Soros'tan milyonlarca para alıyor, yabancı diplomatlarla iş tutuyor, toplumu dizayn etmek için elinden geleni yapıyor... Herkesle konuşan adam Kavala'nın ilişkileri, savcılığın esas hakkındaki mütalaasında anlatılmıştı

“15 Temmuz darbe girişimi” ile “Gezi Parkı olayları”na ilişkin aralarında Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın da yer aldığı, 9'u firari 17 sanığın yargılandığı dava önceki gün karara bağlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Osman Kavala'yı, TCK'nın 312/1 maddesi gereğince, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanığın “siyasal veya askeri casusluk” suçundan ise beraatine hükmetti. Diğer 8 sanık da 18'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Gerekçeli karar henüz açıklanmasa da, dava sürecinde sunulan esas hakkında mütalaa içinde Kavala'nın ilişki ağına yönelik önemli tespitler yer almıştı. İşte savcılık mütalaasından dikkat çeken bölümler...

OTPOR SÜRECİN İÇİNDE

Savcılık mütalaasında; sanıkların başını çektiği eylemsellik sürecinin “gelişigüzel bir süreç değil toplum mühendisliğinin ürünü olduğu, hazırlık eylemlerinin arka planında dünyaca ünlü bir başkaldırı topluluğunun bulunduğu, bu kapsamda sanıkların, kalkışmanın hazırlık sürecinde dünyaca ünlü Otpor Grubu'ndan destek aldıkları” belirtiliyor.

Otpor Grubu, Sırbistan’da rejimi devirmek amacıyla kurulan ve 'sivil başkaldırı' yöntemleri kullanan bir örgüt olarak tanımlanıyor. Mütalaada Gürcistan Gül Devrimi, Ukrayna Turuncu Devrim ve Arap Baharı gibi bir dizi hareketin Otpor tarafından yönlendirildiği belirtiliyor. Otpor kurucularının daha sonra da CANVAS (Uygulamalı Şiddetsiz Eylem ve Stratejiler Merkezi) adıyla bir eğitim kurumu da oluşturduğu ifade ediliyor.

Mütalaaya göre Otpor kurucusu Ivan Maravic ile CANVAS eğitmenlerinin 2012 ve 2013 yıllarında ülkemize çok sayıda seyahat gerçekleştirdiği, Gezi eylemleri sırasında 2,5 ay Türkiye'de kaldıkları, sanıklar ile Türkiye'de ve Mısır'da görüştükleri, bu görüşmeleri yapanların da Osman Kavala ile irtibatta olduğu tespit edilmiş. 

SOROS SÜRECİN İÇİNDE

Ayrıca mütalaada George Soros'a da önemli bir yer ayrılmış. Soros’un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü'nün “seçilmiş hükümeti devirmek veya bir karara zorlamak için alışılagelmiş terörist faaliyetler yerine, kendilerini legalize ederek örgütledikleri kitlelerin başkaldırılarıyla amaçlarına ulaştığı” belirtilmiş ve şu değerlendirmede bulunulmuş:

“Toplumların dönüştürülmelerini, bunun sonucu olarak da dünya üzerindeki farklı kültürlerin yozlaştırılarak kendilerinin kontrol altında tutabildikleri evrensel kültüre sahip topluluklar yetiştirilmesini sağlamaktır. Bu sayede hem legal görünüm altında istedikleri zaman harekete geçirebilecekleri gençler yetiştirebilecek, hem de avuçlarının içinde tuttukları kapital sistemi kendi çıkarları doğrultusunda devam ettirecek evrensel bir tüketim topluluğu oluşturabileceklerdir. Bu dönüşüm, yozlaştırma/kültürüne yabancılaştırma hareketi için de dünyanın her yerinde fonladıkları sivil toplum örgütlerini aktif olarak kullanmaktadırlar.”

Mütalaada bu kapsamda Soros tarafından Türkiye'deki Açık Toplum Vakfı’na 20112017 yılları arasında toplam 14 milyon 26 bin 703 dolar gönderildiği, Açık Toplum Vakfı’nın da Anadolu Kültür A.Ş.’ye 2 milyon TL’ye yakın para transferi yaptığı belirtilmiş.

