Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Yargıtay Yeni Hizmet Binası ve 20212022 Adli Yıl Açılış Töreni düzenlendi. 

Törende Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da konuştu.

Prof. Dr. Feyvizoğlu'nun konuşmasının tamamı şu şekilde:

Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Yargıtay Başkanımız, kıymetli Hazırun, sizleri 20212022 Adli Yılı'nın açılışında saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlarken, başta Devletimizin kurucusu, Türk devrimlerinin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kurtuluşun ve kuruluşun kadın erkek tüm kahramanlarını ve terörle mücadele şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum. Öncelikle görev şehitlerimiz olmak üzere ebediyete irtihal etmiş hukukçu meslektaşlarıma rahmet dileklerimi sunuyorum. Malazgirt Zaferimizin 950., Büyük Zaferimizin 99. yılını yürekten kutluyorum.  

İçinde çalışılan mekânlar hizmetin kalitesi açısından önemlidir. Fark yaratır. Yargıtay'ın yeni yerleşkesi görkemli ve işlevsel olmuştur. Hayırlı olmasını diliyorum.

Ülkece zor bir yıl geçirdik. Doğal afetlerle, pandemiyle ve bunların arttırdığı ekonomik sıkıntılarla boğuştuk. Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde yüz yıllardır senaryolar yazıp oynayan güçlerin sinsi planlarıyla mücadele etmeye devam ettik. Yılmadık. Dimdik durduk. Milletçe birbirimize kenetlendik. Devletimizin ve Milletimizin her bir ferdinin başarılarıyla gurur duyduk. Devletimize, birliğimize, dirliğimize, demokrasimize sahip çıktık. Bugün gururla söylüyorum; kardeş Azerbaycan'la ''tek Millet iki devlet'' sözü dünyaya ispatlanmıştır. Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakları kurtarılmıştır. Türk Milleti'nin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki hakları korunmuştur. Türkiye, dünyadaki mazlum milletlerin ümidi ve yol göstericisi olmayı sürdürmüştür.  Bütün bunlar olurken; insan haklarını, demokrasiyi ve hukuk devletini geliştirmek ve güçlendirmek adına çok somut ve önemli adımlar atılmaya devam edilmiştir. 

''TÜRKİYE CUMHURİYETİ SONSUZA DEK YAŞAYACAKTIR''

Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesinin de üzerine çıkma hedefine ulaşacağımıza inancımız tamdır. Anayasamızın 2. maddesinde kuruluş felsefesi ve temelleri tanımlanmış Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.

Devletleri yaşatan ve güçlü kılan milletlerinin sevgisidir, bağlılığıdır. Sevgi ve bağlılığın nesilden nesile güçlenerek aktarılması ise, vatandaşların her birinin adalet paydasında buluşmasına bağlıdır. Böylece her fert kendisinin milletinin asli unsuru olduğunu bilir ve hisseder. 

Biz de Türkiye Barolar Birliği olarak bu bilinçle ve adımızda yer alan ''Türkiye'' ibaresinin verdiği sorumlulukla çalışmaya devam ettik. Bir yandan, Yargı Reformu Strateji Belgesi ile milletimize verilen taahhütleri hayata geçirmek için canla başla çalıştık. Yeni ve somut hedefler ortaya koyan İnsan Hakları Eylem Planı'nın yazılmasına ve hayata geçirilmesine katkı sunduk. Avukat meslektaşlarımızın her sorununa ve vatandaşlarımızın yargıya ilişkin sorunlarına çözüm bulmak için uğraştık.

Bir yılda yüz binin üzerinde avukat, stajyer avukat ve hukuk öğrencisinin katıldığı çevrim içi mesleki eğitimler verdik. On binlerce meslektaşımızın, onların eş ve çocuklarının yatarak tedavilerini üstlendik. Öksüz ve yetimlerimizi sahiplendik. İş göremez duruma gelen meslektaşlarımızı ele güne muhtaç etmedik. Depremlerde zarar gören meslektaşlarımıza geçici iş göremezlik yardımlarıyla destek olduk.
Meslektaşlarımızın sorunlarını dinledik, taleplerini topladık. Bunların İnsan Hakları Eylem Planı'na somut başlıklar olarak girmesine katkıda bulunduk. Kendi çözebileceklerimizi çözdük. Yasama ve yürütme organlarının çözebileceklerini ilgili makamlara ilettik, takip ettik. 

