Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün düzenlenen Beğendik Köprüsü'nün açılış törenine canlı bağlantıyla katılarak, bir konuşma yaptı.

“Yaklaşık bin yıldır bu topraklarda her kökenden, her dilden, her kültürden insanın ortak bir hayali, ortak bir hedefi vardır. Bu hedef hep birlikte güven, huzur, refah içinde kardeşçe yaşamaktır” diyen Erdoğan, bu ortak hedefi engellemek için terör dahil her yolu denediklerini ama başaramadıklarını belirtti. Terörle mücadeleden darbe girişimine kadar uzanan bu sınamaları birer birer başarıyla geride bıraktıklarını kaydeden Erdoğan, “Sınırlarımızı kuşatmaya çalışan terör örgütlerini tepelemekle kamadık, karada ve denizde oldukça derinlikli bir güvenlik hattı oluşturduk. Ekonomimize kurulan tuzakları aldığımız tedbirlerle etkisiz hale getirerek büyüme ve kalkınma yolunda ilerlemeyi sürdürdük” dedi.

Türkiye'nin bu kararlı yürüyüşünün birilerini rahatsız ettiğini vurgulayan Erdoğan, “Gerek içeride gerek uluslararası alanda ülkemize yönelik saldırıların artması işte bu rahatsızlığın tezahürüdür” ifadelerini kullandı. Erdoğan şöyle devam etti: “Elbette bu mücadelede sürekli yeni tuzaklarla karşılaşıyor, yeri geldiğinde kayıplar da veriyoruz ama asla yılmıyor, yolumuzdan dönmüyoruz. Geçmişte bütün enerjisi ve imkanları iç çekişmelere teksif edilerek çok fırsatlar kaçırması sağlanan bu ülkenin artık aynı oyuna gelmeyeceğini herkesin anlamasını istiyoruz. Kuklalarla değil kuklacılarla muhatap olduğumuz bir döneme girdik. Bunun için ne terör örgütleri ne içine çekilmek istendiğimiz kısır siyasi gündemler ne diğer tuzaklar işe yarayacaktır. Hedeflerimize ulaşana kadar mücadeleye, çalışmaya, üretmeye, inşaya, ihyaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin her alanda olduğu gibi egemenlik haklarının kullanımı konusunda da sürekli çifte standarta maruz kaldığını belirtti. Dünyanın bir ucundan gelip Türkiye sınırlarında operasyon yapmayı kendilerine hak görenlerin Türkiye'nin güvenlik kaygılarını hiçe sayabildiğine değinen Erdoğan, “Bizi sahillerimize hapsedecek ve denize adım atamayacak hale getirecek anlaşmaların peşinde koşanlar Türkiye'nin meşru anlaşmalarına karşı çıkabiliyor” dedi.

'UZLAŞMAK İÇİN TAVİZ VERDİĞİMİZDE KAYBETTİK'

Hiçbir kayda değer sağlık altyapısına sahip olmayan ve şeffaflıkla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan ülkelere kapılarını açanların Türkiye'ye yasak koyabildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkenin meşru yönetimini yıkmaya, demokrasimizi ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişimlerini görmezden gelenler bununla kalmayıp darbecilere kucak da açabiliyor. Kural, kaide, hukuk tanımadan ekonomimizi hedef alanlar dönüp bir de piyasa kurallarını ihlalle suçlayabiliyor. Ülkelerinde İslam düşmanlığı ve yabancılara yönelik saldırılarıları önlemek için adım atmayanların Türkiye'nin egemenlik haklarını kullanmasına saldırabiliyor. İşte tüm bu gelişmeleri, dostlarımızla düşmanlarımızı birbirinden ayırabilmemizi sağlayan birer filtre olarak görüyoruz. İçeride ve dışarıda kimin hangi safta durduğunu gördükçe bundan sonra neyi, nasıl yapmamız gerektiğini de anlıyoruz. Türkiye hangi konuda kendinden taviz vererek uzlaşma yolu aradıysa hepsinde de kaybetmiştir, zararlı çıkmıştır. Buna karşılık hangi konuda ilkeli, kararlı, onurlu duruş sergilemişse evet bedelini ödemiştir ama sonuçta kazanan tarafta yer almıştır.”

İSTİKLAL HARBİMİZ KADAR ÖNEMLİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kriter dergisindeki söyleşide, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Türkiye'nin, Libya ile Doğu Akdeniz'de de aktif bir strateji izlediği belirtilerek “Türkiye'nin buradaki gelişmelere bakış açısı nasıl” şeklindeki bir soruya ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu karşılığı verdi: “Aralarında komşularımızın da olduğu bazı ülkeler, Türkiye'yi Doğu Akdeniz'de etkisizleştirmek için hatalı bir sürecin içine girdiler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye'nin Akdeniz'deki haklarını gasbetmek istediler. Defalarca bunun yanlış olduğunu, hukuka uygun olmadığını söyledik. Türkiye'nin hak ve hukukunu koruma noktasında kararlı olduğunu ifade ettik. Hedefleri, Akdeniz'e en uzun kıyıya sahip olan ülkemizi sadece oltayla balık tutacak bir kıyı şeridine mahkum etmekti ama attığımız adımlarla bu planı boşa çıkardık. İki sondaj gemimizi göndererek, ülkemize ait alanlarda sismik araştırmalar yapmaya başladık.

KAPIMIZ AÇIK

“Açık ve net söylüyorum; biz tarih boyunca farklı medeniyetlere beşiklik etmiş Akdeniz'de gerilim istemiyoruz. Bilakis burada var olduğu düşünülen hidrokarbon kaynaklarının, tüm bölge için bir fırsat teşkil ettiğine inanıyoruz. İş birliğini ve adil bir paylaşımı esas alan her türlü teklife kapımız açıktır. Bu prensipler temelinde herkesle çalışmaya hazırız.”

Erdoğan Türkiye'nin, Libya'dan Doğu Akdeniz'e, Suriye'den Irak’a kadar çok farklı cephelerde beka mücadelesi verdiğine dikkat çekti ve “Bu mücadelenin başarısı en az İstiklal Harbimiz kadar önemlidir. Ülkemizin zaferden başka şansı yoktur” dedi.

CHP'YE RAĞMEN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP ile ilgili eleştirilerini anlatırken de şu ifadeleri kullandı: “Suriye'nin kuzeyinde kurulmaya çalışılan terör koridorunu, CHP’ye rağmen akamete uğrattık. Hendek ve çukur terörünü CHP'ye rağmen engelledik. İdlibli kardeşlerimize yine CHP'ye rağmen sahip çıktık. 15 Temmuz sonrasında FETÖ'ye karşı mücadelemizi yine CHP'ye rağmen sürdürdük. Aynı şekilde Libya ve Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızı CHP'nin muhalefetine rağmen savunduk ve savunuyoruz.”