FETÖ'cülerin 'Darbe yapacaklardı', diye suçladığı yurtsever subay ve komutanlar, 15 Temmuz girişimini bastırmak için halkla ve Türk Ordusu'nun yurtseverleriyle omuz omuza çarpıştı.

GARİP BALÇIK

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Ergenekon, Balyoz gibi tertip davalarda yargılanan isimler gündeme geldi. FETÖ'cülerin “Darbe yapacaklardı”, “Fatih Camisi'ni bombalayacaklardı” diye suçladığı yurtsever subay ve komutanlar, darbe girişimini bastırmak için halkla ve Türk Ordusu'nun yurtseverleriyle omuz omuza çarpıştı.

Balyoz davasıyla hedef alınan emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, darbe girişimi gecesi Ankara'daydı. Önsel o gece ailesini korumaya aldıktan sonra, yanına silahını alarak sokağa çıktı, FETÖ'cülere direndi. 15 Temmuz'un üçüncü yılında Aydınlık'a konuşan Önsel, Balyoz davasında sahte bir darbe planı nedeniyle yargılandıklarını hatırlattı. Balyoz tertibinin ABD ve işbirlikçisi FETÖ tarafından kurgulandığını vurgulayan Önsel şöyle devam etti: “Ortak amaç 'askeri vesayetin bitirilmesi' gibi süslü bir cümleydi. Böylece TSK'da Fetullahçı alçakların, bizlerin de tasfiyesiyle önleri açıldı. Ve 15 Temmuz'u bu adamlar gerçekleştirdi. Biz bunu hem cezaevi sürecinde hem de sonrasında görebiliyorduk. Yaşadıklarımızla, gördüklerimiz ve duyduklarımızla böyle bir şey yapacaklarını tahmin edebiliyorduk. Ne zaman olacağını bilmesek de bunun olacağını biliyorduk. Dolayısıyla bir şaşkınlığa uğramadık. Bunlar bu harekete başlayınca net olarak tavrımızı koyduk. Atatürk'ün gerçek askerleri darbelere karşıdırlar. Atatürk'ün gerçek askerleri halkına ateş açmaz. Çünkü Atatürk'ün gerçek askerleri halkın askeridir. Halkın çocuğudur. Bu alçaklar hain bir kalkışma içerisinde oldular. Türk halkının mübarek kanını akıttılar. O nedenle bu topraklarda bir daha yeşeremeyecekler. Şimdi ne yapıyorlar? Şimdi başka vücutlarda yaşamaya çalışıyorlar. Buna dikkat etmek gerekir.”

'FETÖ'NÜN YAPTIĞINI BİLDİĞİMİZ İÇİN SOKAĞA İNDİK'

FETÖ yargılamalarına ilişkin konuşan Önsel şöyle devam etti: “O gece terör saldırısı denilerek sokağa çıkartılanlardan azımsanmayacak sayıda küçük rütbeli uzman çavuş, ererbaş ve hatta küçük rütbeli subaylar var. O gece bu çocuklar bir kısmıyla masumdular. Çünkü mevcut hiyerarşi devam ediyordu ve ‘terör saldırısına karşı koyma’ yalanıyla sokağa çıkarıldılar. Onlar da şu anda darbeci denilerek içeride tutuluyorlar. Bunların bir kısmı beraat etti. Yargıtay aşamasında bunlara da dikkat edilmesi gerekir.”

Reklamdan sonra devam ediyor 

15 Temmuz gecesi, darbe girişimine direnen kumpas mağdurlarından biri de Balyoz davasında 18 yıl hapse mahkum edilen, 40 ay hapis yatan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz'du. Yavuz, darbe girişiminde sokaktaki askerlere “Bunlar darbe yapıyor. Kışlaya dönün” diyerek birliğin çekilmesini sağladı. Yavuz, o gece muvazzaf arkadaşları ile de irtibata geçerek “Sakın darbeye katılmayın, darbecilerden gelen emirleri uygulamayın" uyarısında bulundu. Yavuz 15 Temmuz darbe girişimini, üçüncü yılında şöyle değerlendirdi: “Kendi halkına silah çeken askerlerin bulunduğu bir Silahlı Kuvvetler utanç verici. Benim için büyük bir üzüntü kaynağı. Fakat böyle bir yapının devletin içinden atılmasına vesile olması da bir yanıyla sevindirici. Ancak 15 Temmuz'un toplumdaki sonuçları ağır oldu. Bir takım anayasal değişiklikler oldu. Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş yapıldı. Silahlı Kuvvetler'in yapısı komple değişti. Kurumlar örselendi. Dolayısıyla devletin çok sağlıklı işlemediği bir sürece girildi. Bu sistemin sağlıklı işlemesi için başkanlık sistemi çözüm olarak görüldü. Fakat başkanlık sistemi çözüm olmadığı gibi yeni bir takım problemler doğurdu. Suçluların cezalandırılması çok önemliydi. Bu suçlular büyük ölçüde cezalarını aldılar. Ama bu yargılamalar esnasında yapılan çeşitli haksızlıklar da var. Önümüzdeki süreçte masum insanlar az olsa da, bunların temizlenmesi gerek.”

BEYLİK SİLAHLARIYLA JANDARMAYI KORUDULAR

15 Temmuz gecesine damga vuran olaylardan biri de Balyoz mağduru komutanların Jandarma'daki direnişiydi. Balyoz'da üçer yıl hapis yatan ve darbe girişimini gece evlerinde öğrenen beş komutan, beylik tabancalarını alıp sivil kıyafetle Jandarma Genel Komutanlığı'na koşmuş ve darbecilerle sabaha kadar çatışmıştı.

Darbe girişimini duyan o günkü Jandarma Genel Komutanlığı Personel Daire Başkanı Kurmay Albay Aziz Yılmaz, Jandarma Plan Prensip Başkanı Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu ile Kurmay Albay Ali Demir'i aradı. Bu üç askere Albay Nurettin Alkan ile Albay Güven Şağban da katıldı. Sivil kıyafetlerle bir otomobile binip Jandarma Genel Komutanlığı'na gittiler. Komutanlar sabahın ilk saatlerine dek FETÖ'cü darbecilerle çatıştılar ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın işgalini önlediler.


Aydınlık