ERCAN DOLAPÇI

Halk Tv’de “Medya Mahallesi” programını sunan Ayşenur Arslan’ın Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) için sarf ettiği sözler Kıbrıs Barış Harekâtına katılan komutanları da rahatsız etti. Arslan'ın, “Halil Falyalı kendisini TMT’nin üyesi olarak tanıtırdı. TMT, Ada’da suikastlarla bilinen bir illegal, yarı resmi bir oluşumdu” şeklindeki sözlerini değerlendiren komutanlar, “TMT Kuvayı Milliye’dir” dedi.

MAĞUSA KAHRAMANI

Aydınlık’a açıklama yapan Gazi Mağusa fatihi Emekli Kurmay Albay Y. Doç. Dr. Oğuz Kalelioğlu, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında 27 gün Mağusa Kalesinde 8 bin kişilik Yunan birliğine karşı 250 kişilik TMT kuvvetiyle direnmiş ve açtığı bir koridorla 5 bine yakın soydaşımızı kaleye toplayarak katliamdan korumuştu. İkinci Barış Harekâtı sırasında Türk ordusunun Mağusa’ya girerek kuşatmayı dağıtmasıyla şehir ve kaledeki Türk soydaşlarımız özgürlüğüne kavuşmuştu. Kıbrıs’a öğretmen kimliği ile 1973 yılında atanan Üsteğmen Oğuz Kalelioğlu, Mağusa Mücahit Tabur Komutanı olarak Rum saldırılarını göğüslemiş ve çıkarma sonrası bölgede direnişe geçmişti. Kalelioğlu TMT’nin amacını ve yapılan açıklamayı, “TMT saldırı değil savunma örgütü idi. Haklı bir mücadeleye öncülük etti.” sözleriyle eleştirdi.

'ŞEREFLİ BİR MÜCADELE'

Kalelioğlu, Ayşenur Arslan’ın TMT için “İllegal örgüt” nitelendirmesinin çok ağır olduğunu belirterek, “Hiçbir zaman meşru müdafaa kanunsuzluk değildir. Karşı taraf kanunsuzluk yapıyor. Anlaşmalara aykırı olarak hareket ediyor. Biz de soydaşlarımızı korumak için yaptık. 1963 yılında Makarios bütün Türkleri tehdit etti. Dışladı. Göçe zorladı. Yapılan anlaşmaları hiçe saydı. Bizlerin haklarını BM de koruyamadı, sahip çıkmadı. Türkler organize oldular ve biz de oraya giderken bu kanunsuzluklara karşı durmak için gittik. Soydaşlarımızla birlik olduk. Barış Harekâtı ile de halkımız özgürlüğüne kavuştu. Bu uzun ve zorlu bir mücadeledir… Şerefli mücadeledir.

“TMT hiçbir zaman kanunsuzluk yapmadı. Halil Faryalı gibi uyuşturucu ve kumarhane patronları TMT’ye alınmadı. TMT’ye girmek isteyenler, bir yıl incelenir. Namuslu, vatansever, ülkesine bağlı insanlardan seçilir. Öyle bir kanunsuzluk yapacak adam yoktur. Onu TMT zaten kabul etmez.”

‘KADINLAR DA SAVAŞTI’

E. Kur. Albay Kalelioğlu son olarak şunları söyledi: “Bu konuda son sözümüz, TMT Türkiye’deki Kuvayı Milliye'dir. TMT Kıbrıs’ın Kuvayı Milliyesidir. Ahmet Anzavurlar, isyancılar, Ali Kemaller, hainler Kuvayı Milliye'yi de 'eşkıya' gibi göstermeye çalışıyorlardı. Bugün de aynı zihniyet vardır. Ne yazık ki Ergenekon davalarında kahraman Denktaş’ı tertibin içine sokmak istediler. Oysa Türk dünyasının seçkin bir lideriydi. Anavatana karşı zarar gelmesin diye titiz davranmıştır. Yakından tanıdım ve çalıştım. Dürüst insanları lekeleyip yok etmek istediler. Ancak başarılı olamadılar. Bunlar bizlere vız gelir.

