'nın camiden müzeye dönüştürülmesine ilişkin 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle Danıştay 10'uncu Dairesi'nde açılan dava tamamlandı. Danıştay, kararın 15 gün içinde açıklanmasına hükmederek, duruşmayı bitirdi.

Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya'nın camiden müzeye çevrilmesine ilişkin 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle 2016'da Danıştay'da dava açtı. Dernek, kararda bulunan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ait imzanın sahte olduğunu ileri sürdü. Danıştay 10'uncu Dairesi'nde, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair söz konusu kararın iptali istemiyle açılan dava görüşüldü. Duruşmaya Dernek Başkanı İsmail Kandemir, Dernek Avukatı Selami Karaman, Cumhurbaşkanlığı avukatı katıldı.

'SAKAT BİR KARARLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Davacı derneğin avukatı Selami Karaman savunmasında, Ayasofya Camii'nin Fatih Sultan Mehmet'in şahsi mülkü olduğunu savunarak, "Fatih Sultan Mehmet Han'ın iradesine uygun davranılması açısından Ayasofya Camii'nin müzeye çevrilmesi kararının iptal edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yetki ve şekil yönünden sakat bir Bakanlar Kurulu kararıyla karşı karşıyayız. Bakanlar Kurulu kararının iptalinin neden gerektiği üzerinde durduğumuz husus, mülkiyet hususudur. Ayasofya Camii'nin cami vasfının ortadan kaldırılarak müze olarak kullanılması Fatih Sultan Mehmet'in iradesine de aykırıdır. Biz mülkiyet hakkının görmezden geldiğini söylemekteyiz" dedi.

Avukat Karaman, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün reisi cumhur olarak Bakanlar Kurulu kararında imzası olduğunu hatırlatarak, "Biz, bu imzanın kendisine ait olmadığını belirtmekteyiz. Atatürk'ün imzalarının temin edilerek incelenmesi talebimiz var" diye konuştu.

'EŞİTLİK İLKESİ' VURGUSU
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği Başkanı İsmail Kandemir de savunmasında, "Anayasa Mahkemesi, Atatürk'ün vasiyeti üzerine hiçbir dokunmazına bir şey yapılamayacağı kararını verdi. Eşitlik ilkesi kapsamında Fatih Sultan Mehmet'in varlıklarına da aynı şekilde hiçbir şeyin yapılmaması gerekir. Mülkiyet hakkına uygun karar verilmesini arz ve talep ederiz" ifadelerini kullandı.

SAVCI: İŞLEM HUKUKA UYGUN
Cumhurbaşkanlığı avukatı, mahkemenin kararına saygılı olduklarını belirtirken, Danıştay savcısı ise "O tarih itibarıyla işlem hukuka uygundur. Ayasofya hakkındaki karar geçmişte Bakanlar Kurulu tarafından alınmıştır. Dolayısıyla şu anda Ayasofya'yı tekrardan açmak Bakanlar Kurulu'nun yani Cumhurbaşkanlığının kararını gerektirir. Bu nedenle davanın reddini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Savcı, imzasının sahte olduğu iddiasıyla ilgili ise farklı yerlerde de Atatürk tarafından ayın imzanın kullanıldığını belirtti.
Savunmaların ardından Danıştay 10'uncu Dairesi, kararı 15 gün içinde açıklamak üzere duruşmayı bitirdi.

'YÜKSEK MAHKEME VİCDANLARI TATMİN EDECEKTİR'
Çıkışta açıklama yapan Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği Başkanı İsmail Kandemir, "İnşallah yüksek mahkeme vicdanları tatmin edecek, Ayasofya'nın tekrar cami olmasını sağlayacak kararı verecektir. Buna inanıyoruz. Kararı bekleyip göreceğiz" diye konuştu. Avukat Selami Karaman ise söz konusu davanın 2016 yılından bu yana devam ettiğini hatırlatarak, "4 yıllık bir yargı sürecinin artık sonuna gelmiş bulunuyoruz. Danıştay, anayasal yüksek bir mahkeme olarak Türk Milleti'nin bu konudaki hissiyatını, Ayasofya Camii'nin 86 yıldır müze olarak kullanılmasını ve bunun Türk Milleti'ni incittiğini, üzdüğünü ve buna göre de vicdanları da tatmin eden bir karar vereceğini düşünüyoruz, ümit ediyoruz" dedi.

'15 GÜN İÇİNDE AÇIKLANACAK'
Karaman, Türkiye'de azınlık vakıfların bile malları mahkeme kararlarıyla iade edilirken 'un fatihi Fatih Sultan Mehmet Han tarafından kurulan Ebu'l Feth Sultan Mehmed Han Vakfı'na ait bir taşınmazın hala cami vasfı dışında kullanılmasının Müslümanları, Türk Milletini üzdüğüne işaret ederek, "Biz inşallah Danıştay'ın buna son verebileceğini düşünüyoruz. Mahkeme kararını bekleyip hepimiz göreceğiz. Kararın, İdari Yargılama Kanunu Usulüne göre 15 gün içerisinde açıklanacağı kanunda yazıyor. Bu bugün açıklanabilir, birkaç gün içerisinde açıklanabilir, o yüce mahkemenin takdirinde olan bir durum" ifadelerini kullandı.

İLK DAVA 2005'TE AÇILDI
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya için ilk kez 2005'te Danıştay'da dava açarak, söz konusu Bakanlar Kurulu kararının iptali ve yürütmenin durdurulmasını istemişti. Danıştay 10'uncu Dairesi, 24 Haziran 2005'te Bakanlar Kurulu kararının yürütmesini durdurma istemini reddetmişti. Daire 2008'de ise Ayasofya Camii'nin müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığına işaret ederek, davayı reddetti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Dairenin bu kararını onamıştı.

Derneğin Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuru hakkında ise 2018'de karar verilmişti. Yüksek Mahkeme, Ayasofya'nın namaz kılınması için e açılması yönündeki talebin reddedilmesi nedeniyle din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvuruyu, 'yetkisizlik' nedeniyle kabul edilemez bulmuştu.