Türkiye, Rusya'ya yaptırımlara katılmayacağını açıkladı, ABD'den üst düzeyde baskı başladı. Özellikle turizmin ve ticaretin devamı için yapılan çalışmalara ABD, medya üzerinden 'Bunu yapamazsınız!' tehdidinde bulundu


RECEP ERÇİN

Türkiye 2021 yılında Rusya'ya 5 milyar 776 milyon dolarlık ihracat yaptı. Bu ülkeden yapılan ithalat ise 28 milyar 959 milyon dolar oldu. Görünürdeki açık 23.1 milyar dolar düzeyinde. Bu anlamda “Rusya ile ticaretten zarar ediyoruz” söylemi yüksek. Ancak bu ülkeye verdiğimiz dış ticaret açığının ağırlıklı kısmını enerji ithalatı oluşturuyor. Ticaret Bakanlığı verilerine göre Türkiye geçen yıl (GTS kayıtlarına göre) 50.5 milyar dolarlık enerji ithalatı (mineral yakıtlar ve yağlar) yaptı. Bunun 13.6 milyar dolarlık kısmını (ÖTS kayıtlarına göre) Rusya'dan yapılan ithalat oluşturdu. Türkiye'nin Rusya ile enerji ticaretinin 8.9 milyar dolarlık kısmı gizli veri olarak kayıtlarda yer alıyor. Yani miktar başına fiyatın gizli tutulduğu ticaret. Bu elbette enerji kalemi içerisinde yer alıyor.

RUSYA İLE TİCARETE BİR DE BÖYLE BAKALIM

İthalatın 13.6 milyar dolarlık kısmı enerjiden, bunun yanında un yapılarak ihraç etmek amaçlı ithal edilen 2.2 milyar dolarlık hububat, 5.1 milyar dolarlık demirçelik ve 1.2 milyar dolarlık alüminyum ithalatı var. ÖTS'ye göre tutulan kayıtlar temelinde Rusya ile ticaretin yüzde 80'lik kısmını bu 4 kalem oluşturuyor. Zorunlu bir kalem olan enerji ve ihraç etmek üzere ithal edilen hububat dışarıda bırakıldığında 11.8 milyar dolarlık bir kısım kalıyor.

Türkiye'nin geçen yılki bavul ticareti 3 milyar 638 milyon dolar. Bunun çok büyük kısmının Rusya Federasyonu'na yapıldığı biliniyor. 2021 yılında Rusya'dan gelen turist sayısı 4.7 milyondu. 2019'a ilişkin bir araştırmaya göre Rus turistler Türkiye'de kişi başı 607 avro harcama yapıyor. Yani 3.1 milyar dolar civarında bir tutar ortaya çıkıyor. Rusya Federasyonu vatandaşları aynı zamanda 5 bin 379 adetle 2021 yılında Türkiye'den en çok konut alan ilk üç ülke arasında. Konut başına en az 200 bin dolar desek yaklaşık 1.1 milyar dolar eder. Böylece Rusya'nın geçen yıl bize aktardığı gelir tahmini olarak 13.5 milyar dolar ediyor.

DIŞ DENGE NE SÖYLÜYOR?

Verilerin detaylarına inince ortaya yukarıdaki gibi bir tablo çıkıyor. Elbette “Enerji en önemli kalem neden dışarıda bırakıyoruz?” sorusu gelebilir. Hadiseye şu gözle bakalım; 225 milyar dolarlık ihracat geliri elde ediyoruz. Bunun yüzde 22.5'i yani 50.5 milyar dolarlık kısmı enerjiye gidiyor. Söz konusu enerji ithalatının bir kısmı iç tüketim için harcanıyor. Merkez Bankası araştırmasına göre ihracatta ithal girdi oranı tedarikçiler de eklendiğinde yüzde 45 düzeyinde. Yeterli enerji olmazsa üretim, üretim olmazsa ihracatın olmayacağını ocak ayında İran'daki gaz kesintisi ile yaşadık gördük. Nedir? Rusya ile ticarette enerjiyi ayrı bir başlık olarak açmaz gerekir. Türkiye'nin bu anlamda enerji ithal etmesi zorunlu. Gerek gayrimenkul satımı gerekse turizm ve bavul ticareti yoluyla Rusya ile olan ticarette enerji dışında açığı dengelemiş görünüyoruz. Ki bu turizmin en ölü yıllarından birinde ve enerji fiyatlarının rekor kırdığı dönemde sağlanmış.

RESMEN TEHDİT EDİYORLAR

Türkiye'nin ilk üç ticaret ortağı arasındaki Rusya'ya yönelik Batı yaptırımları ise özellikle turizmi baltalıyor. Yukarıda da aktardığımız üzere Türkiye bu ülkeye verdiği dış açığını turizm geliri, konut satışı ve bavul ticareti ile bir miktar dengeliyor. Yaptırımlara karşı ticaretin devamını sağlayacak şekilde ortaya atılan projelere karşı Amerikan medyası tehditvari haberler yaparken, edindiğimiz bilgilere göre Amerikalı yetkililer de üst düzeyde "bunu yapamazsınız" tehdidi savuruyor. Bu noktada 18 Mart günü Amerika'nın Sesi Türkiye'de yayınlanan “Ankara Rus Yaptırımlarını Delmeye Çalışıyor' İddiası” başlıklı haber dikkate çekti. Haberde, Türkiye ile nedense yakından ilgilenen ve zaman zaman yaptığı spekülatif yorumlarla tanınan Londra merkezli Bluebay Asset Management şirketinden gelişmekte olan piyasalar uzmanı Timothy Ash'in görüşlerine yer verildi. Ash, Türk medyasında son dönemde çıkan “Uçaklara Türk bayrağı takma. Ruslar'ın Türk bankalarında hesap açması ve Rus firmaların Türk firması olarak kayda alınması” gibi konulara dikkat çekti. Haberde bu unsurlar yaptırımları delmek olarak yansıtıldı.