“Ayşenur Aslan'ın, bir konuyu bilmeden, uzmanına sormadan böyle söz etmesini yadırgadım ve kınadım. Bu bir milli davadır ve iç konulara karıştırılamaz. Unutmayalım, TMT içinde gönüllü kadınlarımız da vardı. Onları bilse böyle konuşmazdı.”

Mağusa Kalesi

'TÜRK MİLLETİNE İHANET'

Kıbrıs Gazisi E. Kur. Alb. Doç. Dr. Ömer Lütfi Taşçıoğlu da Aydınlık’a yaptığı açıklamada “TMT’nin karalanmasının Türk milletine ihanetin eşdeğeri olduğunu” belirterek şunları söyledi: “15701571 yıllarında 70 bin şehit verilerek Venediklilerden alınan, Osmanlı Devleti’nin 307 yıl idaresinde kaldıktan sonra İngilizler tarafından 1878’de kiralanan ve 1914’te ilhak edilen Kıbrıs adası, Türk yurdunun bir parçası ve Türk’ün vatan toprağıdır.

“Tarihin hiçbir döneminde Rumlara ait olmayan Ada’nın İngilizler tarafından ilhakından sonra Yunanistan tarafından organize edilen EOKA terör örgütü Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için önce İngiliz sömürge yönetimine ve ardından da Ada’daki Türk halkına karşı terör eylemlerine başlamış ve eylemlerin Ada’daki Türk varlığını yok etme noktasına vardırılması üzerine Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türk halkının ortak kararıyla Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) 1957 yılında kurularak 1958 yılında faaliyete geçirilmiştir.

“EOKA’nın o dönemde Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama hedefini gerçekleştirmek üzere Ada’ya gönderdiği Albay Grivas’ın Ada’daki Türkleri, sularını zehirleyerek yok etmek amacıyla Yunanistan’dan Ada’ya Arsenik bileşikleri gönderilmesini talep ettiği, Harry Scott Gibbons’ın 'Kıbrıs’ta Soykırım' adlı kitabının 404. sayfasında kayıtlıdır. Tek başına bu bilgi bile EOKA’nın ve kendisini barış havarisi olarak tanıtan Yunanistan’ın gerçek yüzünün görülmesi ve Ada’da soykırım gerçekleştirmeye çalışanların kimler olduklarını ve buna karşı direnmenin meşru müdafaa hakkı olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

“Bütün bu gerçekler ortada iken, Kıbrıs Türk halkını Yunanların ve Rumların soykırımından kurtarabilmek üzere kurulan TMT’den 'suikastlarla bilinen bir illegal yarı resmi oluşum' olarak bahsedilmesi Türk milletine ihanete eşdeğerdir.

‘KKTC'YE KARŞI OYNANAN OYUNLAR'

“Söz konusu ifadeler KKTC’nin ayrı bir devlet olarak varlığının tanınmasını önlemeye ve Türkiye ile ilişkilerini kesmesini sağlamaya çalışan emperyalist ülkelerin Kıbrıs üzerinde oynadıkları oyunlara hizmet etmektedir. 

“TMT’yi kuran ve bizzat mücahit olarak savaşmış olan rahmetli Rauf Denktaş’ın; geçen hafta sona eren 'Bir Zamanlar Kıbrıs' adlı dizide 'cesur ve başarılı' bir kişilik olarak tanıtılan terörist Nickos Samson tarafından esir alınarak kafasına silah dayanması, Denktaş’ın dizi boyunca 'aciz ve korkak' izlenimi veren bir sesle konuşturulması ve davranması da emperyalist güçlerin medyayı etkileyerek, KKTC halkını 'kahramanlık dizisi' yoluyla psikolojik harbin kurbanı haline getirmeye çalıştıklarını göstermektedir.

‘YARGININ ÖNÜNE ÇIKMALI’

“Ada’daki Türk halkını Rum/Yunan katliamından koruyabilmek için kendi canlarını feda eden TMT hakkında aziz şehitlerimizin kabirlerinde kemiklerini sızlatan ve kahraman gazilerimizi rencide eden sözleri sarf eden kişinin yargı önüne çıkarılması ve kendisine gerekli demokratik tepkinin gösterilmesi vatandaşlık görevinin gereğidir.”

