Milli Eğitim Bakanı Selçuk, uzaktan eğitim çalışmaları ve yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarıyla ilgili yapılan basın toplantısında soruları cevapladı.


SORU: Milyonlarca insanın gözü bu toplantıda. İki sorum olacak; birincisi özel okullar meselesi. Özel okul temsilcileriyle görüşmelerinizin olduğunu biliyoruz. KDV indirimi istediklerini biliyoruz, aynı zamanda velilerin de özel okullardan indirim talepleri var. Somut bir sonuç çıktı mı?

İkinci sorum. Öğretmenler EBA'da öğrencileri toplayamadıklarından şikayetçiler. Bu konuda bir planınız var mı?

Tabi özel okullarla ilgili olarak defalarca toplantılar yapıp, her bir okulun ayrı ayrı şartları nelerdir, konumu nedir, ücreti nedir... Bunlarla ilgili çözümleme çalışmaları yapıldı ve temsilcilerle uzun soluklu çalışmalar gerçekleştirildi. Ve biz özel okulların velilerin talepleri noktasında, tedbirler alması noktasında beklentilerimizi net olarak ifade ettik. Onların da geçen hafta deklerasyonu oldu. Ve biz bu talebe uyarak, özel okullarda indirim yapması konusunda; okula göre değişecek bir durum söz konusu. Ama her okulun bunu yapması konusunda okul temsilcilerinin bir mutabakatı var.

Vergi ve benzeri hususlar konusunda hayata geçebilecek bazı kolaylaştırmalar, veli lehine... Neler olabilir, bunu da çalışıyoruz. Bir hafta içerisinde belirli bir noktaya da gelmiş olacağız. Netleşen konu şu. Velilerimizin taleplerini özel okullarımızın dikkate alacağını umuyorum. Almaları konusunda da kendileriyle her türlü irtibat içindeyiz.

OKULLAR 21 EYLÜL'DE AÇILACAK MI?

SORU: Yüz yüze eğitime geçiş süreciyle ilgili bazı haberler yansıdı. Şu sınıflar başlayacak, sonra devam edecek şekilde. Dün de haberler vardı ama yalanlandı. Nasıl bir planlama süreci yürütüyor musunuz?

Dikkat ediyor musunuz,  üyelerine sorular soruluyor. Bizim de tavsiyelerini aldığımız bir kuruldan söz ediyoruz. Bu soruyu sorduğunuzda bunun çok net ve belirlenmiş bir cevabının aylar öncesinden olamayacağı, o günkü koşullara bağlı olarak sürekli bir değerlendirmeye muhatap olması gerektiği söyleniyor.

Diyelim ki biz üç sene önce, iki sene önce net olarak söylüyorduk. "Okullar şu tarihte açılacak" diyebiliyorduk ama bunun 'in tek karar alıp da söylemesi, diğer paydaşlarla işbirliği içinde alınabilecek karar olmasından dolayı mümkün değil.

Ama bizim yaklaşımımız nedir, biz çocukların yüz yüze eğitim almasını tabi ki çok istiyoruz. Ama izliyorsunuz, salgının seyrine ilişkin rakamlar sayılar yayımlanıyor.


Kurul dese ki, Sağlık Bakanlığımız dese ki "Okulların tamamının açılmasında sakınca yoktur" dese biz bunu elbette açarız. Ama "kesinlikle şu şu olmaz" dese, bizim tam tersini yapıyoruz dememiz söz konusu değil.

Biz hiçbir çocuğumuzu ve öğretmenimizi riske atan bir karar imza atmayız.

Benim ricam sadece, resmi kaynaklarda MEB'in sitesinde ne yazıyorsa odur. Önemli olan şu, biz 21'inde belirli sınıflarda yüz yüze eğitimi başlatacağız. Salgının seyri itibariyla, sürekli değerlendirme söz konusu olduğu için biz bunu takip ediyoruz. Buna uygun olarak da durumumuzu dikkate alacağız.

SORU: Bu yıl yüz yüze eğitimin yapılmaması gündemde olursa, sınav konusu nasıl değerlendirilecek?

Şimdi tabi bütün bu süreçlerin birbirine bağlı ve ön şartla ilişkisi var. Müfredat sınava bağlı, sınav öğretmene bağlı, öğretmen veliye bağlı. Bu anlamda biz her zaman öğrencimizi zorda bırakmayacak, öğrencimizin ve öğretmenimizin lehine olan kararları alıyoruz. Bize, henüz daha sınav muhtevası diyelim ki YKS ile ilgili... İkinci dönemin sonuna doğru ne yapılır, ÖSYM'ye verilir. Bizim şimdiden belirlemek istediğimiz, belirlediğimiz bazı hususlar da var. Bunun ölçme değerlendirme fırsatı bitmek üzere. Bir hafta içerisinde belirli bir netliğe kavuşacak. Şu anda onların görevi.

SORU: Çalışanlarda tedirginlik var. Uzaktan eğitimle kendilerine çok büyük görev düşüyor. Bu yıl nasıl olacak, çok merak ediliyor. Görüşlerinizi almak isterim...

Ailelerin müthiş bir heyecanı var. Acemilikleri var, ilk kez böyle bir şeye şahit oluyorlar. Yine Bilim Kurulu'nun tavsiyesiyle biz küçük sınıflarla ilgili başlama noktasında çok daha kararlıyız. Çünkü bu çocukların akademik ihtiyacı elbette var ama ilk önce manevi ihtiyacı var. Bunu karşılama için de öğretmeniyle az da olsa, bir şekilde bir tanışsınlar. Tanıştığı kişiyle ilkokul iki, üçüncü sınıf öğrencisinin görüşmesi başka olur. Tanımadığı biriyle görüşmesi başka olur.

Annelerimiz, çok yoruldular. Bunun farkındayız. Bununla ilgili de nasıl bir kolaylık olursa yapacağız. Bu yüzden, öğretmenlerimiz 'okullarda olmak istiyoruz, ulaşamadığımız öğrencilere nasıl ulaşırız' bana sordukları soru bu. Binlerce soru geliyor öğretmen arkadaşlarımdan. Ben inanılmaz derecede memnunum. Bu süreçte, milletimizin zor zamanında milletimize sahip çıktılar.

Okullara gitmek istemiyormuş öğretmenler vesaire, bunlar bana çok anlamsız geliyor. Çünkü öğretmenlerimizin çabasını biliyorum, bu yüzden müteşekkirim.

SORU: 60 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı bulunan öğretmenlerle ilgili alınacak tedbirler nedir?

Risk grubundaki öğretmenlerimizle, hatta bütün öğretmenlerimizle ilgili, servis şoförlerimizle ilgili HES kodları vasıtasıyla herhangi bir öğrencimizin yakınındaailesinde bir vaka söz konusu ise, o öğrencinin yüz yüze eğitim başladığında okula devam etmemesi konusunda, anlık tedbir alıp da okul yöneticisinin telefonuna düşecek şekilde yazılım altyapımız bitti.

60 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan öğretmenlerimiz... Kamu personeline ilişkin genelge üç gün önce yayımlandı. O yayımlanmadan önce bir kararımızı almıştık. Bu öğretmenlerimizin idari izinli sayılması gibi. Böyle bir risk söz konusuyken bizim onları davet etmemiz asla söz konusu olamaz.

Biz öğretmenlerimizin tam zamanlı bir mesai düşünmüyoruz. Okul en güvenli yer. Tedbirimizi olağanüstü alıyoruz.