Derleyen: Şeyma Yılmaz

Kazakistan'da yaşanan olayların ardından Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, Ulusal Kanal canlı yanınında önemli açıklamalar yaptı.

Toplamda 9 ilde valilik ve devlet kurumlarının ele geçirildiğini söyleyen Saparbekuly, Kazakistan'da anayasal düzeni sağlamak için bütün işlemlerin tamamlandığını ve devlet kurumlarının teröristlerden temizlendiğini söyledi.

Kazak Büyükelçi Saparbekuly, şu ana kadar 8 bin kişinin yakalandığını ve 120'ye yakın silah ele geçirildiğini aktardı. Öte yandan, genel anlamda Kazakistan'da durumun kontrol altına alındığını vurguladı.

Saparbekuly, gece yarısında saldırı gerçekleştiren törerislere karşı oprasyonların ise devam ettiğini açıkladı.

Mazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, ülkesinde yaşananların bir terör saldırısı olduğunun altını çizdi:

İlk defa Kazakistan'ın bağımsızlığına yönelik bir terör saldırısı girişimi yaşadık. Olaylar ilk başta LPG zammına yönelik protestolar ile başladı. Protestocuların hedefi Almatı şehriydi. Almatı şehrine o gün Kazakistan'ın 3 bir yanından giriş yapıldı. Yapılan bu girişler protesto bahanesi ile gerçekleştirildi.

''TERÖRİSTLER POLİS KIYAFETİ GİYDİ''

Saparbekuly, kalkışma girişiminin dış güçler tarafından ne şekilde planlandığını ve ülkesinde kimlerin bu kışkırtmaya katıldığını şöyle anlattı:

Kalkışma koordineli şekilde planlandı. Protestocuların ana alana yönlendirildiği gözlemlendi. Güvenlik güçleri valiyi korumaya yönelik önlemler alırken, bu silahlı gruplar içlerinde kriminal gruplar da vardı. Almatı şehrine saldırı düzenlediler. Protescular Almatı şehrine birçok eş zamanlı saldırı düzenledi. Polis karakolları,başsavcılık, havalimanı, medya kulesi, medya merkezleri, 7 tane silah mağzası yağmalandı. Terörisler polis kıyafetleri giydi. Bunlar Kazakistan'ın çok büyük bir tehditle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Bunların hepsi, hazırlıklı bir saldırıydı. Şu an için kapsamlı bir devlet soruşturulması başlatıldı. İç ve dış bağlantıları önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır. Kazakistan, çok büyük bir tehliyeki atlattı. Kazakistan'ın anayasal düzenini devirmek ve kendi düzenlerini kurmayı amaçladılar. İlk hedef Almatı şehriydi. Almatı'ya yakın şehirler de hedef alındı. Güney bölgeler, teröristler tarafından kontrol altına alınmaya çalışıldı. Kazakistan'a yönelik bir tehdit oluşturulmaya çalışıldı.

''BİZ TERÖRİSTLERLE Mİ MASAYA OTURACAĞIZ!''

Birleşik Milletler'in Kazakistan hükümetine "sorunlara barışçıl çözüm arama" çağrısı yaptığının ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle'in "Herkesin protesto ve ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğu, uluslararası hukukta açık ve net belirtilmiştir. Aynı zamanda protestocular, ne kadar kızgın olursa olsun şiddete başvurmamalıdır" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Saparbekuly, "Biz kiminle masaya oturacağız? Teröristlerle mi?" diye karşılık verdi. Saparbekuly, sözlerine şu şekilde devam etti:

Kazakistan'da çok büyük bir soruşturulma başlatıldı. Birçok kişinin tutuklanması ve görevden alınmasına devam ediliyor. Üst düzey terösitlerin verdiği ifadelerle tutuklanmalara devam ediliyor. Batılı ülkelerden teröristlerle masaya oturulması söyleniyor, fakat biz kiminle masaya oturacağız? Töreristlerle mi? Halkın talepleri yerine getiriliyor ve getirilmekte. Tokayev döneminde birçok işlem yapıldı. Bundan önce barışçıl protesto kanununda değişiklik yapılmıştı.