KENDİ BACAĞIMIZA SIKMAYALIM

Oysa durum yansıtılandan çok farklı. Bir defa Akdeniz turizmi Rusya Federasyonu'ndan gelecek turistlere göre yıllardan beri şekillenmiş durumda. Esasen Rus firması görünse gerek turizm tarafında gerek diğer sektörlerde birçok büyük şirket aslında Türkler'e ait. Rusya ile zaman zaman yaşanan krizler nedeniyle Türkler ticareti ve turizmi sürdürmek için bu ülkede şirketler kuruldu. Bunlar zamanında Rus partnerler edindirilerek Rus şirketi haline getirilmiş durumdalar. Turizmin yanında Türkiye'den alınması gereken gıda ürünleri var. Bu ticaretin aksamaması için finans kanalında ödemelerin açık olması gerekiyor. Batı, medya yoluyla Türkiye'yi tehdit ederken özellikle hazır giyim ve deride Batılı markaların “Sizin üzerinizden Rusya'ya mal gönderilim” teklifiyle geldiğini ihracatçılardan öğrendik. Aslında hükümetlerin baskısı olmasa Batılı şirketler de Rusya'da kalmaktan yana. Bununla birlikte edindiğimiz bir başka bilgiyi de, Türkiye'nin özellikle turizm konusunda kiralık uçakların sezonda uçması ve yaptırımlardan etkilenmemesi için geliştirdiği bir takım yollara karşı ABD'li yetkililerin “yapamazsınız” tehdidi. Bu tehditler gün yüzüne çıkmasa da en üst düzeyde hükümet tarafına iletilmiş. Türkiye üzerinde bu kadar baskı varken binlerce vatandaşımızın geçimini sağladığı Rusya ile turizmin kesintiye uğramaması için düşünülen alternatif yolların medya yoluyla dünyaya duyurulması yabancı devletlerin baskısının artırılmasına neden oluyor. Tıpkı uçak krizi sonrası üçüncü ülkelerden Rusya'ya yapılan ihracatın afişe edilmesinin ardından Putin'in buna da yasak getirmesi gibi bir durum var.

BASKILARA KULAK VERMEYELİM

Dün konuya ilişkin görüştüğüm plastik sektöründe faaliyet gösteren bir ihracatçı şunları söyledi: “Tek yol var. O da ilişkilerimizi sürdürmek. Baskılara kulak vermemek. İran ve Irak ile nasıl yaptıysak alternatif yollar bulunabilir. Devlet yetkililerinin takas üzerinde çalıştığını biliyoruz. İlişkilere, turizme ve ticarete zarar verecek şekilde adım atmak gibi bir lüksümüz yok. Ukrayna operasyonu öncesi Antalya'da bir etkinlikteydim; otellerin Rus turistlerin yolunu gözlüyordu.” dedi.

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Kurucu Üyesi Osman Ayık ise sorularımıza verdiği yanıtlarda, çatışma ortamı bitse bile hemen aynı gün eskiye dönülemeyeceğine dikkat çekti. Sadece Rusya, Ukrayna ve çevresi etkilendi gibi görünse de bütün bir turizm ekosisteminin zaten salgın ile zarar gördüğünü üzerine bu hadisenin yaşandığını anlatan Osman Ayık, “Etkileri düşününce geri dönüş kısa sürmeyecek. İlave destekler gerekecek. Orta ve uzun vadede yapının tümden değişeceğini düşünüyorum.” dedi.

KARS ÜZERİNDEN UÇURALIM

Ayık, özetle şunları aktardı: “Kapaisteler artırıldı. Bunun için altyapılar oluşturuldu. Ulaşım, otel yan hizmetleri, yeme içme vs. Bunları nasıl kullanacağız? Nasıl yöneteceğiz? En büyük sıkıntı burada. Uzak bölgelerden gelenler yaraya merhem olmaz. Dünyada da bu böyledir. Seyahatlerin büyük kısmı sınır komşuları arasındadır. Salgından en az etkilenen ülke İtalya turizmi çünkü diğer her Avrupalı arabasıyla gidebiliyor. Uçaklar uçmayacak. Beş beklerken bir gelecek. Kara yolu ile Soçi ve bölgesi bizim Kars gibi illerimize gelip buradan uçaklarla güneye uçabilirler. Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan üzerinden ulaşım kurulursa yapılabilir. Trenle gelişler de çok değil. Bunu düşünmek, planlamak lazım. Uçaklarda en büyük zorluk sigorta. Bunun yanında seri numaralarına kadar onlarda kayıtlı, teknik destek vermezse uçamazsınız. Uçağın sizin malınız olması yetmez. Bunun yanında İran, Irak ve Balkanlar önemli onlar kapasiteyi bir miktar doldurabilir.”

Dev mitingde konuşan Putin: Rus halkı vatanseverler ile hainleri ayırt edecektir


Aydınlık