SOROS'TAN TALİMAT

Mütalaada Kavala ile Açık Toplum Vakfı Genel Müdürü Gökçe Tüylüoğlu'nun yakın ilişkide oldunun altı çiziliyor. Yapılan incelemelere göre Gökçe Tüylüoğlu, sık sık Soros'la görüşmek için yurt dışına çıkıyor ve bu görüşmelerin öncesinde ve sonrasında Kavala'ya bilgi veriyor.

Örneğin 1 Temmuz 2013 tarihinde Gökçe Tüylüoğlu, Jordi isimli bir şahısla görüşüyor. Görüşmede Jordi, “Soros’la beraber Yunanistan’da olduklarını, Soros’un Gezi Kalkışması ile ilgili Avrupa’daki gençlerin de harekete geçirilmesi, Gezi Kalkışması’nı desteklemeleri için organize edilmeleri talimatı verdiği, bu yönde bir organizasyona başladıklarını” beyan ediyor; sanık Gökçe Tüylüoğlu da “kısa bir süre önce protesto grubuna liderlik eden 3 kişi ile akşam yemeğinde buluştuğunu ve protestolarla ilgili yapılacakları konuştuklarını” söylüyor. Soros'la görüşmelerin hepsi, Kavala'ya aktarılıyor.

ABD'DEN KAVALA'YA GÖREV

Mütaalaya göre; ABD Büyükelçiliği Siyasi İşler Konsolosu Yuri Kim Gezi Kalkışması’nın başlamasının hemen ardından 31 Mayıs 2013 tarihinde Osman Kavala'yı arıyor. Aralarında şöyle bir sohbet geçiyor:

Yuri: “Merhaba Osman nasılsın? Sen o eylemlerde değildin değil”

Kavala: “Geçen akşam onları ziyaret ettim. Çok yaygın bir şekilde gaz kullanımı vardı. İnsanların köşede toplandığını gördüklerinde onları gazlamaya başladılar, gerçekten inanılmaz.”

Yuri: “Evet evet evet, peki dinle bir iki şeyden bahsedecektim, birisi Washington’da basında arkadaşların varsa” (...) “Washington’a devlet binasında soruyu sormalarını söyle basın toplantısında.”

Kavala: “Tamam tamam” (…) “Ama toplantı ne zaman, basın toplantısı ne zaman?”

Yuri : “Çok yakında yani 1 civarı gibi bir şey tamam mı?”

Kavala: “Tamam tamam”

Yuri: “Onlara soruyu sormalarını söyle ve ona bir giriş yaparız.”

Kavala: “Tamam” (…) “Yani şey gibi soru mu?”

Yuri: “Yalın olarak süreç hakkında ne düşünüyorsun ve Büyükelçinin söyledikleri hakkında ne düşünüyorsun ve bizde Washington’da ... (anlaşılmadı) ve ikincisi ise düşünceyi ifade etme özgürlüğü hakkında konuşabilecek yüksek mevkide birisine ulaşmaya çalışıyoruz, tamam mı? Bu işle uğraşıyoruz.”

Kavala: “Evet, tamam. Muhteşem”

Yuri: “Tamam” (...) “Pekala, çok zaman yok o yüzden telefon görüşmelerine şimdi başlasan iyi olur eğer birilerini arayacaksan.”

Kavala: “Tamam.”

Bu görüşmenin ardından Kavala’nın uluslararası bağlantılarını kullanarak ABD Dışişleri Bakanlığının 1 Haziran 2013’teki olağan basın toplantısında muhabirlere Gezi Kalkışması ile ilgili soru sordurduğu, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki’nin de Türkiye'yi hedef alan bir açıklamada yaptığı anlaşılıyor.

Ayrıca Kavala'nın Yuri Kim ile görüşmesinde yanında İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Raportörü Emma SinclairWEBB'in de olduğu ve Webb ile Yuri Kim arasında da benzer konuşmaların yapıldığı görülüyor.

