Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Türkiye, 2035 yılında 205,3 milyon ton eş değer petrole ulaşacak." ifadesini kullandı. Dönmez, ayrıca "Konvansiyonel nükleer santrallerin yanı sıra SMR adıyla bilinen küçük ve orta ölçekli modüler reaktörler de artık gündemimizde. İnşallah inşası süren ve planladığımız nükleer santrallerimizin yanı sıra SMR’ları da enerji portföyümüze ekleyeceğiz." dedi.

Bakan Dönmez'in açıklamaları şöyle:

3 yıl gibi kısa sürede denizin 2200 metre derinliğindeki gazı karaya taşıyoruz. TANAP ve Türk Akım'ı kısa sürede hayata geçirdik. Enerji verimliliğimizi yatırımları artırarak verimlilik artışı yakaladık. Sadece arama üretimde değil, enerji teknolojilerinin geliştirilmesi konusunda büyük adımlar attık. (Saros FSRU projesi) Gemimiz de yolda inşallah çok kısa süre içinde karasularımızda olacak. İnşallah bu yıl Akkuyu’yu devreye alarak enerji portföyümüze yeni bir kaynak daha ekleyeceğiz. İklim değişikliği önümüzdeki yüzyılın en önemli konularından birisi. Artık yeşil ve yenilenebilir enerji bütün dünyanın gündeminde.

ENERJİ TÜKETİMİMİZ 205,3 MİLYON TONA ULAŞACAK

12 yıl içinde enerji tüketiminde artış görüyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları yükselecek. 2020 yılında 147,2 milyon ton eş değer petrol olan enerji tüketimimiz, Türkiye’nin büyüme hedefleri doğrultusunda 2035 yılında 205,3 milyon ton eş değer petrole ulaşacak. 2020 yılında 95 bin 900 megavat olan elektrik kurulu gücümüzü de 189 bin 700 megavata yükselteceğiz. Bu artışta en yüksek pay elbette ki yenilenebilir enerji kaynaklarının olacak. 2035 yılında güneş kurulu gücümüzü 52 bin 900, rüzgâr kurulu gücümüzü 29 bin 600, hidroelektrik kurulu gücümüzü 35 bin 100, jeotermal ve biyokütle kurulu gücümüzü 5 bin 100 megavata çıkaracağız.

Başta güneş ve rüzgar olmak üzere kapasite artışımızın yüzde 74,3'ü yenilenebilir kaynaklardan oluşacak. 2 saatlik dolum süresini dikkate aldığımızda 7,5 gw'lık batarya kapasitesine ulaşmayı hedefliyoruz.

SMR'LARI DA PORTFÖYÜMÜZE EKLEYECEĞİZ

Konvansiyonel nükleer santrallerin yanı sıra SMR adıyla bilinen küçük ve orta ölçekli modüler reaktörler de artık gündemimizde. İnşallah inşası süren ve planladığımız nükleer santrallerimizin yanı sıra SMR’ları da enerji portföyümüze ekleyeceğiz.

Üzerinde ısrarla durduğumuz konu var, enerji verimliliği. 20002020 yılları arasında yapılan yatırımlarla enerji yoğunluğunu yüzde 25 azalttık. 2035 döneminde enerji yoğunluğumuzda yüzde 50'den fazla iyileşme öngörüyoruz. Bugün Türkiye Ulusal Enerji Planımızla birlikte hidrojen yol haritamızı sizlerle paylaşıyoruz. Doğal gazdan üretilen hidrojen dünyada üretilen hidrojenin yüzde 75'ini oluşturuyor. Son yıllarda dünyada yeşil hidrojen üzerine çalışmalar hızını giderek artırıyor. Üretim maliyetlerinin düşmesiyle yeşil hidrojen daha da cazip hale gelmeye başladı. Suyun elektrolizi ile yeşil hidrojen net sıfır emisyon için önemli argüman olacak. Hidrojenin enerji yoğun sektörlerde tüketildiği yerde üretilmesi taşıma ve depolama maliyetlerini azaltacağı için daha ekonomik ve çok daha kolay olacak. Hidrojene geleceğin enerji taşıyıcısı gözüyle bakıyoruz. 2053 net sıfır hedefimize ulaşmak için nihai sektörlerde kullanılan doğal gazın temiz yakıtlarla karıştırılması için çalışmalar devam ediyor. 2053 sonuna kadar hidrojenin doğal gaza karışımını yüzde 12'ye çıkartmayı hedefliyoruz. Türkiye’de ilk defa doğal gaz ile yenilenebilir kaynaklardan elde edilen hidrojenin yüzde 20’ye kadar karıştırılarak şebeke ve iç tesisatlarda kullanılmasının testleri yapıldı ve başarıyla sonuçlandı. Bu çalışmalar sadece evsel kullanımla sınırlı kalmayacak. Aynı mühendislik ekibi hidrojenin sanayide kullanımına yönelik ArGe çalışmalarına da devam ediyor. İnşallah oradan da güzel neticeler almayı ümit ediyoruz.

DIŞ ENERJİ AÇIĞI YERLİ GAZ İLE BİRLİKTE AZALACAK

Hidrojenin sanayide kullanımına yönelik ArGe çalışmaları devam ediyor. Yerli gazımızla birlikte doğalgaz ithalatımızı önemli ölçüde azaltacak projenin hayata geçmesiyle dış açığımızın azalmasına katkı sağlayacak. Depolama teknolojilerinin gelişmesinde önemli rol oynayacak. Yeşil hidrojenin üretiminden son kullanımına kadar etkin bir değer zinciri oluşturmayı amaçlıyoruz.

Kilogram başına hidrojen üretim maliyetini 2,4 dolarına, 2050'li yıllara kadar bu rakamı yarıya düşürmeyi hedefliyoruz. Böylece fosil yakıtlara göre rekabetçi hale gelsin. Yenilenebilir enerji ve nükleere elektroliz gücümüzü ekleyerek sıfır emisyonda önemli adım atmış olacağız. Hidrojen ArGe üretimi için ilgili bakanlıklarımızla çalışıyoruz. Hidrojen üretimi, taşınması, depolanması, kullanımı daha da kolaylaşmış olacak.