KATLİAMLARA KARŞI MEŞRU MÜDAFAA

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve TMT’li mücahitler

Kalelioğlu TMT’nın kuruluşunu ise şöyle anlattı: “EOKA teşkilatı yani Rumların yeraltı tedhiş teşkilatı 1952 yılında Yunan hükümeti ve Genelkurmay Başbakanlığı emriyle emekli Albay Georgios Grivas tarafından kuruldu. Ve ona “Enosis yapmak istiyor musun, git orada teşkilat kur” denildi. O da Ada’ya gelerek gönüllü toplamaya başladı. O tarihte Yunanistan ilhak isteğini BM’ye götürmüştü. Kabul edilmeyince bu şekilde gizli faaliyetlere girişmeye başladılar.

EOKA 1 Nisan 1955 tarihinde resmen faaliyetlere başladı. Kurulduğu günden itibaren iki hedefi vardı: Bir, İngilizleri Ada’dan atmak. İki, Ada’daki Türkleri imha ederek Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmek! Yani 1955 yılında kurulan EOKA 3 yıl boyunca katliamlar yaptı. En büyük zararı Türklere verdi. 2 bin şehit, 3 bin yaralı verdik. O yıllarda Kıbrıs’ta 120 bin Türk yaşıyordu. Bunun üzerine vatanseverler Kıbrıs’ta başta rahmetli Rauf Denktaş, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi bu üç vatansever Kıbrıslı Türk, EOKA’ya karşı kendilerini savunmak için Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nı kurdu. Bakınız, Rumların yeraltı teşkilatı taarruzi eylem yapan, saldırgan bir örgüt iken, TMT ise savunma maksadıyla kurulmuş bir savunma örgütüdür. Tamamen meşrudur. TMT’nin o tarihte silahları yok, eğitimleri yok. Rum tarafına tonlarca silah geliyor. Papaz Makarios Çekoslovakya, Mısır ve Rusya’dan silah getirtiyor, Ada’ya yığınak yapıyorlar. Türklerin elinde ise bir şey yok. Bunun üzerine TMT’yi de bu üç vatansever 1 Ağustos 1958’de kurdu. Mecburiyetten. Meşru müdafaa...

İSMET PAŞA’NIN DESTEĞİ

“Bu üçlü bir süre sonra Türkiye’ye geldi. Denktaş ve Fazıl Küçük, İsmet Paşa’ya çıktı. Dediler ki, 'Bize yardım ediniz. Rumlar Yunan subaylarını Ada’ya doldurdu. EOKA onların kontrolünde. Kıbrıs ordusu da bunlara silah veriyor. Bizi eğitin ve silah verin.' İsmet Paşa bunları dinlemiş ve Kurtuluş Savaşı'nı örnek göstererek 'Mustafa Kemal Paşa da silah yok, para yok diyenlere karşı hepsi bulunur demiş ve mücadeleyi başlatmıştı. Siz de gidin ve Türklüğünüzü gösterin' dedi. Bu sözler üzerine, yıllar sonra Rauf Denktaş da şaka yollu gülerek 'Bir de Türklüğümüzü ispatlamıştık' demişti. Burada Türklüğü ispatlamak, zorluğu yenmek ve dayanma manasında söylenmişti!

'GÖNÜLLÜ MÜCAHİTLERE EĞİTİM VERDİK'

“Bu görüşmeden sonra Türkiye’den de subaylar geldi. Önce bir kurmay subay geldi. Bayraktar geldi. Bu nasıl geldi. Oradaki Türk büyükelçisinin ticaret ataşesi olarak geldi. Kırmızı pasaportla. Bunun yanında bizim gibi subaylar çeşitli görevlerle geldi. Ben de Türkiye’de eğitimden sonra gönüllü olarak TMT’de görev almak üzere 40 subay arkadaşımızla geldim. Köylere şehirlere dağıldık. Gönüllü gelen mücahitlere silah eğitimi verdik, Mağaralarda, gizli yerlerde eğitimler verdik.”

MSB: TMT DEMEK VATAN SAVUNMASI DEMEKTİR!

