Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkmenistan ziyareti dönüşünde uçakta yaptığı “Suriye Türkiye Rusya  üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz.” Anlatım, anlatımları takip edenleri açısından çok sürpriz söylenmeye da, içerideki Amerikancılarda telaşa neden oldu. Washington, TürkiyeSuriye işbirliğini engellemek için var gücüyle çabalıyor. Bunu da gizlemiyorlar. Türkiye'nin Suriye ile normalleşmesine ABD'nin itiraz etmesini bunun için gösterge. Ama olay sadece açıklamalarla sınırlı değil. Washington, Türkiye'yi PKK ile ortak tatbikatlar düzenleyerek, bölgeye ağır silahlar göndererek PKK ile işbirliğini gösterie gösterie yapıyor. Hal böyle olunca “örtülü Amerikancılık” devreye giriyor. Hükümet'e yakın televizyon ekranlarında halen Suriye, Rusya ve   İran'ı hedef alan propagandayı sürdürenler var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ve Rusya ile ortaklıktan söz ederken, Hükümet'i örneklerdeki pozundaki bu kesimler, Rusya ve İran'ı ABD ile yan yana, Türkiye'ye karşı saldırganlar çalışıyor. Anadolu Ajansı, TRT ve Hükümet'e yakın birçok yayın organında bu kesimlerin halen etkin olduğu ve dönüm noktası niteliğindeki hassas anlarda ele geçirdikleri görülüyor.

SON ALTI AYLIK GELİŞMELER

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki PKK unsurlarına yönelik harekâtı tartışmaları Haziran gidişatından beri yoğun bir şekilde tartışıyoruz. Geçtiğimiz altı ay boyunca Türkiye ile ABD, Rusya, İran ve Suriye arasındaki görüşmeler çeşitli, düzeylerde ve farklı mekanizmalarla devam etti. Bu süre içinde, 19 Temmuz'da Tahran'da Astana Zirvesi, 5 Ağustos'ta Erdoğan ile Putin'in Soçi'deki buluşması, 16 Eylül'de Erdoğan'ın da katıldığı, Türkiye'nin Diyalog Ortağı olduğu Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi, 13 Ekim'de Türkiye'nin de kurucularından biri olduğu Asya İşbirliği Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK) Zirvesi, 11 Kasım'da Türk resim Teşkilatı Zirvesi düzenlendi. Bütün bu toplantıların ana ilkeleri, iç işlerine karışmama, bölücü ve yobaz teröre karşı ortak mücadele, bütün topraklıklarına saygı ve birlikte kalkınmayı esas alan bölgesel işbirliklerinin genişletilmesi idi. Ama daha önemli, bu zirvelerin kesişme noktası, toplantılara katılan ülkelerin bulunduğu alanlarda bölge dışı güçlerin müdahalelerini engellemek için işbirliği yapma kararı idi. Böylece Asya ülkeleri, ABD'yi dizginlemek için irade birliği kurma yönündeki kararlarını ilan etmiş olacak. Suriye'de çözüme doğru giden yolu açan esas etken budur.

TAYİN EDİCİ ADIM

2016 yılı sonunda Türkiye'nin Rusya ve İran ile hükümdarı Astana ortaklığının bölge sorunlarının çözümü için başarıya ulaşan bir model olarak işlev görmesi, bütün bu gelişmeler üzerinde tayin edici etki yaratmıştır. Çünkü Astana süreci, saldırısını en yoğunlaştırdığı yerden başlayarak, ABD'yi bütün bölgede devre dışı bırakacak yolunu açmıştır. Bu gelişme, sadece bölge değil, tüm dünyadaki dengeleri değiştirmiştir. Türkiye'nin, Astana ortaklığı ile, Suriye'yi yıkmayı hedefleyen Atlantik cephesinden koparak, Suriye'nin toprak çevresini yeniden kurmasını hedefleyen Asya ülkelerinin safına kalıntılarıyla dengeler ABD aleyhine şekillenmiştir. Bu strateji anlatımını sağlayan zeminin, Türkiye'nin elini kolunu bağlayan Gladyo'nun yapılanmasının tasfiye edilmesini da hatırlatalım.

GELİŞMENİN YÖNÜ

Türkiye, Suriye ile barışma görüşmelerimiz sürüyor. Rusya ve İran ile birlikte başta Çin ve Türk resimleri Teşkilatı üyesi ülkeler olmak üzere Asya ülkelerinin desteğiyle ABD'nin bölge planlarını tarihe gömecek gerekliliği olgunlaşmıştır.

Bölge devletinin ABD saldırganlığına karşı güçlerini birleştirmesi, karşı harekete geçmesi ve sürmesi tarafları olan genel birliklerin baltalamalarına rağmen güçlenerek sürüyor. Sürecek, çünkü ABD saldırganlığını önlemek için başka çıkar yol yok.

Aydınlık