Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih sondaj gemisinin Karadeniz’de yaptığı aramalarla ilgili olarak, 85 milyar metreküp daha doğal gaz bulunduğunu, Sakarya gaz sahasında toplam doğal gaz rezervinin 405 milyar metreküpe ulaştığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz ve Akdeniz’deki yeni sondajlarla alınacak müjdelerle bu kaynağın yükseltileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Test, analiz ve detaylı mühendislik çalışmaları sonunda keşfettiğimiz rezerve 85 milyar metreküp daha ilave edildi. Böylece Sakarya sahasının Tuna1 bölgesindeki toplam doğal gaz rezervi miktarı 405 milyar metreküpü buldu." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih sondaj gemisinde incelemelerde bulunmasının ardından yaptığı açıklamada, bugün hem Fatih sondaj gemisinin personelini tebrik etmek hem de keşfedilen rezervin yeni miktarını paylaşmak üzere geldiğini söyledi.

Fatih sondaj gemisini İstanbul'un fetihinin 567. yıl dönümü olan 29 Mayıs'ta Haydarpaşa Limanı'ndan Karadeniz'e uğurladıklarını hatırlatan Erdoğan, Trabzon Limanı'nda kule montajı, bakımı ve ikmali yapılan geminin 20 Temmuz'da Sakarya sahasının şu anda bulunduğu yerdeki Tuna1 kuyusunda sondaja başlandığını ifade etti.

Erdoğan, yapılan çalışmalar sonunda deniz tabanının altındaki kuyunun ilk iki katmanında 320 milyar metreküplük doğal gaz bulunduğu müjdesini 21 Ağustos'ta ilan ettiklerini aktararak, şunları kaydetti:

"Bu tarihten sonra da sondaj faaliyetlerine devam eden gemimiz, 4 bin 445 metre derinliğe kadar ulaştı. Test, analiz ve detaylı mühendislik çalışmaları sonunda keşfettiğimiz rezerve 85 milyar metreküp daha ilave edildi. Böylece Sakarya sahasının Tuna1 bölgesindeki toplam doğal gaz rezervi miktarı 405 milyar metreküpü buldu. Bu kuyudaki çalışma önceden planlandığı şekilde 4 bin 775 metre derinliğe ulaşılmasıyla sona erdi. Fatih sondaj gemimiz Filyos Limanı'ndaki bakım, ikmal ve teknik hazırlık safhalarının ardından inşallah önümüzdeki aydan itibaren sondaj faaliyetlerine yine Sakarya sahasındaki Türkali1 kuyusunda devam edecek. Türkali1 kuyusundan da çok kısa sürede sevindirici haberler almayı bekliyoruz. Tuna1 kuyusunda keşfettiğimiz 405 milyar metreküplük doğal gazı burada kurulacak platform vasıtasıyla topraklarımıza ulaştıracak ve ülkemizin tamamına hizmet veren sisteme entegre edeceğiz. Hedefimiz 2023 yılında bu gazı milletimizin kullanımına sunmaktır. Böylece Türkiye tarihindeki en büyük hidrokarbon kaynağına kavuşmuş olacaktır. İnşallah Karadeniz'deki ve Akdeniz'deki yeni sondajlardan alacağımız müjdelerle bu kaynağı daha da genişleteceğiz."

"DENİZALTI ROBOTUMUZU DA YERLİ VE MİLLİ İMKANLARLA PETROL SEKTÖRÜMÜZE KAZANDIRDIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, halen Yavuz sondaj gemisinin, Barbaros Hayrettin ve Oruç Reis sismik araştırma gemileriyle birlikte Akdeniz'de faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kanuni sondaj gemimiz Karadeniz'deki sondaj faaliyeti için yola çıktı. Yıl sonuna kadar fiilen kuyu açmaya başlayacak. Hepsi de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na ait sondaj gemilerimiz, dünyadaki toplam derin deniz sondaj filosunun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturuyor. Sismik araştırma gemilerimiz de kendi alanlarının en modern donanımlarına sahiptir. Fatih sondaj gemimiz, ekipmanın ve ekibin millileştirilmesi yolunda önemli bir adımdı. Şimdi yeni bir adım daha atarak uzaktan kumandalı ileri teknoloji ürünü denizaltı robotumuzu da yerli ve milli imkanlarla petrol sektörümüze kazandırdık. 'Kaşif' adını verdiğimiz bu denizaltı robotu sayesinde yüzlerce metre derinlikteki ihtiyaç duyulan elektrik ihtiyacını ve video görüntülerini uzaktan kumandayla hiçbir riske girmeden elde edebileceğiz. Denizaltı robotumuzun ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

Son dakika: Tarihi gün Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni müjdeyi açıkladı...

