Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gündeme getirdiği Libya’ya asker gönderme seçeneğini değerlendiren emekli komutanlara göre hakimiyetini sağlaması için Ulusal Mutabakat Hükümeti (UHM) desteklenmeli. Ancak komutanların bu desteğin nasıl olması gerektiğine yönelik farklı görüşleri var.

GARİP BALÇAK

Türkiye ile Libya arasında imzalanan ‘Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası’ TBMM Dışişleri Komisyonu’nda oy çokluğu ile kabul edildi. Cumartesi Genel Kurul’a gelmesi beklenen muhtıranın kabul edilmesi durumunda güvenlik, askeri eğitim ve öğretim, savunma sanayisi, terörizm ve yasadışı göçle mücadele gibi konularda Libya ile işbirliğinin önü açılacak. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de deniz yetki sınırlandırması anlaşması imzaladığı Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)’nin Libya’da hakimiyetini sağlaması, anlaşmanın geleceği için önem taşıyor. Bu kapsamda Erdoğan’ın talep gelmesi durumunda “Libya’ya asker gönderme” seçeneğini gündeme getirmesini emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ve emekli Tümamiral Semih Çetin ile konuştuk.

‘LİBYA AKDENİZ KALKANI’NDA GÖZLEMCİ BULUNDURMALI’

Cem Gürdeniz, Libya’ya asker gönderme kavramını, gerek mutabakat muhtırasının maddeleri gerekse TBMM Savunma Komisyonu’nda yapılan tartışmalar ışığında, muharip destekten ziyade askeri bir yardım olarak gördüğünü belirtti. Gürdeniz, şu ifadeleri kullandı: “Muharip görevlerle Mehmetçiğin bilfiil çatışan taraf olarak Libya’ya gönderilmesine karşıyım. Fakat Türkiye’nin, Libya UMH’nin beklentisi ve mutabakat muhtırası doğrultusunda, her türlü cephane, askeri eğitim, insansız hava aracı (İHA) ve istihbarat desteği sağlamasına taraftarım. Yunanistan’ın kışkırtmalarına ve Libya’nın ilan ettiği bu yeni sahaya karşı uygulayacağı emrivakilere karşı Akdeniz Kalkanı Harekatının genişletilmesi ve Libya’nın Akdeniz Kalkanı Harekatında gözlemci bulundurması gerektiğini de savunuyorum. Aynı şekilde Tunus ile de ilişkilerin bir an evvel geliştirilerek Akdeniz Kalkanına katılan savaş gemilerimize lojistik destek vermek üzere liman kolaylığı temininin sağlanmasının uygun olacağını düşünüyorum.”

‘TÜRKİYE VE RUSYA GÖRÜŞMELERİ LİBYA’NIN GELECEĞİNİ MÜSPET ETKİLER’

“Türkiye çok dengeli bir politika izleyerek Rusya ile 22 Ekim 2019’da Suriye’nin geleceğine yönelik Soçi mutabakatını imzalamış, hemen hemen bir ay sonra da Libya UMH ile iki ayrı anlaşma imzalamıştır. Rusya’nın Hafter güçlerine Wagner isimli lejyoner grup üzerinden destek verdiğini biliyoruz. Buradaki durum bir nevi Suriye/İdlib’deki duruma benzetilebilir. Esad yönetimini destekleyen Rus güçlerle Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) zaman zaman karşı karşıya geliyordu. Fakat, Türkiye ve Rusya bu karmaşık süreci emperyalizmin her türlü kışkırtmasına rağmen çözdü ve mutabakatı sağladı. Benzer durum Libya’da neden olmasın? Amaç bir an evvel Libya’nın istikrarının sağlanması değil mi? Türkiye ve Rusya’nın Libya konusunu müzakere etmeleri Libya’nın geleceğini müspet yönde etkileyecek potansiyele sahiptir.”

‘ÖNEMLİ OLAN TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARI’

Semih Çetin, Libya’nın şu anki duruma geldiği süreci özetleyerek, “Bizler ceza evindeyken, Fransa ve ABD’nin başını çektiği bir Libya operasyonu yapıldı. O zaman Kaddafi hükumeti devrildi ve Libya bu hale geldi. Deniz Kuvvetleri personel zaafiyeti çekerken, Türkiye bu operasyona altı gemi yolladı” dedi. Amiral Çetin, “Şu an BM tarafından tanınan resmi hükümet tam olarak onaylamayacağımız hükümet, onların karşısında da başka bir diktatör var. Bu ikisinin mücadelesi yaşanıyor Libya’da” dedi: “Burada onların içişlerinden ziyade bizim çıkarlarımız önemli. Doğu Akdeniz’de haklarımızı yemeye çalışıyorlar bu rezaleti önlemek için de Türkiye’nin BM’nin de tanıdığı Libya hükümeti ile anlaşma yapması gerekiyor. Bizim Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni desteklememiz gerekiyor. Libya bizim için çok önemli. Eğer Hafter Libya’da iktidara gelirse Türkiye’nin işi Doğu Akdeniz’de çok zor olur.”

DOĞU AKDENİZ’DE PLANLAR LİBYA İLE ANLAŞARAK BOZULUR

“Bizim oraya göndereceğimiz askerler rejimle birlikte savaşacaklar. Bunu göze alıyorsanız donanmanızı ve diğer güçlerinizi Libya’ya çekeceksiniz. Rusya gelip orada Libya için Türkiye ile savaşmaz. Bence şu an yapılması gereken gemilerin gönderilmesi ve Libya UMH’nin desteklenmesi. Fakat bunlar sadece konuşularak yapılacak işler değil. Bunların hesabı yapılmalı. Şimdi Libya’ya asker yollamak mı maliyetli yoksa hükümet değiştikten sonra Doğu Akdeniz’de savaşmak mı? Çünkü Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın AB desteği ile sahneye koyduğu plan işliyor. Başarılı olurlarsa 144.000 kilometrekarelik Mavi Vatan toprağından olacağız. Çocuklarımızın, torunlarımızın, onların çocukları ve torunlarının refahından çalıyorlar. Engel olmanın yolu Libya ile antlaşma. Libya ile yapılacak anlaşma uluslararası alanda geçerli bir anlaşma olacak ve Doğu Akdeniz’de oynanacak oyunları bozacak. Bu noktada Dışişleri Bakanlığında ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde donanımlı personellerimizin olduğuna da inanıyorum.”


Aydınlık