Bir grup tantanacı ekonomistin iddia ettiği gibi rezervler buhar olmadığını sadece yer değiştirdiğini Sabah gazetesi yazarı Kerem Alkin nedenleriyle tek tek açıklamıştı.

Döviz rezervlerine ilişkin söylemler ile vatandaşların ve piyasaların zihninin kirletilmesi için yapılan algı operasyonlarının iyi niyetli olmadığını Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu köşesine taşıdı.




SENARYO YAZMALARINA GEREK YOK! ÖYLE BİR HESAP YOK
'Rezervlerin bozduğu büyük oyun' başlıklı yazısında, tantanacı ekonomistlerin yazdığı senaryonun boşa çıktığını belirten Müderrisoğlu, yazısında, "O kadar uğraşmalarına, senaryo yazmalarına gerek yok. Neden? Çünkü onların sandığı gibi bir hesap yok da ondan." ifadelerine yer verdi.




İşte Müderrisoğlu'nun bugünkü köşe yazısı;


Prof. Kerem Alkin konuya net bir giriş yaparak, döviz rezervlerine dair muhtelif iddia ve yorumlara teknik karşılıklar verdi.

Bir süredir, özellikle sosyal medya ortamında, Merkez Bankası döviz varlıkları üzerinden "Kimlere satıldı?" sorusu ileri sürülerek, bir tür suistimal, iltimas algısı yaratılmaya çalışıldığı görülüyor. Muhalif siyasi partilerin sözcülerinin de eşlik ettiği bir faaliyet, giderek organize hal alıyor...
İlgilenenler ve samimiyetle merak edenler için birkaç kritik hususa değinelim. Anlamak istemeyenlerin yanı sıra ön yargıyla malûl olanları da niyet ve hedefleri ile bir kenara not edelim.

YERİNE KONULAMAZ DEĞİL

Öncelikle...

Döviz rezervlerinin özellikli günler için tutulduğunu belirtelim. Günü gelince hazine ve kamu ödemelerinin yapılabilmesi, ithalatın finansmanı, ekonomik aktivitenin sürdürülebilirliği adına, döviz rezervleri bir tür hava yastığı görevi görür. Rezerv, yerine konulamaz varlık da değildir!

Gelelim ikinci noktaya...
Döviz rezervlerine ilişkin "peşkeş çekildi" söylemi ile vatandaşların ve piyasaların zihninin kirletilmesi gayretleri hakikaten ibretlik. Aman dikkat diyorum! Nedeni çok açık... Merkez Bankası bilançosunda, bankaların ve kurumların kayıtlarında, ödemeler dengesi hesabında rezervlerin seyrine dair somut veriler bulunuyor. Yani Türkiye, döviz işlemlerini kişiye ve kuruluşa özel ve kapalı devre yapmıyor. Her şey şeffaf ortamda cereyan ediyor.



Ve en önemlisi...
Türkiye'ye özgü faktörler siyasal tercihler ile Türkiye'yi hedef alan girişimler üzerinde de ayrıca durmak gerekiyor. Zira her kararın kendi iç tutarlılığı, şartların gerektirdiği hassas yönleri ve fırsat maliyeti bulunuyor.

Son iki yılı hafızasında canlandıranlar, üç kritik dönüm noktasını hemen hatırlıyorlar.
1 
Ağustos 2018. Yeni Ekonomi Programı'nın hemen öncesinde ve yeni hükümetin daha ilk aylarında, eski ABD Başkanı Trump'ın Türkiye ekonomisine açıktan saldırısı.
2 2019 baharında ve yazında yerel seçimler sırasında gerçekleşen dış kaynaklı ve iç destekli kur atakları.
3 2020 yılında tüm dünyayı kökten sarsan pandemi şokunun ekonomik ve toplumsal etkileri.