İhracatta demiryollarının önemi artıyor. Salgınla birlikte yeni bir kalkınma sürecine girmek için eski ortaklıkları güçlendirmek ve yenilerini geliştirmek için fırsatlar da açıldığını söyleyen Rusya Demiryolları Genel Müdür Birinci Yardımcısı Sergey Pavlov, Avrasya kıtasında demir yollarının geleceğini belirleyecek en önemli faktörler arasında "karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik devlet politikası", "dijitalleşme" ve "yenilikçi teknolojilerin tanıtımını" gösterdi. Türkiye ve Rusya arasındaki ilk ihracat blok treninin, BaküTiflisKars (BTK) rotası üzerinden 9 Şubat'ta Moskova yakınlarındaki Kaluga bölgesine varmasının ardından iki ülke arasındaki demir yolu ticaretine ilişkin konuşan Pavlov, “Türkiye ile Rusya arasındaki ilk ihracat blok treni de demir yolu ticaretinin artırılmasına yönelik önemli bir adımdı ve ülkelerimiz arasındaki ticaretin büyümesine katkı sağlayacaktır" dedi.

SEBZE MEYVE DE TAŞINABİLİR

"Rus demir yollarının katılımıyla Rusya ile Türkiye arasında dış ticaret mallarının taşınması 2020'de 20 milyon tonu aşarak 2019'a göre yüzde 10 arttı” bilgisini veren Pavlov, dış ticaret mallarının BTK güzergahı boyunca düzenli olarak demiryolu ile taşınması için gerekli tüm önlemleri almaya hazır olduklarını belirterek, "Tahminlerimize göre, bu rotanın süre ve fiyat göstergeleri diğer ulaşım şekillerinden daha avantajlı olacak. Yükleme ve boşaltma sürelerini saymazsa tahmini nakliye süresi 10 gün olacak ve bu da deniz yoluyla taşımadan ortalama iki kat daha hızlı olacaktır" diye konuştu. Türkiye ile iş birliği potansiyeli taşıdığını kaydeden Pavlov, "Şu anda Rusya ile Türkiye arasında dış ticaret mallarının nakliyesinde demiryolu taşımacılığının payını artırmak için çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Pavlov, taşınan malların yelpazesini genişletme olasılığının da önem taşıdığını aktararak, Türk tüketim mallarının nakliyesinin yanı sıra Türk meyve ve sebze ürünlerinin soğutmalı konteynerlerde Rusya'ya düzenli teslimatının sağlanması, çelik ürünlerinin, ahşap, kağıt ve tahıl ürünlerinin taşınması konusunda da çalışmalar yapıldığını aktardı.

İHRACAT ŞUBATTA DA ARTIYOR

Öte yandan ihracat cephesindeki gelişmelere ilişkin bir açıklama yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle

2020 yılında tarihimizde ilk defa küresel ticaretten yüzde 1’in üzerinde pay aldık. Bu artış eğilimi, 2021’de de devam ediyor” dedi. Gülle, mücevher sektörüne yönelik düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bu ayda da ihracatımız gayet iyi gidiyor. Neredeyse tüm dünyanın durduğu, bir panik döneminde, ihracat ailesi olarak, güçlü ve hazırlıklı altyapımız ile, ani dijital dönüşüme hızla adapte olduk” ifadelerini kullandı.

İHRACATÇI 'ÖZEL KUR' İSTEDİ

Dolar/TL oranının 8.00’in altında seyretmesi halinde artan tarımsal hammadde üretim maliyetleriyle elde edilecek ürünün dünya piyasaları ile rekabet edemeyeceği bildirildi. Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kamiloğlu, yaptığı açıklamada, müşterilerin rakip ülkelere yöneleceğine işaret ederek, döviz kurundaki aşırı dalgalanmaların ihracatçıları zor durumda bıraktığını söyledi. Döviz kurlarındaki dalgalanmanın önüne geçilmesini talep eden Kamiloğlu, eğer bu mümkün olamıyorsa üretiminin bütün bir yılı kapsaması nedeniyle mamul meyve sebze ihracatına özel kur uygulanması gerektiğini bildirdi.