Erdoğan, Karadeniz'de bulunan Fatih sondaj gemisini ziyaretindeki konuşmasında, keşfedilen hidrokarbon kaynaklarının ekonomik değer olarak çok önemli bulunduğunu, Türkiye'nin bu konuda net ithalatçı bir ülke olduğunu söyledi.

Rusya, İran ve Azerbaycan'dan doğal gaz, Cezayir, Katar, Nijerya ve Amerika gibi yerlerden de sıvılaştırılmış doğal gaz ithal edildiğini ifade eden Erdoğan, "Ülkemizin çeşitli yerlerinde küçük miktarlarda petrol ve doğalgaz çıkıyor olmakla beraber bunlar toplum olarak toplamda tüketimimiz içinde bir hayli yetersiz düzeydedir. Karadeniz'de keşfettiğimiz rezerv ülkemizin bugüne kadarki en büyük hidrokarbon kaynağıdır. Devamının da geleceğine inandığım bu keşiflerle inşallah ülkemizin doğal gazda dışarıya bağlılığı önemli ölçüde azalacaktır. Bu aynı zamanda milletimize daha ucuz doğal gaz hizmeti verebileceğimiz anlamına da geliyor." diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye'nin sahip olduğu güçlü alt yapısı sayesinde sondaj çalışmalarını dışarıdan kiralamaya göre gerçekten çok uygun bir maliyetle ve güvenle gerçekleştirdiğini dile getirerek, gazın kalitesinin yüksekliğinin işletme maliyetlerinin de minimum seviyede olacağına işaret ettiğini kaydetti.

Kalkınma ve büyüme çabasının en büyük kalemini oluşturan petrol ve doğal gazda dışarıya ödenen miktar azaldıkça bu hizmetlerin millete daha hesaplı sunulabileceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Böylece ülkemizde kalan kaynağı da yatırıma, üretime, istihdama yönlendirme imkanına kavuşacağız. Ancak bu keşfin en az miktarı ve değeri kadar önemli kabul ettiğim bir diğer husus da Türkiye'nin yürüttüğü tarihi istiklal ve istikbal mücadelesi sürecinde milletimize büyük bir moral vermiş olmasıdır. Yıllarca gıptayla baktığımız hidrokarbon zenginliklerine artık ülkemizin de sahip olabileceğini görmemiz inşallah diğer alanlardaki mücadelelerimizin başarıya ulaşacağının da işaretidir. Dünyada son bir asırda yaşanan çatışmaların çoğu hidrokarbon kaynaklarına sahip olabilmek için çıkmış veya çıkartılmıştır. Türkiye bu çatışmaların tamamen dışında kalarak kendi emeği ve gayretiyle bugün bulunduğu yere gelmiştir. Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarını paylaşım mücadelesinden Türkiye'yi dışlama çabalarına rıza göstermeyerek yeni bir dönemin kapısını açtık. Ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını yok sayan hiçbir plana, hiçbir girişime, hiçbir oldubittiye izin vermemekte kararlıyız. Buradan bir kez daha tekrarlıyorum. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda özellikle de toprağında gözümüz yoktur. Biz sadece kendi haklarımızın müdafaası içindeyiz. Bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak için diplomasinin tüm yollarıyla birlikte gücümüzün tamamını kullanmakta kararlıyız. Doğu Akdeniz'de barışı, huzuru, istikrarı egemen kılmanın yolu Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarına saygılı olmaktan, tanımaktan, teslim etmekten geçiyor. Bunun dışındaki hiçbir zorbalığa ve komedi düzeyine varan oyunlara eyvallah etmeyeceğiz."