Milli Savunma Bakanlığı, Arslan’ın ifadeleri sonrası bir açıklama yayınladı. “Türk Mukavemet Teşkilatı demek vatan savunması demektir” başlığıyla yapılan açıklamada, “Bilgisiz kanaat/yorum çevreye zarardır” denildi. MSB’nin açıklamasında şu vurgulara yer verildi: “Rum terör örgütü EOKA’nın canice cinayetlerine ve soykırım girişimine karşı Kıbrıs Türkü’nün can ve mal güvenliğini korumak üzere kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT); 100 yıl önce yedi düvele karşı direnişi canlandıran Kuvâyi Milliye ruhunun bir tezahürüdür. “Unutulmamalıdır ki Türk Mukavemet Teşkilatı demek vatan savunması demektir. Bilgisiz kanaat/yorum çevreye zarardır. Cehaletten mi yoksa ihanetten mi nedeni bilinmez, şuursuzca açıklamalarla Kıbrıs’taki kardeşlerimizi incitenleri kınıyor ve haklı davalarında kardeşlerimizin her zaman yanlarında olduğumuzu bildiriyoruz.

“Bu mücadelede vatan, bayrak ve vazife uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi ve vefat eden gazilerimizi rahmet ve saygıyla anıyor, hayattaki gazilerimize sağlıklı ve mutlu uzun ömürler diliyoruz.”

ARSLAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

AK Parti, MHP ve BBP, gazeteci Ayşenur Arslan'ın Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ile ilgili ifadelerine yönelik ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu. Partiler adına başvuru yapan avukatlar, dilekçeleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verildi.

AK Parti'nin dilekçesinde, Arslan'ın konuşmasında bahsettiği TMT'nin, yüzlerce insanı katleden bir örgüt olan EOKA'ya karşı Kıbrıs Türk halkının mücadelesi için Türkiye'nin desteği ile kurulduğu, haklı ve meşru direnişin sembolü olduğu belirtildi.

Özgürlük ve varoluş mücadelesi veren bu teşkilatın, gerek Kıbrıs Türk halkı için gerekse Türk milleti için değerli olduğu vurgulanan dilekçede, "TMT milli mücadele ruhudur. Bu durum tüm Türk milleti açısından açıkça ortada iken, şüphelinin sarf ettiği bu asgari düzeyde bilgiden dahi yoksun, vicdana ve ahlaka aykırı ifadeler ile kendi milletinin değerlerinden kopmuş, EOKA gibi zalim ve insanlık suçları işleyen bir yapının zihniyet ve söylemleri paralel bir noktada buluşmuştur." ifadelerine yer verildi.

‘1974 ÖNCESİNE DÖNMEMEK İÇİN TARİHTEN DERS ALINMALI’

MUHAMMET İKBAL ARSLAN AA

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesinde büyük bir rol oynamış TMT'nin, Türkiye'deki bir televizyon programında hedef alınmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. TMT'ye yönelik suçlayıcı açıklama için "son derece talihsiz oldu." ifadesini kullanan Tatar, Türkiye ve KKTC için Kıbrıs'ın bir milli dava olduğunu, Türk kamuoyunun da Kıbrıs'ta Mehmetçik ile Mücahit'in birlikte mücadele ettiğini bildiğini söyledi. TMT'nin hem Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliğini koruduğunu hem de idareyi sağladığını belirten Tatar, "Bizim en kutsal, kadim teşkilatımız olan TMT'ye bu şekilde bir yakıştırma, Kıbrıs Türk halkını da üzmüştür. Ancak Türkiye'de devlet erkanı, STK, basın ve sosyal medyadan bu söyleme karşı gösterilen tepkiler de beni memnun etmiştir. Demek ki Türkiye yine yüreğinde Kıbrıs meselesini taşımaktadır, Türkiye, Kıbrıs'ın milli dava olarak heyecanını yaşıyordur. Bu tepkiler bunu göstermektedir. Bundan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum." dedi.

Tatar son olarak, "Kıbrıs'ta 1974 öncesine dönmeyi istemiyorsak, o çatışmaları, barışın olmadığı ve kan dökülen olayları yaşamak istemiyorsak, mutlaka tarihten, yaşananlardan ders almak gerekir." sözlerini kaydetti.

Aydınlık