Kamuda çalışan,

Yaklaşık 700 bin işçiyi kapsayan,

Toplu sözleşme imzalandı.

Bakanlıklarda, üniversitelerde,

Hastanelerde, il özel idarelerinde,

Demiryollarında, şeker fabrikalarında,

Elektrik üretim santrallerinde, … çalışan işçileri kapsıyor.

Önemli bir bölümü taşeronluktan geçenler.

İlk kez toplu sözleşme yaptılar.

VARILAN ANLAŞMA

Toplu sözleşmede varılan anlaşma,

Ana hatlarıyla şöyle:

“Kamuda düşük ücret alan işçilere,

500 Türk lirası zam.

Taban ücret 4 bin 100 liraya yükseltildi.

Daha sonra,

İlk 6 ay için yüzde 12,

İkinci 6 ay için yüzde 5, artı enflasyon farkı zam yapıldı.

Bunun yanında,

Sektörler bazında başka avantajlar da var.

Düşük ücretlilerde yüzde 39’lara varan artış oldu.

ŞAPKA ÇIKARDILAR

İmzalanan toplu sözleşmeden herkes memnun.

Görüştüğüm herkes,

Anlaşmayı takdirle karşılıyor.

Türkİş’e ön yargılı bakanlar bile,

Şapka çıkarmış durumda.

Sosyal medyada cazgırların sesi kesildi.

Kazanılan haklar,

Bundan sonraki anlaşmalar için,

Emsal olacak nitelikte.

TÜRKİŞ YÜRÜTTÜ

Toplu sözleşme görüşmelerini,

En büyük sendika olan,

Türkİş yürüttü.

Türkİş görüşmede bencil davranmadı.

Hakİş’e bağlı işçiler de vardı.

O nedenle çalışmalara onları da ortak etti.

Sürekli temas halinde oldu.

Gelişmelerden haberdar etti.

Örnek bir tutum sergiledi.

HEM MÜCADELE HEM MÜZAKERE

Türkİş yöneticileri ile konuştum.

Onlar da sonuçtan mutlu.

Yüzleri gülüyor,

Sesleri daha gür çıkıyordu.

Başarının sırrını sordum.

Ergün Atalay;

“Hem mücadele,

Hem müzakere” diye özetledi.

Özgüvenleri tamdı.

ERGÜN ATALAY MODELİ

Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay.

Türkiye’nin bu zor koşullarında,

Türkİş için de,

Türkiye için de şans.

Çalışma hayatının sorunlarını,

Krize sokmadan,

Kendine has yöntemle çözüyor.

Önce işçiyi arkasına alıyor.

Sonra masaya bu güçle oturuyor.

Dersine iyi çalışıyor.

Nereye kadar gidebileceğini,

Nerede duracağını iyi belirliyor.

Kırmızı çizgisini iyi çiziyor.

GÖRÜŞME SÜRECİ

700 bin kamu işçisi ile ilgili görüşmeler sürerken,

Bir gün telefonum çaldı.

Arayan Ergün Atalay’dı.

Önce sohbet ettik, sonra konuya girdi.

Görüşmelerindeki hedefini söyledi.

Ana hatlarıyla,

En düşük ücret alan işçiyi gözeten bir teklif.

Ne düşündüğümü sordu.

Ben de kendisine,

“Bugünün koşullarında çok iyi olur.

İşçi de destekler” dedim.

Sonradan öğrendim.

İlk kez toplusözleşme yapan işçilerle,

Güvendiği uzmanlarla,

Farklı kesimlerden kişilerle,

Çok sayıda görüşme yapmış.

Herkesin fikrini almış.

DAHA ÖNCE DE AYNI

Ergün Atalay kritik konularda çok çalıştı.

Tribüne oynamak yerine,

Çözüme odaklandı.

Kıdem Tazminatı Yasasında,

25 yaş altı, 50 yaş üstüne yönelik,

“Süreli sözleşme” girişiminde,

Asgari ücret konusunda,

Makina Kimya Endüstrisi Kurumu Yasasında, …

Mekik diplomasisi yaptı.

İktidar, muhalefet herkesle temas kurdu.

Karşısındakini ikna ederek sorunları aştı.

Kırmızı çizgilerinde taviz vermedi.

Son toplu sözleşmede de,

Aynı yöntemi izledi, başarıya ulaştı.

Sanırım bu tutumu,

Çalışma yaşamı tarihine,

“Ergün Atalay Modeli” diye geçecek.

Hakkıdır..!


İsmet Özçelik

Aydınlık