Diğer yandan milli meselelere milli çözümler geliştirilmesi noktasında Devletimize hep destek olduk. Sığ sloganların kolaycılığına kapılıp milli duruşumuzdan asla ödün vermedik. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konusunda, milli siyasetimizin geliştirilmesine katkıda bulunma amacıyla çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Devletimizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin en üst makamlarının bu konuda bize verdiği görevleri de yerine getiriyoruz. Ülkemizi ve Azerbaycan'ı, Avrupa Barolar Birliği nezdinde haksız saldırılara karşı müdafaa ediyoruz. Uluslararası Barolar Birliği nezdinde Türkiye'yi başarıyla temsil ediyoruz. Dışişleri ve Adalet bakanlıklarının bilgileri dahilinde İran Barolar Birliği ile ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Amacımız iki ülke arasındaki diplomatik, ticari ve kültürel ilişkilerimize katkıda bulunmak. Balkan ülkeleri barolarıyla köklü ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Yeni dönemde Afrika ülkelerinin barolarıyla ilişki kurmak istiyoruz. Amacımız, devletimize destek olmak. Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Afrika'da Türkiye'yi ve Türkiye'nin milli menfaatlerini dikkate almadan yapılacak hiçbir planlamanın başarılı olamayacağı gerçeğinin altını çizmek, yine önümüzdeki dönemde, Kamu Baş denetçimizin girişimiyle, Ankara Üniversitesi ile birlikte Ermeni soykırımı iftirasına karşı uluslararası bir toplantı gerçekleştireceğiz. Türk Milleti'nin tarihinde soykırım veya insanlığa karşı tek lekesi yoktur. Tarihin en seviyesiz iftirasına karşı savunmada kalmanın zamanı geçti. Bizi insafsızca suçlayanların gerçek yüzlerini herkesin görmesini sağlamalıyız. Bunun için sömürgecilerin dünyanın dört bir yanında işledikleri suçlarla ilgili yine Ankara Üniversitesi'yle işbirliği içinde uluslararası toplantılar düzenleyecek, uluslararası yayınlar yapacağız. 

Anayasa değişikliği süreci başladığında özellikle yargı alanında katkı vermeye hazırız. Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun yapısına ve bağımsız savunmanın güçlendirilmesine ilişkin tespit ve önerilerimiz hazırdır. 

''AZIMSANMAYACAK SAYIDA SORUN ÇÖZÜM İÇİN BEKLEMEKTEDİR''

Prof. Dr. Feyzioğlu hukukçuların sorunlarına da değindi:

Sayın Cumhurbaşkanım, kıymetli dinleyenler, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın çok sayıda sorunu vardır. Birikmiş sorunların bir kısmı geçtiğimiz yıllar içerisinde çözülmüştür.  Bir kısım sorun da çözüm yoluna girmiştir.  Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Adalet Bakanımıza, yasama, yürütme ve yargıda çözüm odaklı çalışan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Azımsanmayacak sayıda sorun ise çözüm için beklemektedir. Bunları aynı katılımcı ve kararlı yaklaşımla ele alarak hep birlikte çözeceğimize inanıyorum. Hayatımızda umutsuzluğa yer yoktur. Yeni nesillere karamsarlık aşılayamayız. Milletimizin ve meslektaşlarımızın bizden beklentisi, sorunlara çözüm üretmemizdir. Görevimiz, aklın ve bilimin ışığında doğru teşhisler koyup, doğru çözümleri hayata geçirmektir. 

