TEVFİK KADAN

Rusya'nın Ukrayna'daki özel askeri operasyonuyla birlikte Suriye sahasında da hareketlilik başladı. Rus birliklerinin ikincil operasyon bölgelerinden çekilerek LazkiyeTartus civarına yoğunlaşması, ülkede yeniden bir alan hakimiyeti mücadelesi başlattı. Özellikle ABD, Rusya'nın çekildiği bölgelere terör örgütünü yerleştirebilmek için Suriye'deki askeri varlığını artırıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ise terör örgütünün ilerlemesine bir kez daha kama vurmakta kararlı.

RUSYA SURİYE'DEN ÇEKİLİYOR MU?

2015 yılında Suriye Hükümeti'nin davetiyle ülkeye gelen Rusya, savaşın gidişatını önemli ölçüde değiştirmişti. Şimdilerde ise Rus askerlerinin özellikle 8 bölgeden çekildiği görülüyor. Bu bölgeler içinde Tel Rıfat, Ayn el Arap ve Münbiç ile Humus’un doğusundaki bazı kritik bölgeler, Tabka civarındaki üsler, Doğu Halep’teki Neyrab üssü, çöl bölgesindeki Sukna ve Palmira gibi yerler bulunuyor. Fakat bu çekilme Rusların ülkeden çıktığı anlamına gelmiyor. Esasında Suriye Hükümeti'ne desteğini devam ettiren Ruslar, öncelikli gördükleri Tartus ve Hmeymim gibi batı bölgelerinde askerlerini konuşlandırıyor. Ukrayna operasyonu nedeniyle ikincil gördüğü tüm operasyonlarını durduruyor. Örneğin Suriye çöllerinde şubat ayında 910 hava harekâtı düzenleyen Ruslar, mayısta bu sayıyı 300'lere kadar düşürmüşler. Şimdiler de Rusya'nın boşalttığı bölgelere kimin yerleşeceğinin kavgası veriliyor...

ABD SAHAYA DÖNÜYOR

ABD'nin sahadaki hamlelerinin mayıstan itibaren yoğunlaştığı görülüyor. Mayıs ayı başlarında Ayn el Arap, Rakka ve Tabka kentlerini ziyaret eden ABD'li askeri yetkililer, YPG güçleriyle söz konusu bölgelerde yeniden askeri güç bulundurma konusunda görüşmeler yaptılar.

Görüşmeler sonrasında “Syria Direct”e konuşan YPG'liler, ABD güçlerinin Rakka kuzeyinde bulunan 17. Tümen üssüne ve güneyde yer alan Tabka havaalanına geri döndüğünü öne sürdü. YPG'liler ayrıca, ABD güçlerinin Halep kuzeyindeki Ayn el Arap bölgesinin 43 kilometre güney doğusunda bulunan Harab Işk üssüne de yerleşme hazırlıklarına başladığını bildirdi.

ABD'nin Suriye kuzeyine asker yerleştireceğine ilişkin iddiaları doğrulayan YPG sözcüsü Mahmud Habib de, Suriye topraklarında nüfuz değişimini sarsabilecek TürkiyeRusya yakınlaşması ihtimaline karşın ABD'nin böyle bir karar aldığını aktardı. Habib, “ABD güçlerinin bazı bölgelere yeniden konuşlandırılması, bölgede uluslararası garantör kuvvetlerin bulunmama ihtimali durumunda Türkiye, İran milisleri ve IŞİD'in bölgede kazanımlar elde edebileceğine dair endişelerden kaynaklanıyor olabilir.” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Habib, ABD'nin Suriye kuzeyindeki hamlelerinin ABD Başkanı Joe Biden'ın yetkilileri aracılığıyla verdiği “YPG'yi koruma” taahhüdünü yerine getirme amacı taşıdığını ileri sürdü.

TÜRKİYE'NİN TEK HEDEFİ TERÖR

Türkiye'nin ise terör örgütünün ABD eliyle hakimiyet alanını genişletmesine karşı yeni bir operasyon için düğmeye bastığı görülüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Türkiye'nin olası harekâtının ilk hedefini de açıkladı. “30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararımızın yeni bir safhasına geçiyoruz.” diyen Erdoğan, “Tel Rıfat ve Münbiç'i teröristlerden temizliyoruz.” açıklamasında bulundu.