Aynı gün Kavala’nın sanık Mine Özerden’le de bir görüşme yaparak, “Cezayir Restorant'ta 5 yabancı basın mensubunun bulunacağı bir basın açıklaması ayarladığını, buraya basın mensuplarıyla görüşmek için Sırrı Süreyye Önder ve İlhan Cihanir’i ayarladığını, yine Gezi Parkı’ndan birkaç aktristin de ayarlanmasını istediği” tespit edilmiş.

ARNAVUTKÖY'DE GİZLİ GÖRÜŞME

Mütalaaya göre 31 Ekim 2013 tarihinde de Kavala'nın işyeri ABD İstanbul Başkonsolosluğu tarafından aranıyor. Konsolosluk çalışanı Metin Çetin, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland'ın 1 Kasım'da Türkiye'ye geleceğini, 45 kişilik bir toplantı yapmak istediğini söyleyerek Kavala'yı davet ediyor. 1 Kasım Cuma Saat 14:30'da Arnavutköy'de ABD İstanbul Başkonsolosu'nun evinde yapıldığı anlaşılan görüşmeye, Kavala'nın da katıldığı görülüyor.

30 Aralık 2013'te ise Hollanda Başkonsolosu'nun Kavala'yı ziyarete geldiği incelemelere yansımış.

İŞÇİ PARTİSİ ORADA MI

Osman Kavala’nın 2 Haziran 2013 tarihinde Tuğrul Paşaoğlı isimli şahıs ile yaptığı görüşmede söyledikleri de dikkat çekici:

Tuğrul: “Taksim Parkı girdiğimizden daha iyi halde. Tek tek izmarit topluyorlar. Bi de yemek organizasyonu yapıldı, yani şey aktivist çoğunluk, etrafın temizliği ve geride duruyor. Her solcu, 1sosyalist gruplarımız ise miting yapıyorlar.”

Kavala: “Bu şeyler hala orda mı?”

Tuğrul: “Kim?”

Kavala: “İşçi Partisi takımı.”

Tuğrul: “Yok yok onlardan kimse yok, şey var. Kaldıraç maldıraç işte diğerleri, hepsi o, klasik bildikleri yöntem.”

Kavala: “Onlar şey.”

Tuğrul: “Yok yok onlar şey işte, en yukarıya bayrak koyup bağırmakla ilgileniyorlar. Geri kalan hali ise herkes elinde torba ve şey, eldiven şey yapıyor. Arka tarafta bir tane yemek sağdıcı gibi bir şey kurmuş. Ben Fatih’e söyledim. şimdi yüz tane sandiviç hazırlatıyor.”

Kavala: “Güzel.”

CUMHURİYET'E PARA BULMA MESAİSİ

Osman Kavala’nın kullandığı cep telefonunun yapılan incelemesinde, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Engin’in 2 Kasım 2017 tarihinde Whatsapp'tan Kavala'ya uzun bir mesaj yazdığı tespit edilmiş. Aydın bu mesajında özetle, gazetenin ekonomik olarak darboğazda olduğunu söylüyor ve Kavala'nın Brüksel'e giderek Avrupa Birliği'nden kendileri için fon bulmasını istiyor. Yapılan konuşmalardan Kavala'nın da bu teklifi kabul ettiği görülüyor.

AÇILIM DESTEKÇİSİ, SÖZDE SOYKIRIM SAVUNUCUSU

Osman Kavala’nın kullandığı cep telefonunun yapılan incelemesinde, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Engin’in 2 Kasım 2017 tarihinde Whatsapp'tan Kavala'ya uzun bir mesaj yazdığı tespit edilmiş. Aydın bu mesajında özetle, gazetenin ekonomik olarak darboğazda olduğunu söylüyor ve Kavala'nın Brüksel'e giderek Avrupa Birliği'nden kendileri için fon bulmasını istiyor. Yapılan konuşmalardan Kavala'nın da bu teklifi kabul ettiği görülüyor. Aydınlık