu kaydedildi.

Uyuşturucu ticareti ile mücadele için yapılması gerekenler ise raporda, şu şekilde sıralandı:

"Küresel uyuşturucu piyasasında aktif olan üst düzey organize suç örgütlerinin iş modellerinin ele alınması, harici sınırlardaki güvenlik zafiyetlerinin azaltılması, uyuşturucu üretimindeki değişikliklere ayak uydurmak için adli ve toksikolojik olanaklara yatırımda bulunulması gerekiyor."