Suriye Millî Ordusu Sözcüsü Yusuf Hammud da Rusların Tel Rifat, Ayn elArap ve Münbiç aksından çekildiğini ve bu bölgedeki askeri varlığının kalmadığını duyurdu.

Türkiye'nin sonraki hedefin ise 2019 yılının ekim ayında başlattığı Barış Pınarı Harekâtı kapsamında kontrol altına aldığı bölgenin çevresi olabileceği değerlendiriliyor. Bu doğrultuda Ayn el Arap, Ayn İsa, Tel Tamr, Derbesiye ve Kamışlı gibi bölgelerde askeri hamleler gözlenebilir.

RUSYA HAREKÂTTAN MEMNUN

Rusya, geri çekildiği bölgelerin ABD ve PKK/YPG tarafından doldurulmasını istemiyor. Bu nedenle Moskova'dan Türkiye'nin askeri harekâtına yönelik olumlu mesajlar gelmeye başladı. 

Geçen hafta Suriye'de çeşitli güçlerin olduğuna işaret eden Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “ABD askerleri, hala Fırat nehrinin doğu yakasının büyük bölümünü işgal ediyor. Orada sözde devlet kurmaya çalışıyorlar, bölünmeyi destekliyorlar ve bölgedeki Iraklı Kürtlerin bir kısmının duygularını kullanıyorlar. Bu şekilde Iraklı ve Suriyeli Kürtleri birleştiren yapıda sorunlara yol açıyorlar. Türkiye, tabii bunlara kayıtsız kalamaz.”  açıklamasında bulundu.

Yine Putin'e yakınlığıyla bilinen ve Wagner'in kurucusu olduğu ileri sürülen Yevgeniy Viktoroviç Prigojin de “Harekat Türkiye'nin doğal hakkı!” dedi; aynı merkezin kuklaları olarak tanımladığı SDG/YPG/PKK ve DEAŞ'ın Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit ettiğini, Rusya’nın Suriye’deki askeri hamleye saygı duyacağını kaydetti.

ŞAM'I ESAS RAHATSIZ EDEN SURİYE'Yİ BÖLME HAMLESİ

ABD'nin son dönemde aldığı radikal bir karar da Suriye Hükümeti'nin Türkiye'nin harekâtına ilişkin bakışına yön verebilir. Her ne kadar Şam yönetimi Birleşmiş Milletler'e bir mektup yazarak harekâta karşı olduğunu açıklasa da, Şam'daki asıl rahatsızlığın, ABD'nin PKK/YPG'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararı olduğu belirtiliyor. Geçen haftalarda ABD'nin Suriye'ye yönelik ambargo kararını değiştirerek PKK/YPG kontrolündeki bölgeyi yaptırımlardan muaf tutacağını açıklaması, özellikle Şam'da ülkeyi bölme hamlesi olarak algılandı. Bu kararla birlikte Suriye'nin kuzeyinde yeni bir “devlet” oluşumunun startının verildiği değerlerdiriliyor. Bu nedenle Rusya da Suriye de Türkiye'nin terör örgütlerine yönelik harekâtını zımnen de olsa destekliyor görünüyor.

Nitekim daha önce de Barış Pınarı Harekâtı sırasında sınır hattından kovulan teröristlerin yerini Suriye Ordusu doldurmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan sınırlarımzda Suriye güçlerinin olmasından herhangi bir rahatsızlık duymadıklarını açıklamıştı.

ABD'DEN TÜRKİYE'YE UYARI

Bu arada ABD'den üst üste operasyon karşıtı mesajlar gelmeye başladı. Daha önce 'endişeliyiz' açıklaması yapan Washington, önceki gün de açık mesajlar verdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin olası bir yeni harekâtının bölgesel istikrarı baltalayacağını ileri sürdü.