Bu çerçevede bazı örnekleri satır başlarıyla ifade etmek gerekir ise:

Çok uzun süre yeni hukuk fakültesi açılmamalıdır. Eğitim öğretim kadroları mevcutlar açısından dahi yeterli değildir. Yarı hekim candan yarı hukukçu adaletten eder. Uygulama yanlışlarının önemli bir kısmının sebebi, eğitim öğretim eksikliği ve tecrübe yoksunluğudur. 

Hukuk mesleklerine giriş sınavı tarihi bir adımdır. Başarı eşiğinin getirilmesi eşit derecede değerlidir. 100.000'e yükseltilmesi önemlidir. Önümüzdeki sene, 80.000 olarak güncellenmesini öneriyoruz. Bu eşiği geçemeyenlerin, kuralı dolanmak maksadıyla başka fakültelere girdikten sonra hukuk fakültesine geçişlerine izin verilmemelidir. 

Barolar tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca görevlendirilen müdafiler ve vekiller için geçerli ücret tarifesi çok düşüktür. Örneğin asliye ceza mahkemesinde takip edilen işler için öngörülen ücret KDV dâhil sadece 856 TL'dir. İlk derece, istinaf ve varsa temyiz aşamalarıyla birlikte, çok sayıda duruşma yapılacak ve ortalama üç yıl sürecek bir dava için hak görülen bu ücretin ne kadar düşük olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Meslektaşlarımızın yarısından fazlasının meslek kıdemi beş yılın altındadır.  En az altmış bin avukatın geçimi, baro tarafından yapılan CMK ve adli yardım görevlendirmelerine bağlıdır. Üzülerek ifade etmek gerekir ise, on binlerce meslektaşımız serbest çalışmaları sonucunda yıllık ortalamada asgari ücret dahi kazanamamaktadır. 

İnsan Hakları Eylem Planı'nda bu görevlendirmeler için ödenen ücretlerin arttırılacağı ve vergilerin düşürüleceği hususu yer almaktadır. Meslektaşlarımız, bu taahhüdün yeni dönemde yerine getirilmesini haklı bir heyecanla beklemektedir. Hızla atılabilecek ilk adım, Katma Değer Vergisi Kanunu madde 28 uyarınca Cumhurbaşkanı kararıyla vergiyi düşürmek olacaktır. 2022 için ise CMK tarifesinin avukatlık hizmetinin önemi ve vazgeçilmezliği dikkate alınarak belirlenmesini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ise son iki yılda olduğu gibi enflasyona karşı meslektaşlarımızı korumasını diliyoruz. 

Serbest avukatların emekli maaşı 2000 Türk lirası civarındadır. Bu maaşla hiçbir avukatın emekliliği tercih etmesi mümkün değildir. Emekli maaşlarının arttırılması zorunludur. Bunun için çeşitli kaynaklar yaratılması mümkündür. 

Koruyucu avukatlık hizmetlerinin kapsamı genişletilmelidir. Bu kapsamda, tapu dairelerinde gayrimenkullere ilişkin tüm sözleşmeler tarafların avukatlarının da zorunlu katılımıyla yapılmalıdır. 

İş uyuşmazlıklarında arabuluculukta, sosyal devlet ilkesinin de gereği olarak, işçinin avukat tarafından temsili zorunlu hale getirilmelidir. Bunun için farklı fonlardan destek alınması mümkündür. 

Tüm bu başlıklarda, Adalet, Hazine ve Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarıyla ve Sayın Bakanlarımızla birlikte çalışmak, uygulanabilir çözüm önerilerimizi Sayın Cumhurbaşkanımıza sunmak istiyoruz. 

Yargıtay ceza dairelerinde yapılan mürafaalı, yani duruşmalı incelemelerin belli ağırlıkta cezalarda talep üzerine eskisi gibi zorunlu hale getirilmesi gereklidir. Mürafaayı takdire bırakan düzenleme yerinde olmamıştır. Bazı daireler hiç mürafaa yapmamakta, dinlenme hakkı ihlal edilmektedir. 