Kazakistan'ın neden Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nden yardım istediğini açıklayan Saparbekuly, ''Olaylar tüm güney bölgelere yayılsaydı Kazakistan'ın gücü yetmeye bilirdi'' dedi ve şunları söyledi:

Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, Kazakistan'ın kurucusu olduğu bir güvenlik teşkilattıdır. Ana hedefi, üye ülkelerin iç ve dış tehditlerine karşı ortak hareket etmektir. Bunların içerisine terör saldırıları da dahildir. Durumun ne kadar ciddi olduğunu bildiğimizden bu hakkımızı kullandık. Barış güçlerinin ana görevi; Kazakistan'ın askeri üretim, ekonomik merkezlerini kontrol altına almaktır. Kazaistan'daki devlet binalarının, barajların vb. stratejik noktaların korunması amaçlanmaktadır. Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü açısından da bir dönüm noktası. Çünkü ilk kez görev yaptı. Olaylar tüm güney bölgelere yayılsaydı Kazakistan'ın gücü yetmeye bilirdi. Sadece Rusya değil, Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün diğer üyeleri bulunuyor. Kazakistan nasıl özgür iradesini kullanıp yardım istediyse, tekrar gitmelerini de isteyebilir.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Kazakistan'daki Rus askeri güçlerine yönelik "Yakın tarihten bir ders, Ruslar bir kez evinize girdi mi, onları evinizden çıkarmanın bazen çok zor olduğudur" dediğinin hatırlatılaması üzerine Saparbekuly, şunları söyledi:

Bazı açıklamalar kulaklara çok iyi yerleşiyor. Rusya neden Kazakistan'dan bu barış gücünü çekmesin? Bizim Rusya ile askeri alanda bir ortak iş birliğimiz var. Rusya'nın bunun dışında bölge ülkeler ile çok sıkı iş birliği var. Askelerini orada bırakarak, bölge ülkelerin ve Kazakistan'ın tepkisini almak istemez.
Üye ülkeler kendi güvemliklerini hem kendileri olarak hem de kollektif bir şekilde koruma hakkı vardır.

Saparbekuly, Rus Devlet Başkanı Putin'in bölgede "renkli devrimlere" izin vermeyeceğiz ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in “Kazakistan'da renkli devrim yaratmak isteyen dış güçlere kararlılıkla karşı duracağız” şeklindeki mesajlarına ise şu şekilde cevap verdi:

Böyle destek açıklamaları dünyanın bir çok noktasından gelmekte. Kardeş Türkiye'den de gelmekte. Bu zor günlerde bu destek mesajlarının gelmesi, çok sevindirici. Çin Başkanı'nın gösterdiği devlet bizim için çok önemlidir. Uluslararası destek, bizim terörle karşı karşıya kaldığımızın görülmesi açısından çok önemlidir. Çin'in açıklama yapması son derece önemli. Çin Kazakistan'ın Asya'ya açılan kapısıdır. Çin'in bölgenin istikrarı için yaptığı açıklmayı önemsiyoruz. Bu tür açıklamaların, Birleşmiş Milletler, İslam İş Biriliği Örgütleri gibi kuruluşlarında destek olmasını amaçlıyoruz.

KAZAKİSTAN'DA KORONAVİRÜS

Dünya genelinde yaşanan Kovid19 krizine yönelik Kazakistan ne kadar etkilendiğinin sorulması üzerine Saparbekuly, şunları söyledi:

Kazakistan, küresel sorunlardan etkilendi. Bizim açımızdan en büyük sıkıntı, sanayi hammaddlerindeki fiyat artışı. Kazakistan'da yoğun bir şekilde inşaat sektörü var. Gıda fiyatlarının artması enflasyonun artmasına sebep oldu. Pandemi nedeniyle enerji fiyatlarında artış yaşandı. Halkımızın, bazı sosyal ve ekonomik sıkıntılar geçirdiği gerçektir. Kazakistan, Avrupa ve Çin arasındaki geçişi sağlamakta fakat pandemi ile bu durdu. 2021'den nispeten olumlu gelişmeler yaşandı.

Abzal Saparbekuly, Türk kamuoyuna ve medya kuruluşlarına provakasyondan uzak kaldıkları, ve kendilerini ifade etme şansı tanıdığı için teşekkür ederek, Kazakistan'ın bu olaydan güçlü bir  şekilde çıkacağını Kazakistan'ın ve bölge ülkelerin bu olaydan ders alacaklarını belirtti.

10 Ocak'ın Kazakistan'da yas günü ilan edildiğini hatırlatan Saparbekuly, tüm şehitlere Allah'tan rahmet diledğini belirterek konuşmasına son verdi.