Günlük basın brifinginde konuşan Price, tüm tarafların ateşkes bölgelerini koruması ve bu bölgelere saygı göstermesinin, ihtilafa siyasi çözüm bulmak için çalışmasının kritik önem taşıdığını vurgulayarak, “Bunun tersi yöndeki her türlü çabanın, Suriye’deki daha geniş boyutlu ihtilafı sona erdirme hedeflerimize ve Kürt ortaklarımızla da dahil olmak üzere birlikte IŞİD’e karşı son yıllarda imza attığımız muazzam ilerlemelere zarar verebileceğine inanıyoruz.” ifadesini kullandı.

Daha önce Fırat Kalkanı, Zeytindalı ve Barış Pınarı harekâtlarında da benzer açıklamalar yapan ABD, Türk askeri girdikten sonra kendi üslerini bombalayarak bölgeden kaçmak zorunda kalmıştı.

MÜNBİÇ VE TEL RIFAT 6 YILDIR İŞGAL ALTINDA

Terör örgütü YPG/PKK, Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölgelere yönelik saldırılarında üs olarak kullandığı Tel Rıfat ve Münbiç ilçelerini 6 yıldır bölge halkına baskı uygulayarak işgal altında tutuyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekâtı, Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü ve destekçilerince kurulmaya çalışılan "terör koridoruna" set çekti.

Suriye'de Türkiye'nin düzenlediği operasyonlarla oluşturulan güvenli bölgelere saldırılarından vazgeçmeyen YPG/PKK'nın, terör eylemlerinde ise Tel Rıfat ve Münbiç'teki mevzileri öne çıkıyor.

Fırat'ın batısında Türkiye sınırına 18 kilometre mesafede bulunan Tel Rıfat ve sınırdan 30 kilometre uzaklıktaki Münbiç ilçeleri, 6 yıldır YPG/PKK'lı teröristlerin işgalinde bulunuyor.

EVLERİNE DÖNMEYİ BEKLİYORLAR

Halep'in Tel Rıfat ilçesi, Şubat 2016'da YPG/PKK'lı teröristlerin eline geçti. İlçenin nüfus yapısını değiştiren YPG/PKK, bu yolla Tel Rıfat'ı işgali sırasında yaklaşık 250 bin Arap sivili göçe zorladı. Yerinden edilen Tel Rıfatlılar, Türkiye sınırına yakın bölgelere sığındı.

Derme çatma çadırlarda zor şartlarda yaşayan Tel Rıfatlılar, 6 yıldır evlerine tekrar kavuşmanın hayalini kuruyor. Azez ilçesine sığınan Tel Rıfatlılar, sık sık terör örgütü YPG/PKK'nın işgalinin son bulması talebiyle protesto düzenliyor.

Nüfusunun yüzde 99'u Arap olan Münbiç'teki terör örgütü YPG/PKK da, dayatmalarıyla sivil halkı canından bezdiriyor. YPG/PKK'nın, gençleri "zorunlu askerlik" adı altında zorla silahlı kadrosuna katma uygulamasına karşı çıkan Münbiç halkı da zaman zaman gösteri düzenliyor.

Münbiç halkına taleplerini kabul ettirmek için baskılar uygulayan terör örgütü, iç savaş öncesi nüfusu 1 milyonu bulan ilçede halkı, tekelinde tuttuğu yakıttan da mahrum bırakıyor.

GÜVENLİ BÖLGELERE TEHDİT OLUŞTURUYOR

Terör örgütü, yuvalandığı bu ilçelerden yaptığı sızma girişimleri ve roket saldırılarıyla, ülkenin kuzeyinde Türkiye'nin gerçekleştirdiği operasyonlarla oluşturulan güvenli bölgeleri tehdit ediyor. Tel Rıfat'ın Taane, Kasne, İmhuş, Harbil, Şeyh İsa, Minnağ, Ayn Dakne, Kefer Kaşır, Meranaz, Burc el Kas ve Miyase köylerinde ağır silahlarıyla konuşlanan teröristler, buradan Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekat bölgesindeki yerleşimleri hedef alıyor. Teröristler, Münbiç'teki Sacur Çayı çevresinden de güvenli bölgedeki Cerablus ve Bab ilçelerini ağır silahlarla vuruyor. Aydınlık