Türk Devletleri Teşkilatı, Kazakistan'da yaşanan şiddet olaylarına ilişkin açıklama yaptı.

Teşkilat'tan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeleri olarak,

Kazakistan'daki son olaylar ışığında;

Kazakistan'da barış ve istikrara verdiğimiz önemi vurguluyor ve üye Ülkemiz Kazakistan'la güçlü dayanışmamızı ifade ediyoruz.

Kardeş Kazak halkının sağduyusuna ve normale dönüş konusundaki arzusuna güveniyoruz.

Kazak yetkililerin barışçıl bir şekilde gerginliğin giderilmesi, düzen ve sükunetin yeniden tesis edilmesi kapasitesine sahip olduğuna inanıyoruz.

Kazakistan hükümetine ve halkına ihtiyaç duyabilecekleri desteği vermeye hazır olduğumuzu beyan ediyoruz.

Olaylarda hayatını kaybedenler için taziyelerimizi sunuyor ve yaralılara acil şifalar diliyoruz."

Türk Devletleri Teşkilatı

Kazakistan, Türk Devletleri Teşkilatının Azerbaycan, Türkiye, Kırgızistan ve Özbekistan'la birlikte 5 üyesi arasında yer alıyor.

Teşkilatın gözlemci üyeleri arasında ise Türkmenistan ve Macaristan bulunuyor.

Türk Konseyi adıyla 2009'da kurulan örgüt, şu anki adını ise Kasım 2021'de Türkiye'de yapılan zirvede aldı.

Halk ayaklanması mı halkın ayalandırılması mı?

Türkiye gazetesi köşe yazarı Osman Sağırlı, Kazakistan'da yaşananların arka planı için şunları yazdı:

"Kazakistan'da öfkeli kalabalığın eylemleri ülkenin kurucu lideri Nursultan Nazarbayev’e yöneldi. Sokaklarda sistemin değişmesi, oligarkların hâkimiyetinin son bulması talepleri üzerine kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Tokayev, Kazakistan Güvenlik Konseyinin şimdiye kadarki başkanı olan ve ömür boyu başkanlık etme yetkisi alan Nazarbayev'in yerine Ulusal Güvenlik Konseyi başkanlığını kendisinin yapacağını açıkladı.

Kazakistan'da yaşanan gelişmeleri komplo teorilerine bağlamak şimdilik mümkün değil. Ancak eğer bir komplodan bahsedilecekse çok çeşitli argümanlar sıralanabilir. Örneğin Rusya; Rusça’nın devlet dili olmaktan çıkarılması, Latin alfabesine geçiş ve Türk Birliği gibi gelişmelerin Rusya’yı rahatsız ettiği, dolayısıyla Rusya’nın sokak hareketlerinin arkasında olduğu fikri bazı çevrelerce seslendiriliyor.

Kazakistan'da Rusya'nın 7.000'den fazla RusKazak ortak müessesesi faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla buradaki gösterilerde Rusya’nın parmağından çok sopasını aramak gerekir. Zira doğabilecek her türlü sonuç Rusya’nın aleyhine şekillenecektir.

Ya da Avrupa ve Batı; Kuşak yol projesi tam da Kazakistan’ın ortasından geçiyor. Dolayısıyla buradaki olaylarda RusyaÇin hesaplaşmasından çok ABDÇin hesaplaşması olması gerekir. Zira bu proje özellikle batıdaki ticari pazarını Çin’e kaptırma tehdidi altındaki ABD’yi rahatsız etmekte.

Kazakistan'da yapılan gösterilerin başlangıcında dış dünya ile alakası olmadığı açık. Bundan sonra dış dünyanın etkisi nasıl olur orası muamma. Zaten dış dünya, Batı ve Doğu Nazarbayev yönetiminden son derece memnun. Rus, Çin ve Batı basını bunun en somut örneği.

Ama en azından şimdilik yansıyan görüntü şu; üç gündür sokaklardaki protesto eylemlerinde muhalefet lideri yok, parti yok, örgüt yok, medya yok. Sadece gençler ve halk var.

Bölgenin en önemli petrol ve gaz rezervi olan ülkesi Kazakistan’da halk şimdilik ülkede çıkan petrol ve doğalgazın kendileri için bir nimet olmadığını aksine külfet olduğunu düşünüyor. En azından sokaklarda seslendirilen bu.

Bunun yanında altın, bakır, tarım gibi çok büyük kaynakları olan bir ülke. Ama gelinen noktada halkın ciddi ekonomik, demokratik, insan hakları gibi konularda problemleri var.

Üstelik bu kadim toprakların ve bürokrasinin bir tarafını Çin, bir tarafını da Rusya sömürmeye çalışıyor. Batı ise nerede durduğunu şimdilik belli etmiyor."