Yaklaşık bir yıldır, içinde yaşadığımız krize nasıl girileceğini, anlatmakla geçirdim.

Şimdi krizin içindeyiz.

Bu krizin büyüklüğünü ve şiddetini açıklamak için, ekonomistler ve düşünürlerin düşüncesi, bu kriz 1929 büyük buhranından da büyük bir buhrandır. 20072008 krizinden de büyüktür.

Covit 19 bu işin hızlandırıcısıdır. Petroldeki fiyat savaşı, Rusya’nın, ABD’nin Amerikan doları üzerinde sürdürdüğü spekülasyona bir cevabıdır.

Krizi gören zenginler, spekülasyonun ne kadar yüksek rakamlara ulaştığını bildiklerinden, verdikleri kredilerini geri çağırıyorlar. Nakitte, altına, gümüşe, kadmiyum ve lityuma geçiyorlar. Zaten geçtiler.

Krizin getirdiği güvensizlik arttığından herkes nakitte (likiditede)kalmaya çalışıyor.

Likidite denilince de ABD doları akla geliyor. Çünkü bankaların verdiği kredilerin elle tutulur, gözle görülür banknot olmadığı, dijital para olması nedeniyle, kriz gelince de gerçek paraya (banknotta) ihtiyaç artıyor.

 Fiat currency/ kaydipara/kredi parası hem Liraya hem de Dolara dayalı olarak üretilebiliyor.

Amerikan merkez bankası her gece bir trilyon dolar basıyor gene de yetmiyor. İki ayda 6,45 trilyon dolar bastı.

Piyasada dolaşan türevlerin (kâğıt varlıkların, bono, tahvil, vs.) arkasındaki teminatlar gerçekten bir değer taşımaması, böyle kriz dönemlerinde ortaya çıkıyor. Teminatlara kimse güvenmiyor.

Açgözlülük hastalığı, ipotekleri paket yapıp, borç olarak başkalarına satmakla meşguldür.

Teminatlar güvenilir değil ve bu teminatlara istinaden üretilen dijital para da geçersizliğe düşüyor. Ticari bankalar kredi veremez konuma geldikleri gibi, daha önce verdikleri kredileri zamanı gelmediği halde geri çağırıyorlar.

Borçların/kredilerin serbest dolaşımı tıkandığından nakit ihtiyacı tavan yapıyor.

Ticari bankalar tarafından dijital olarak üretilen paralar bir işe yaramadığı için, merkez bankalarından banknot istiyorlar. Ya da başka bankadan gecelik repo yoluyla nakit tedarik etmeye çalışıyorlar. Diğer bankaların da durumu aynı olduğundan repo faizleri tavan yapıyor.

Sonunda, bu kadar çok para basılmasına rağmen, bu sıkışıklık ortada para yokluğunu getiriyor. Buna da finansal kriz diyorlar.

Finans kapital, kapitalizmin en son ve en rezil halidir. Finans kapital bir spekülasyon sitemidir. Bu kriz kapitalizmin nihai krizidir.

Finans kapital bir spekülasyon yapılanmasıdır. Gayri meşru bir yapılanmadır.

Ne kadar çok finansal spekülasyon (sahte ipotek paketleri, olmayan şirketlerin sahte hisse senetleri, vs.) oluşmuşsa, o kadar çok nakit sıkıntısı ortaya çıkıyor.

Olmayan şirketler için üretilen hisse senetleri, arkasında gerçek bir varlık olmayan türevler(kağıtlar) üretmeden kar etme sistemi çöktü.

Belli bir zümreye para basma yetkisi devletler tarafından verilmiştir. Devletler bu durumun ortağıdır. Buhranın da sebebi servet sınıfı ve finans kapitale yol veren devletlerdir.