Türk Akımı doğal gaz projesi ekonomik boyutu olsa da hiç kuşkusuz jeopolitik bir hamledir. Bilindiği üzere ABD’nin önemli hedeflerinden birisi Rus hidrokarbon kaynaklarının dünya pazarlarına intikalinin engellenmesidir. Bu kapsamda ABD, Rusya’yı Avrupa pazarına sokmamak için çeşitli girişimlerde bulunmaktadır. Türkiye de bu konuda doğrudan ve dolaylı baskılara maruz kalmıştır.

TÜRKİYE VE ENERJİ

Türkiye, maalesef enerjide dışa bağımlı bir ülkedir. Her yıl 5060 milyar dolarlık kaynağımız enerji için harcanmaktadır. Yıllık doğal gaz ihtiyacı koşullara göre değişmekle birlikte yıllık 5060 milyar metre küp kadardır. Ulusal üretim miktarı ise sadece 500 milyon metreküp civarındadır. Karadeniz’den geçen Mavi Akım projesi ile Rusya’dan yılda 16 milyar metre küp doğal gaz ithal ediyoruz. Bu anlaşma 1997 yılında imzalanmış olup 25 yıl sürelidir. Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı ile İran’dan yılda 10 milyar metre küp, BaküTiflisErzurum hattı ile Azerbaycan’dan yılda 6,6 milyar metreküp doğal gaz alıyoruz. Ayrıca TANAP projesi ile Azerbaycan’dan yılda ilave 6 milyar metreküp doğal gaz tedarik ediyoruz. Ülkemizde ayrıca, sıvılaştırmış doğal gaz (LNG) ithalatı için Aliağa/İzmir (5 milyon ton) ve Marmara Ereğlisi (4,6 milyon ton)’nde iki tesis bulunmaktadır. İlave olarak BOTAŞ’ın Silivri’de 2,6 milyar metre küp kapasitesinde depolama tesisi bulunmaktadır. Toplam ihtiyacın yüzde 10,5 kadarını Cezayir ve Nijerya’dan LNG olarak alıyoruz.

RUSYA TEMEL TEDARİKÇİ OLDU!

Bu bilgilerden sonra Türk Akımı projesi daha iyi anlaşılacaktır. Türk Akımı’ndaki iki paralel boru hattının kapasitesi 31,5 milyar metre küptür. Hattın uzunluğu Karadeniz’de 910 km, Trakya’da 180 km’dir. Bir hat Türkiye’deki iç talebi karşılayacak olup kapasitesi 15,75 milyar metreküptür. 2019 sonunda veya en geç 2020 başında gaz akışının başlaması planlanmıştır. Diğer hat ise Avrupa’ya ihraç amaçlı olarak inşa edilmiştir. Mavi Akım ve Türk Akımı’ndan Türkiye gelen gaz miktarı yaklaşık olarak toplam 30 milyar metreküp olacaktır. Bu ise Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının yüzde 50’sinden fazlasını Rusya’dan tedarik edeceğini göstermektedir. Böyle bir gelişme ister istemez iki ülkeyi birbirine daha güçlü olarak yaklaştıracaktır. Bilindiği üzere Rusya’dan en yüksek miktarda gaz alan birinci ülke Almanya, ikinci ülke ise Türkiye’dir.


TÜRK AKIMI’NIN AVRUPA ROTALARI

Türk Akımı’nın ikinci aşaması Rus gazının Güney ve Güneydoğu Avrupa’ya pazarlanmasıdır. Rusya’nın hedefi, bir hattın İtalya istikametinde, diğer hattın Macaristan istikametinde inşa edilmesidir. İtalya, Rusya açısından önemli bir ülkedir. Çünkü miktar açısında Almanya ve Türkiye’den sonra üçüncü alıcı konumundadır. Ülkeleri kat edecek rotalar henüz belirlenmemiştir. Rusya, özellikle Sırbistan, Macaristan, Yunanistan gibi ülkelerle bu konuda görüşmeler yapmaktadır. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) enerji politikaları da bu konuda etkili olacaktır. Rusya AB ile de Türk Akımı’nı müzakere etmektedir. Rusya, ayrıca bu alanda ABD engelini de aşmak zorundadır. ABD muhtemel rotalar üstündeki ülkelere doğrudan baskı yapmaktadır. Bu yolun dikenli tellerle dolu olduğu unutulmamalıdır.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Türk Akımı ile TürkRus ilişkileri stratejik bir boyuta taşındı. Doğal gaz ihtiyacının yüzde 50’sinden fazlasının Rusya’dan tedarik edilmesi, arkasında jeopolitik izler taşıyan bir devlet kararıdır. Her iki ülke de bundan sonraki ilişkilerini, krizlerden uzak daha dikkatli sürdürmek zorundadır. Ayrıca ABD’nin bütün gayretine rağmen projeyi durduramaması altı çizilmesi gereken bir husustur.

Bu projenin Avrupa bacağının devam etmesi Türkiye’nin yararınadır. Ekonomik açıdan baktığımızda, mevcut aşama itibarıyla Türkiye, Rusya’dan doğrudan doğal gaz satın almaktadır. Sadece satıcıalıcı ilişkisi vardır. Fiyat buna göre düzenlenir. Ama Avrupa’ya ihraç söz konusu olduğunda, Türkiye hem belirli bir pay alır hem de fiyat dalgalanmalarında söyleyecek sözü olur. Stratejik açıdan baktığımızda ise böyle bir gelişme Türkiye’nin Avrupa’ya karşı ağırlık puanını yükseltir.

Doğal gaz transferinde aslında Türkiye’nin BatıDoğu dengesi kurduğunu da söylemeliyiz. Çünkü Azerbaycan ile birlikte yürütülen TANAP projesi de Avrupa’ya doğal gaz ihracını öngörmektedir. Böylece başkaları için birbirine rakip iki proje Türkiye açısından birbirini destekleyecek ya da tamamlayacak bir mahiyet kazanmaktadır. Bunun ise Türkiye’ye kritik dönemlerde nasıl bir manevra alanı kazandıracağını yaşayarak göreceğiz. Coğrafya kaderdir. Kendi coğrafyası ile boğuşan ülkeler kaybeder. En önemli ithalat girdisi olan enerjiyi komşularından tedarik eden Türkiye onlara sırtını dönemez. Jeopolitik esastır.


Aydınlık