Adil Hacıömeroğlu yazdı...


Dün akşam hükümet, hafta sonu sokağa çıkma yasağı olacağını açıkladı. Söz konusu toplum sağlığı ise bu yasağa uymak zorundayız, başka ne yapabiliriz ki?

Görüşü, inancı ne olursa olsun herkes toplumun bir parçası… Koronavirüs adres, düşünce, inanç, renk ayrımı yapmıyor; yakaladığını yataklara düşürüyor; hatta canını alıyor.

Bugün, hava çok güzel… Güneş sımsıcak ısıtmakta doğayı. Cumartesi, pazar günleri daha sıcak olacak gibi. Sıcak bahar günlerinde evde oturmak çok zor olacak kimi yurttaşlarımız için. Ama ne yapalım, sıkacağız dişimizi koronaya karşı.

Sokağa çıkma yasağı açıklandığında sosyal medyadaki muhalifler, sokağa çıkma yasağına karşı çıktılar. “Hani yaşam normale dönmüştü, bu sokağa çıkma yasağı da nereden çıktı?” benzer iletiler paylaşıldı. Hükümete yüklenildi.

Öyle ki…

Bazı zekâ küpleri yaratıcılıklarını(!) kullandılar. “Virüsün akıllısına, insanın aptalına denk geldik.” biçiminde tümceler kurdular. Sokağa çıkma yasağının gereksiz olduğunu anlatan yüzlerce gerekçe ortaya attılar. Memlekette ne kadar uzman(!) kişi varmış da haberimiz yokmuş.

Bugün öğlene doğru Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medyada sokağa çıkma yasağını iptal ettiğini açıkladı. Bu kez aynı kişiler, sokağa çıkma yasağının niye iptal edildiği sormaya başladılar. En ağır eleştirilerini dile getirmekteler.

İnsan, sormadan edemiyor: “Siz, neyi savunuyorsunuz sokağa çıkmayı mı, çıkmamayı mı?” Amacınız üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? Bir karar verin…

Yukarıda anlattığım çok yalın örnek, muhalefetin düştüğü açmazı göstermesi bakımından çok ilginçtir. Siyaset üretemeyen, toplumun dev gibi büyüyen sorunlarına çözüm sunamayan muhalefet ve onun klavyecileri “Saksağanın kuyruğu suya değdi mi, değmedi mi?” biçiminde söz dalaşlarıyla siyaset, muhalefet yaptıklarını sanmaktalar.

Ah Türkiye’m ah! Nasıl bir çıkmazdasın? İktidar şaşkın, muhalefet ondan da şaşkın!


İLK KURŞUN


İlgili Haber: Erdoğan'dan hafta sonu uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili flaş açıklamalar