Takdir edersiniz ki Yargıtay, önüne gelmeyen ve gelme ihtimali bulunmayan uyuşmazlıklarla ilgili bir içtihat yaratamaz. İstinafta kesinleşen hükümler, yeni katalog sayımları yapmak yoluyla değil, genel bir düzenlemeyle azaltılmalıdır. Temyiz denetiminin kapsamı genişletilmelidir. Yargıtay'ın içtihat mahkemesi olma özelliği güçlendirilmelidir. 

Haciz mahallerinde avukatlara yönelik saldırılarda maalesef çok sayıda meslektaşımız hayatını kaybetti ve yaralandı. Oysa haciz, avukatın hakkını savunduğu bireyin menfaatini korumak için hazır bulunduğu bir işlemdir. Yargı ne kadar doğru bir karar verirse versin, bu karar icra edilemez ise bir etkisi ve anlamı olmaz. Haciz mahallindeki şiddet, sadece avukata ve orada bulunan diğer insanlara değil aynı zamanda Devletin cebri icra tekeline yönelmiş bir zorbalıktır. Eline silah alıp avukata doğrultan saldırgan, bu hareketiyle Devletin egemenliğine de başkaldırmaktadır. Bu nedenlerle fiili haciz işlemlerinde orada bulunanların can güvenliğinin etkin şekilde korunması için kolluk görevlilerinin hazır bulunması zorunluluğu kanunla düzenlenmelidir. Kanun değişikliği önerimizi hazırladık. Yetkili makamlara sunduk. Üzerinde ortak bir çalışmayı da gerçekleştirdik.  Yeni yasama döneminde kanunlaşmasını diliyoruz. 

İcra iş ve işlemlerindeki sorunların çözülmesi, icranın etkinliğinin arttırılması gerekiyor. Büyük gibi görünen sorunların çözümü bazen inanılmayacak kadar basit olabiliyor. Doğru teşhis, doğru tedavinin ön şartı. Yargı reformu sürecinde kendimize görev çıkarttık. İcra iş ve işlemlerine ilişkin hangi sorunların yaşandığını ve çözümlerin neler olabileceğini işin içindekilere, yani avukat meslektaşlarımıza sorduk. Bize gelen 7187 yorumu tasnifledik, rapor haline dönüştürdük. Yeni dönemde Adalet Bakanlığımızla bu rapor üzerinde çalışmak istiyoruz. Ardından çözümler için ilgili makamlara başvuracağız. 

Sıkılı yumruklarla el sıkışılmaz, kavga edilir. Hizmet etmekle yükümlü olduğumuz vatandaşlarımız ve meslektaşlarımız bizlerden kavga değil sorunlarına çözüm bekliyor. 

MİLLİ BİRLİK VURGUSU

Sorun varsa çözüm bulunur. Yeter ki isteyelim ve konuşalım. Yeter ki milli birliğimizi koruyalım. Milli davalarımızda bir olalım. Milli meseleleri günlük işlerden ayırmasını bilelim. 

Yeter ki, milli birliğimizi korumanın vazgeçilmez şartının Milletimizin her ferdini adalet paydasında kucaklaştırmak olduğunu hep hatırlayalım.  Dilerim milletçe sağlık, refah ve huzur içerisinde geçireceğimiz, adil bir adli yıl olur.

Sayın Cumhurbaşkanım, sözlerimi bitirirken, başta Siz olmak üzere, Yargıtay Başkanımıza, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımıza, Adalet Bakanımıza, Cumhurbaşkanlığı kabinesinin tüm üyelerine ve çalışmalarımızda bizlere destek veren herkese gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Hak mücadelesine yüreğini ve emeğini koymuş avukat, hâkim, savcı meslektaşlarım ile adliye emekçilerine ve tüm vatandaşlarımıza yeni adli yılın hayırlı olmasını diliyorum. Yargıtayımızın yeni yerleşkesinin yapılmasını sağlayan ve emeği geçen herkese, başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Yargıtay Başkanımız olmak üzere teşekkür ediyorum. Saygılarımla.