Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gazete Duvar'dan Can Bursalı'nın sorularını yanıtladı.

Dokunulmazlığının kaldırılması başvurusuna dair açıklamalarda bulunan Soylu, "Hakkımda yazılanların hepsi yargıya götürülsün istiyorum. Yargı fezlekesini hazırlasın. Bu iftiralarla mücadele etmek bizim asli görevimizdir. Ve bunlar sistematik. Kim yapıyor? Bir bağlantı kurabilir miyim? Kim bir takım arkadaşların cezaevinden çıkması için seferber oluyorsa onlardır. Bu kadar basit. Ben bunu anlamıyor muyum yani? Niye ABD iki defa bize yasak koymuş oldu? OHAL döneminde Güneydoğu Anadolu'ya bir tek Batılı diplomatı sokmadım ben 15 Temmuz'dan sonra. Bunu ilk kez söylüyorum. Bir tek Batılı diplomatı sokmadım. Çünkü karıştırıcılık hedefliyorlardı. Sokmadım. Gidemediler. Gidemezsiniz dedim, bitti. Ve ne kadar başarılı olduğumuz da belli sonuç itibariyle. Keşke Türkiye'de bu işleri yapabilmek söylendiği, yazıldığı, çizildiği kadar kolay olabilse. Risk alacaksınız. Karşılığı var. Maalesef var. Biz mücadele ederiz. Çekinmeyiz." ifadelerini kullandı.

Süleyman Soylu: Güneydoğu'ya bir tek Batılı diplomatı sokmadım  Resim : 1
Süleyman Soylu (Fotoğraf: Gazete Duvar)

Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle:

BAHÇELİ'NİN ÖCALAN ÇAĞRISI

Devlet Bey’in ne söylediğini, muhalif muvafık herkes çok iyi anlıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuşmaya yönelik mutabakatı da açık. Şu anda bizim beklememiz gereken şey bu öneriye karşı terör örgütünün kendisini lağvetmesidir. Bu kadar basit. Ha içeride siyaset yapacaksınız, buyurun yapın. PKK’dan bağımsız bir siyaset yapın. Devlet Bey, çerçeveyi çizdi. Muhatap Kandil değil, Edirne değil, Batı da değil. Muhatap İmralı. Bu önemli bir şey. Bu süreç ne demektir biliyor musunuz? Küreselleşmenin sonuna geldiğimiz bu zaman diliminde Sayın Cumhurbaşkanımız ve Devlet Bahçeli'nin Türkiye'yi büyük bir koşuya hazırlaması demektir.

'KAYYIM ATANANLAR KASITLI ADAY GÖSTERİLMİŞ'

Kayyım meselesi de ‘Terörsüz Türkiye' projesinin en önemli ilkesidir. Siyasi partiler, terör soruşturmasında ya da kovuşturmasında adı geçen birini aday yapıyorsa burada kasıt aranır. Bugüne kadar yerine kayyım atanmış kişiler, kasıtlı şekilde aday gösterilmişlerdir. Devlet buna bigane kalamaz, hukuk da buna bigane kalamaz. Bu çok net. Buna yol verirseniz siz Terörsüz Türkiye değil, terörün yönettiği bir Türkiye ile karşı karşıya kalırsınız. Oradan elde edilecek insan kaynağının, oradan elde edilecek finansın, desteğin, moralin önünü açamazsınız. Dünyanın hiçbir ülkesini açamazsınız.

UYUŞTURUCU BARONLARINA VATANDAŞLIK MI VERİLDİ?

Uyuşturucu baronlarına vatandaşlık verildiği iddiası büyük bir iftiradır. Sadece bana değil, Türkiye Cumhuriyeti devletine ve ilgili kurumların tamamına büyük bir iftiradır. Bu süreç, Türkiye'nin vatandaşlık vermeyi yatırım, istihdam, gayrimenkul ve menkul ve nakit değerler üzerinden değerlendirme kararı aldığı günden itibaren başladı. Suç ve suça bulaşmış hatta davası soruşturma ve kovuşturma aşamasında olan hiç kimse kanunumuza göre vatandaş olamaz. Bunların hepsi manipülasyon. Hatta bu suçlara vatandaşlık aldıktan sonra bulaşırsa da vatandaşlık elinden alınabilir. Hiçbir uluslararası suçlu vatandaş olamaz.

'BU SON DÖNEMİM'

Siyaset bir amaç değildir. Milletimize, ülkemize, değerlerimize, insanlığa bir hizmet yoludur. Siyaset böyle bir yoldur. Siyasetin esiri olmamak lazım. Ben 13 yıldır cumhurbaşkanımıza yakın çalıştım. Hakikaten çok riskli dönemlerin içerisinde çalıştık. Bir faninin yaşayabileceği bir çok şeyi üst üste yaşadım. Allah'a şükürler olsun, birçok onur da yaşadım. Ben ülkem için, milletim için, devletim için, partim için, bu ülke için görevimi yaptığımı düşünüyorum. Ve sadık bir şekilde de çok çalıştım. Ben her zaman söylerim. Tayyip Erdoğan benim liderimdir. Siyasi hayatımı da bu gerçeklikle tamamlayacağım. Parti kurma gibi iddialar var. Bizde 3 dönem kuralı vardır. Ben 4 dönemdir milletvekiliyim. Milletvekilliğimi tamamladıktan sonra tecrübeme danışılırsa sadece danışılması kaydıyla şerefle memleketimize, davamıza, fikrimle ve tecrübelerimle katkıda bulunurum. Tayyip Erdoğan siyaseti bıraktığı gün aktif siyaseti ben de bırakacağım. Ondan sonra da danışma olur, tecrübelerden istifade olur, fikir olur. Bunların hepsi bizim için ayrı bir onur vesilesidir. 28. dönem milletvekilliğinden sonraki tavrım ancak partim bana bir şey danışırsa kendi görevimi yerine getiririm.

'BAHÇELİ BANA HER KONUDA SAHİP ÇIKMIŞTIR'

Bir parantez Devlet Bahçeli'yi açmam lazım. Görev yaptığım sürede bana sahip çıkmıştır her konuda. Ömrüm boyunca onun desteğini unutamam. Bundan 5 yıl önce çocuklarıma bir şey söyledim. Olur da bana bir şey olur, soyadımız üzerinden size siyaset teklif ederler. İkiniz de siyasete girerseniz hakkım size helal değildir. Bu benim şahsi durumuma özel bir şeydir. Ben gençlerin siyaset yapmasını isterim. Şunu da söyleyeyim; ben Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha Cumhurbaşkanı olmasını arzu edenlerdenim. Gelecek Türkiye'sinin sağlam zeminlere oturtulabilmesi için bu tecrübeye, bu bilgiye, bu bilgeliğe ve bu akla Türkiye'nin ihtiyacı var. Türkiye'nin zamana ihtiyacı var, 68 yıllık bir süreç gerekiyor. Cumhur İttifakı'nın bu birlikteliğiyle devam etmesi gerekir.

'CHP SİYASETİNDE KÜÇÜK BİR PARANTEZ'

Ben Özgür Özel'i CHP siyasetinde bir parantez olarak görüyorum. Küçük bir parantez.