SEBZE MEYVECİ 8 TL DİYOR

UMSMİB Başkanı Kamiloğlu, ürünün ihracatından sonra firmalara dönen ihracat bedellerinin sözleşmelerin imzalandığı dönemdeki kurların altında kalması halinde kesin zarar yazıldığını belirterek, “Durum böyle olunca bir sonraki yılın sözleşmelerini imzalamakta tereddütte kalıyoruz. Bu da üretimin ve ihracatın artması yerine azalmasına sebep oluyor. Başta karton kutu gibi ambalaj malzemeleri, işçi ücretleri ve enerji gibi artan üretim maliyetleri, dışarıya fiyat vermemizi zorlaştırıyor. Hesaplamalar dolar/TL oranının 8.00’in altında seyretmesi halinde artan tarımsal hammadde üretim maliyetleriyle elde edeceğimiz ürünün dünya piyasaları ile rekabet edemeyeceğini, yıllık bazda fiyat vermemizi neredeyse imkânsız hale getirecek ve müşterilerimizi başka ülkelere yönlendiriyor” diye konuştu.

'LOJİSTİKTE YERLİLEŞME BAŞLAMALI'

Hırdavat Sanayici ve İş Adamları Derneği (HISİAD) Başkanı Çetin Tecdelioğlu, ihracatçının bir numaralı gündem maddesi konteyner sıkıntısı ve artan navlun fiyatları olduğunu söyledi.

Tecdelioğlu, “İhracatçımız ciddi fedakarlıkla dış pazar alternatiflerini çeşitlendirip ülkemizin toplam ihracatına katkı vermek adına gece gündüz çalışıyor. Buna karşın lojistikte ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ülkemizin birçok alanda olduğu gibi taşımacılık anlamında da yerlileşme adımı atması elzem hale geldi. İhracatçımız, yabancı lojistik firmalarına mahkûm kalmamalı” dedi. Sektör olarak geçen yıl salgın koşullarına rağmen 8.2 milyar dolar ihracat yapmayı başardıklarını kaydeden Tecdelioğlu, hırdavat sektöründe üretime yönelik ihtisas sanayi bölgelerinin oluşturulması gerektiğini bildirdi. 

'GÜMRÜK HAMLESİ DOĞRU ADIM OLDU'

Geçen yıl yürürlüğe giren bazı ürün gruplarına getirilen ek ithalat vergilerine de değinen HISİAD Başkanı, “30 Haziran 2020’de, 50’den fazla GTİP kodu için getirilen ek gümrük vergileri sektörümüzü ciddi anlamda koruma altına aldı. Türkiye’nin üretebildiği ürünlerin ayrıca ithal edilmesinin gümrük vergisi ile kısıtlanması, sanayimiz ve ihracatçımız açısından doğru bir adım oldu İthal edilen ürünler üretilmeye başlanacak, ürün çeşitliliğinin arttırılmasına fırsat verilmiş olacak” ifadelerini kullandı.

THY'YE TEŞEKKÜR ETTİ

Kredi Garanti Fonu (KGF) desteklerinin KOBİ’ler için can suyu niteliğinde olduğuna dikkati çeken Tecdelioğlu, “KGF desteklerinin, devletimizin imkanları doğrultusunda devam etmesini temenni ediyoruz” dedi. Eticaretin yeni dünya düzeninde kilit rol oynayacağını söyleyen HISİAD Başkanı, “THY’den de eihracatımızın lojistik kısmı ile ilgili iş birliği ve destek talebimiz olmuştu. Bayrak taşıyıcı hava yolumuz çağrımızı karşılıksız bırakmadı ve ihracatçımız için bazı hatlarda ciddi avantajlar sağladı” ifadelerini kullandı.